İnsanlar eskiden kilo alıp şişmanlamaya başladıkları zaman yemelerini azaltıp hareketlerini çoğaltarak tekrar denge haline dönerlerdi. Sonra ilim ve teknoloji gelişti. Yiyip içtiklerinin mahiyetini fayda ve zararlarını öğrendiler. Sonra ‘kalori’ keşfedildi. Fizikteki tanımına göre kalori (cal) kabaca, 1 gram suyun sıcaklığını 1 derece yükseltmek için gerekli olan enerji miktarıdır. Fakat besinlerle ilgili kalori miktarından bahsederken alışılmış olarak bir kalori denildiğinde aslında 1000 kalori yani bir kilokaloriden (1 kcal=1000 cal) bahsedilmektedir. Meselâ 68 kalori ihtiva ettiği söylenen bir elma aslında 68000 kalori=68 kilokalori ihtiva etmektedir.
Kalori ihtiyacı kişinin hacmine, ağırlığına, işine, sağlık durumuna hatta iklime göre değişir. Vücudun günlük kalori ihtiyacının yaklaşık % 45 ila % 65’inin karbonhidratlardan, % 20 ila % 35’inin yağlardan, % 10 ila % 35’inin proteinlerden karşılanmasını tavsiye edilmektedir. Tam büyüme çağında, yani, 12-14 yaşlarındaki bir çocuğun alması gereken kalori 30 - 40 yaşlarındaki bir şahsın alması gereken kalori miktarı ile aynıdır. Buna karşılık 60 yaşlarındaki bir şahsın alması gereken kalori miktarı, 40 yaşındaki bir şahsın günlük kalori miktarının yarısından biraz daha fazladır. Ağır işlerde çalışan bir kişinin günlük kalori ihtiyacı üç binle dört bin arasında değişir. Vücudunu yormadan, fazla ağır iş yapmayanların günlük kalori ihtiyaçları 2400 - 2500 civarındadır. Genellikle, kadınlar erkeklerden daha az kaloriye ihtiyaç hissederler.
Sonuç olarak beslenme ilmi de vücudu dengede tutmanın yolunu; gıda tüketimini ve hareketliliği ( fizikî aktivite) kontrol altında tutmakla sağlanacağını ifade etmektedir. Yani eskiden bildiğimiz denge halini muhafaza etme davranışının fazla ilerisine gidilememiştir. Sadece neyi niçin yaptığımız daha iyi anlaşılır olmuştur.