"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi bir ülkeye nasıl gelir?

İbrahim ERSOYLU
21 Mayıs 2021, Cuma
Demokrasi bir ülkeye iki yoldan biriyle gelebilir.

Biri: Ülke vatandaşlarının çoğunun hak ve hürriyetlerine sahip çıkarak ısrarla demokrasi talebinde bulunmaları, gerekirse bedel ödeyerek müstebit rejimleri bu işe zorlamaları, sonra demokrasiye geçildikten sonra ona sahip çıkmaya devam etmeleridir.

Diğeri: Hür demokratik ülkelerin, ağırlıklarını kullanarak bir ülkenin müstebit yöneticilerine baskı kurmaları ve demokrasiye yol vermelerini sağlamalarıdır.

İkinci yol, faydalı olmakla beraber kalıcı olmayabilir. Zira sivil ve askerî müstebitler, işbirliği yaparak silâhlı darbe yoluyla Demokrat yönetimleri alaşağı edip, kendilerine bağlı sivil yönetimleri iş başına getirmeleri kuvvetle muhtemeldir.

Nitekim ülkemiz, 1950’de hür Batılı devletlerin, 27 yıl hüküm süren tek partili müstebit rejimin o zamanki yöneticilerine baskı yapmaları neticesinde demokrasiye geçmişti. Ancak bu durum uzun sürmedi. 1960’ta sivil ve askerî müstebitler, el ele vererek o zamanki Ahrar/Demokrat idareyi silâh zoru ile devirip Demokrat güçleri ve ülkeyi perişan ettiler. Halk seçimlere kadar olanları seyretmekle yetindi.

Toparlanan Demokratlar, 1965 seçimlerinde yeniden iktidara geldiler, ancak 1971’de askerî muhtıra ile tekrar yönetimden alaşağı edildiler. Halk yine olayları seyretmekle yetindi. Pes etmeyen aynı güçler, Nur Talebeleri’nin yardımıyla 1973 seçimlerinde başarı göstererek koalisyonla da olsa yine yönetime geçtiler.

Demokrat güçler, asıl darbeyi 1980 ihtilâliyle yediler ve iktidardan uzaklaştırıldılar. Bu sefer halk seyretmekle yetinmedi, o güçlerden yüz çevirip demokrasinin ve ülkenin canına okuyan darbecileri alkışlayarak destekledi. 28 Şubat 1997’de askerî darbeciler, harekete geçerek sivil yönetimi istifaya zorladılar, işin başına getirdikleri siyasîler eliyle din ve dindar camia üzerine baskı kurdular ve halkı canından bezdirdiler.

İstisnalar dışında ne yazık ki halk o süreçte olanları seyretmekle yetindi, sonra 2002’de darbecilerin oyununa gelerek Demokrat güçlerden desteğini çekti ve Vizyonsuz, öngörüsüz, ehliyetsiz dindar kimlikli şimdiki siyasîleri iktidara taşıdı. Ülkenin bunlar eliyle ne hale geldiği ortadadır.

Demokrasi için en güvenilir ve en sağlam yol birinci yoldur. Fransa, Almanya, İtalya’da olduğu gibi o ülkelerin vatandaşları demokratik şuur kazanarak, ısrarla barışçıl mücadele ederek demokrasi talebinde bulundular ve gerekirse bedel ödeyerek demokrasiyi memleketlerinde kalıcı bir şekilde tesis ettiler.

Bu ülkelerin halkları, demokrasiye geçildikten sonra uygulamaya seyirci kalmakla yetinmediler, bilâkis demokrasinin sağlıklı işlemesini kontrol etmeye devam ettiler. Onlar, demokrasiyi darbecilerden ve kötü niyetli yöneticilerden korumak için daima tetikte bulunurlar.

Onun için birinci sınıf bir demokrasi ile yönetilen hür ülkelerde idareciler demokrasiyi, adalet, hukuk ve hürriyetleri ihlâl etmeye cesaret edemezler, usûlsüzlük ve yasadışı işler yapamazlar, yapmaya kalkarlarsa halkın tepkisiyle karşılaşacaklarını iyi bilirler.

Son söz: Hak ve hürriyetlerine ısrarla sahip çıkan, onların ihlâl edilmesine sessiz kalmayan şuurlu toplumlar, demokrasiye ve onun güzelliklerine lâyık olduklarını fiilleriyle ispat ederler; huzur ve refah içinde yaşarlar.

Cehalet ve korkaklıkla, hak ve hürriyetlerini müdafaa etmeyen toplumlar ise, geri kalırlar, istibdadın ağır zulmü altında kaos ve gerilim içinde yaşamaya devam ederler ve “Siz nasılsanız, öyle yönetilirsiniz” düsturuna masadak olurlar.

Okunma Sayısı: 1798
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    21.5.2021 04:26:12

    Allah razı olsun İbrahim Hocam. Üstadın ; "Mâmehurân hırsızlarını tövbekâr ve sofî eden sır dediği" sırrın şerh ve izahını yapmışsınız. Ülkemiz ve demokratik batılı ülkeler ölçeğinde ihtilâl ve darbe tarihi serencâmını çok güzel özetlemişsiniz. Ancak; bizde o sırrın tahakkuku olan, "herkes bizzat koyununa sahip çıkması" mânâsındaki ferdî demokratik şuur maalesef henüz inkişaf etmemiş. Yaşananlar bunu gösteriyor. Allahtan ümit kesilmez, "fıtratın hükmü mukavetsûzdur." Eninde sonunda bu yola girilecektir. Sabırla hürriyet fedâisi ahrar nur talebeleri gayretlerine devam edeceklerdir. Tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı