"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beka sorunu mu dediniz?

Hüseyin GÜLTEKİN
25 Şubat 2019, Pazartesi
Seçim için mi sandık başına gidiyoruz; yoksa düşmanla savaşmaya mı gidiyoruz?

Şehrimize, dolayısıyla bize hizmet edecek olanları seçmek için sandık başına mı gidiyoruz; yoksa şehrimizin, hatta ülkemizin bekasını, geleceğini ipotek altına almaya çalışan birilerini bertaraf etmeye mi gidiyoruz?

Yaşamakta olduğumuz ortamı daha ferah, daha huzurlu, daha yaşanabilir bir hale getirmek için çalışabilecek, kabiliyetli, liyakatli kimseleri iş başına getirmek için mi bu seçimler yapılıyor?

Yoksa ülkemizi işgal etmeye niyetlenen bekamızı, geleceğimizi tehdit eden bizim bilemediğimiz bazı hainlere lâzım gelen dersi vermek için mi sandık başına gidiyoruz?

Eğer gerçekten geleceğimizi, bekamızı tehdit eden bazı karanlık odaklar varsa. Gerçekten seçim bahanesiyle ülkemizin geleceğini ipotek altına almaya çalışan bazı yapılardan bahsediliyorsa. Hakikaten seçim sandığı üzerinden ülkemizin ve milletimizin geleceğini karartmaya çalışan bazı fırsat kollayan şer güçler varsa.

Ve bu şer odaklarını, bu ifsat komitelerini, bu fesat şebekelerini de devletimizin yetkili kurumları biliyorsa.

Bize göre 31 Martı beklemeden derhal gereğini yapmalı... 

Seçim gününü beklemeden geleceğimize, bekamıza göz diken bu şer odaklarını, fesat şebekelerini derhal, acilen tasfiye etmeli...  

Yok eğer böyle bir ihtimal, böyle bir tehlike yok ise maksadınız her seçim döneminde yaptığınız gibi ortalığa bir korku, bir endişe şırınga etmek suretiyle seçimden yine başarıyla çıkmak ise... Sizden başka birileri seçimi kazanır iş başına gelirse ülkenin beka sorunu söz konusu olur diyorsanız... 

Bunun anlamı şudur: Sizin dışınızdaki bütün muhalefet partileri vatan ve milletin geleceği ve bekası için tehlikeli yapılardır.. “Sakın bunlara rey vermeyin.. Ülkenin geleceğini, bekasını garanti altına alacak bizden başka kimse yoktur...” diyorsunuz. Ki demokrasilerde böyle bir mantık, böyle bir kural, böyle bir sistem yoktur. Çünkü bütün demokrasilerde muhalefetin olması şarttır. 

Kaldı ki ülkenin geleceği, bekası sizinle sınırlı ise, siz olmayınca ülkemizin geleceği tehlike arz ediyorsa, sizden başka ülkemize sahip olacak, bekasını temin edecek başka kimseler, başka partiler yoksa.. O zaman bekamız, geleceğimiz şimdiden tehlike altındadır. Çünkü her fani gibi sizler de fânisiniz, geçicisiniz, bu dünyada misafirsiniz.. Bâki değilsiniz, ebedî değilsiniz. Şu veya bu şekilde bir gün sahip olduğunuz makam ve mevkileri kaybedeceksiniz. 

Ama yine her seçimde olduğu gibi bu seçimde de “beka sorunu var. Ülkemizin geleceği tehlikededir..” bahaneleriyle  hayalî düşmanlar icad ederek, gerginlikler ve kutuplaştırmalar üzerinden seçimi kazanmak istiyorsanız...

Bakınız bu çeşit kavgalardan, gerginliklerden kutuplaşmalardan milletin psikolojilerinin çok fena halde bozulduğunu artık siz de itiraf ediyorsunuz. Makam, mevki uğruna toplumu bu kadar germeye, çatıştırmaya değer mi?  

Okunma Sayısı: 3406
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Arif Altay

    25.2.2019 20:23:23

    Beka sorunu mu yoksa "zeka" sorunu mu var acaba?

  • Metin

    25.2.2019 13:46:07

    Çok güzel yazmışsınız teşekkür ler şuna tabandaki fanatik kişilerde sanki 1nisanda ülke batacak diye muhalefetdüşüncede olanlara düşman gözüile bakıyor lar ağzımızdan bir cümleçıksa ya fetö ya vatan haini ilan ediyor lar enkötüsüde aynı yer de yaşayan eş dost akraba olmak allah emanet olun

  • Gündüz Alp-3

    25.2.2019 12:37:21

    Kendini tercih ederek rey vereni 'makbul' vatandaş kabul ederken, diğerlerini "zillet,illet, nasipsizler, çete' gibi isimlerle ademe mahkum eden bir siyaset ve yönetim anlayışıyla ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlarının katiyyen çözülemeyeceğini bilmemiz gerekiyor. Birbirleriyle 'savaş' halinde olan toplumda ne barış ve huzur, ne refah ve mutluluk, ülkesinde de ne hürriyet ve ne de adalet olur. 'Hayır barıştadır' ve barış hayırlı olandır. Bizler vatandaş olarak birbirimizin rakibi değil, eşit şartlarda yaşayan, vergisini veren, Türkiye Cumhuriyetinin birinci sınıf yurttaşlarıyız. Herkes reyinde gayet hürdür. Bir siyasal partinin iktidardan yahut yürütme organının/hükümetin görevden gitmesiyle ne din ne devlet elden gitmez. Din ü Devlet onlarla daim ve kaim değildir. Kitleleri böyle hayali korkularla tahrik ederek yanlışa yönlendirmeyelim lütfen. Zira korkuyla verilen kararlar sağlıklı ve doğru kararlar değildir.

  • Gündüz Alp-2

    25.2.2019 12:24:56

    Lütfen basit bir akıl yürütmeyle düşünelim: Eğer gerçekten 'beka' sorunu varsa; ülke, vatan ve milletin ayrıştırılması mı yoksa birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi için mi eylem ve söylem geliştirilir? Aklı başında olan her kişi, 'birlik ve beraberlik' için eylem ve söylemde bulunulması gerekir, diye cevap verecektir. Peki, kullanılan söylem, yapılan eylem, istimal olunan argüman neye hizmet etmektedir? Ayrışmaya, kışkırtmaya, bölünmeye, kutuplaşmaya, adavete/düşmanlığa velhasıl menfi/olumsuz sonuç verecek her şeye. 'Beka'yı tehlikeye atan da bunlar değil mi? Hem 'beka' denecek hem de bekayı tehdit edecek şeyler yapılacak. Bu nasıl siyaset ve yönetim anlayışıdır Allah aşkına? Yöneticiler bizi IQ derecesi fevkalade düşük zombiler mi zannediyorlar? Yerel idareler seçimi bile din ü devlet meselesine dönüştürüldü. "Girmeden tefrika bir millte, düşman giremez" diyor milli şairimiz. Tefrikayı kendi ellerimizle sokmayalım.

  • Gündüz Alp

    25.2.2019 12:11:50

    Sayın Gültekin, her zaman olduğu gibi 31 Mart'a sayılı günler kala yazdığınız uyarıcı,uyandırıcı ve aydınlatıcı yazınız için bir kez daha teşekkür ediyorum. Çünkü ardı arkası kesilmeyen ayrıştırıcı söylem ve gerginlik ortamının inatla ve ısrarla devam ettirilmesi millette onarılması on yıllarımızı alacak tahribatlar meydana getirmektedir. Ekonomik krize buldukları ve ürettikleri iç-dış düşmanlar gibi, kendi iktidar, güç ve saltanatlarının devamı için bu sefer de yine hayali bir 'beka' sorunu üreterek kitleleri kendi etrafında kenetlemek istemektedirler. Dediğiniz gibi eğer gerçekten 'beka' sorunu ve bu sorunu çıkaranlar varsa, meydanlarda bunu dillendirmek yerine 17 yıllık iktidar gücüyle bertaraf etmeleri gerekirdi. Yok eğer 'beka' sorunu diye bir mesele yok ise ne diye toplumu buna karşı mücadeleye çağırıyorsunuz, değil mi? Tamamen iktidarın devamına yönelik bir atraksiyon ve ajitasyon olduğunu düşünenlerdenim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı