"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hulûsi Ağabey (Yahyagil)

Hasan ŞEN
19 Nisan 2022, Salı
Sayın Raşit Yücel’in 16 Mart’ta gazetemizde yayınlanan muhterem Hulûsi Yahyagil için yazmış olduğu satırları okuyunca Hulûsi Ağabeyle görüşmelerimi hatırladım.

1968 yılında Bingöl seyahatimden dönerken hiç görmediğim Hulûsi Yahyagil Ağabeyi görmek ve elini öpmek için Elazığ’a gittim. Sorduğum kimselerin tarifi üzerine o günkü ismi Yeni Cami olan semte giderek ikindi namazına gelir diye bekledim. 

Fakat benim dikkatimi çeken birisini göremedim. Namazın sünnetini kıldıktan sonra müezzin kamet getirirken birden başım çevrilir gibi sol tarafımda yürüyen nuranî bir zata döndüm. O sevimli haliyle sanki ‘aradığın benim’ der gibi idi. Namazdan sonra cemaatten birine sordum, bana namazda gördüğüm o nuranî zâtı gösterdi. 

Yanına gittiğim zaman “Ağabey ben İzmir’den geliyorum. İzmir’deki kardeşlerim adına elinizi öpmek istiyorum” deyince; “Kardeşim biz el öptürmüyoruz” diyerek elini öptürmedi. O zaman ben de “Elinizi öptürmüyorsunuz, sarılmamız, musafaha için ne dersiniz?” dedim. “Peki bunu kabul edelim” diyerek sarılmamıza müsaade etti. Fakat o sarılma anını hiç unutamıyorum.

Daha sonra dersaneye giderek dersini dinledik ve çok istifade ettik. Fakat benim kendi düşüncem olarak, Hulusi Ağabey gibi ciddi birinin gelenlerle lâtife etmesini o ciddiyete uygun olur mu diye biraz garip karşılamıştım.

Fakat daha sonraları araştırmalarım neticesinde anladım ki bu tarz Âl-i Beyt’in hususiyetlerinden bir halettir. Daha sonraları Risale-i Nur Külliyatı’nda Hulûsi Ağabeyin bir sualine Hazreti Üstad cevap verirken aynen şu ifadeleri kullanıyor: “Fakat ben arkadaşlarıma derdim ki: ‘Hulûsî ne şimdiki Türklere ve ne de Kürtlere benzemiyor. Bunda başka bir hâsiyet görüyorum.’ Arkadaşlarım da beni tasdik ediyordular.” (Lem’alar, Münacat, Dokuzuncu Lem’a. )    

Daha sonraları 1970 yılında ziyaret için İzmir’e geldiklerinde rahmetli Ahmet Feyzi Kul Ağabeyle, yine rahmetli muhterem Mustafa Birlik Ağabeyin evinde yapmış oldukları mehdiyet meselesini halâ hatırlıyoruz. Ve kaleme alınmış olan o konuşma kütüphanemde durmakta ve zaman zaman okuyup istifade etmekteyiz. 

Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, makamı cennet olsun. Cenab-ı Hak şefaatine nail eylesin.           

Okunma Sayısı: 2249
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali gözüak

    19.4.2022 14:20:21

    Evet 4 yıl derslerini dinlemeyi Rabbim nasip eyledi Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin amin

  • Ömer

    19.4.2022 12:21:17

    Selamün aleyküm Hasan abi. Bu güzel hizmetlerinizi ve hatıraları gazetemizde ve kitap olarak bu kardesleriniz bekliyor. Allah gayretinizi arttırsın, Cenab-ı Allah'ın Şafi ismiyle uzun sağlıklı iman Kur'an yolunda ömürler diliyoruz. Muhabbetle

  • Ramazan Kaya

    19.4.2022 11:02:09

    Selamun Aleyküm, Allah razı olsun Hasan Şen abim.Ahmet kardeşin temennisine katılıyorum.

  • AHMET AYDIN

    19.4.2022 10:16:52

    cenab-ı Allah rahmet eylesin. kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe eylesin. Rabbim cennetinde kavuştursun inşallah. Allah sizden razı olsun Hasan Şen abim.

  • ahmet

    19.4.2022 09:57:22

    Merhaba ağabey. Mehdiyet meselesiyle ilgili konuşmayı da gazeteden istifademize sunarsanız çok seviniriz. Tabi sizce de uygunsa. Selamlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı