Eski Said Dönemi Eseri olan Tuluât risalesinde, 1918 Yılında kurularak dört yıl gibi kısa bir süre hizmet verdikten sonra 1922 yılında ilmi faaliyetlerine son veren Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye ile ilgili ilginç bir soru bulunmaktadır.
Bu soruya Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin verdiği cevabı aktardıktan sonra verilen cevap üzerinden bazı çıkarımlarda ve değerlendirmelerde bulunmak istiyoruz.
“Sual: Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye neden hizmet edemedi?
Cevap: En büyük hizmeti, adem-i hizmetidir. En büyük hareketi, hareketsizliğidir. Çünkü buradaki hâkim olan kuvvet-i ecnebiye, lehinde olmayan her bir hareketi boğuyor. Hareket edenleri gördük: Mukaddes camilerde gâvurlara dua ettirildi ve mücahidlerin cevaz-ı katline fetvâ verdirildi... İşte Dârü’l-Hikmet, bu fırtına içinde âlet ettirilmedi. En büyük mâni olan ecnebî kuvvet, bütün kuvvetiyle ahlâksızlığı himaye ve teşci ediyordu. İkinci derecede sebep: Dârü’l-Hikmet eczaları, kabil-i imtizac, belki de ihtilât değil. Şahsî meziyetleri vardır. Cemaat ruhu tevellüd etmedi. Ene’ler kavîdir, delinmedi ki, bir “nahnü” olsun. Ben, biz olmadı. Mesailerinde teşarük düsturuyla işe girişildi, teavün düsturu ihmal edildi.” Hakikatinde ifade edilen Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’yi şahs-ı manevi içerisinde yer alan bir şahıs olarak düşünelim.
Bazı şartlar ve özel durumlar vardır ki o şartlar altında ve o durum içerisinde hiçbir hizmette bulunmayarak tamamen hareketsiz kalmak şahs-ı manevimiz adına daha faydalı olabilir. Böyle süreçlerde, sadece yerinde durarak olağanüstü şartların normale döneceği zamanı beklemek ve sağlam bir irade ortaya koyarak sarsılmamak ehemmiyetli hale gelir. Menfi hususlara âlet edilmenin ve kötü amaçlı odakların ağına takılmanın büyük bir tehlike olarak ortaya çıktığı zamanlarda “ben” demeyi terk ederek “biz” olmayı sıkça dillendirmek şahs-ı manevimize yapılacak en büyük hizmettir. Her ne olursa olsun ben geri duramamam ve şahs-ı manevimiz adına sükûnetle hareket edemem demek büyük bir yanlıştır. Zamana bırakıldığında kendiliğinden çözülecek problemler vardır ki, şimdi çözülmeye çalışılması sorunu daha da büyütebilir.
Unutmamak lazımdır ki, bazen en büyük hizmet adem-i hizmet ve en büyük hareket, hareketsizlik olur.