Bir taraftan da başta siyasiler olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlara da dinî cemaatleri bu derece mübalâğalı, abartılı övgülerle nazarlara vermenin doğru olmadığını anlatmaya çalışırken; malûm bazı çevreler Yeni Asya’nın bu isabetli ve doğru yaklaşımlarımızı görmezden gelmişti. 

Yine bir zamanlar malûm cemaat iktidarın verdiği maddî imkânlarla sahip oldukları televizyonlarıyla, gazete ve dergileriyle iktidarın reklâmını yaparken, siyasilerle bu şekilde iç içe olmakla dine hizmet edilemeyeceğini; bu tutumlarının ülke ve millet menfaatine olmayacağını Yeni Asya ısrarla dile getirdi.

Yine bir zamanlar siyasî iktidarın hemen bütün kademelerindeki mensupları onların düzenledikleri toplantılarında nutuklar atıp alkışlarken; maddî imkânları hizmetlerine sunarken Yeni Asya bütün vatandaşlara, bütün kurum ve kurulluşlara eşit davranılması gerektiğini yayınlarıyla hatırlattı. Ama maalesef iktidar kendine tabi olanlara karşı hemen her alanda desteğini sürdürüyordu.

Olup bitenler karşısında bizim ülkemiz ve milletimizin menfaati için ortaya koyduğumuz hakperest açık, net tavrımız böyle iken 15 Temmuz hain kalkışmasını bir lütuf olarak tavsif eden iktidarın güya darbe ve darbeciler ile hesaplaşma gerekçesiyle suçlu suçsuz ayırımı yapmadan, darbe ile alâkası olmayan, kadın erkek demeden, çocuk yaşlı demeden binlerce insanı sorgusuz sualsız hapse atması karşısında iktidar ve kraldan fazla kralcı rolündeki çevreler Yeni Asya’yı hedef koyarak akla gelmedik iftira ve karalamalara başladılar.

Geçmişte başta siyasî iktidar, iktidara tabi medya ve çevreler olmak üzere bir çok kesim onlara övgüler yağdırıp, alkış tutarken Yeni Asya yapılan “pohpohların” yanlış olduğunu ısrarla dile getirmişti. Böyleyken Yeni Asya’nın adaletsizlik yapanlara değil taraftar olması, zerre kadar bir yakınlık göstermesi mümkün müdür?

En acı, en üzücü olanı da öteden beri Yeni Asya’yı hedeflerine koyan hasımlarımızın yaptıkları bu yaygaralara, bu dedikodulara bazı dostların meyletme ihtimalidir.