İnsanda en tehlikeli ve zayıf damar enaniyettir.
Mülhitler, inkârcılar, kullanabileceklerini düşündükleri birinin (Bu kişi âlim de olabilir) enaniyetini okşarlar ve onunla iman ve Kur’ân dâvâsına büyük bir darbe vururlar. (Bazı tv ekranlarında boy gösteren bazı medyatik hocalar gibi.)
Bu zamanda bir buz parçası hükmündeki eneyi, cemaat havuzunda eritmekle gerçek olarak hakka hizmet yapılabilir. Kur’ân hizmeti, eneyi kabul etmez. Bizden “ben” yerine “biz” dememizi ister.
Risale-i Nur'un şahs-ı manevisini oluşturan Nur Talebelerinden her biri, bir duygu, bir aza hükmündedir. Bir birlerini kıskanıp bir birlerine rekabet etme yerine, destek verip birbirlerine meziyetleriyle telezzüz edip onlarla iftihar etmek lâzımdır. 1
Bediüzzaman, İhlâs Risalesi'nde iman ve Kur’ân hizmetindeki kardeşlerinizin meziyetleriyle şakirane iftihar etmek gerektiğini anlatır. 2
Bediüzzaman, Hakka hizmet, büyük ve ağır bir defineyi kaldırmak ve taşımak gibi olduğunu, ne kadar kuvvetli eller altına girerse, daha çabuk ve kolay götürüldüğünü, birbirini kıskanmak bir yana kuvvetli ellerin gelmesi ile sevinip onlarla iftihar etmenin gerektiğini ifade eder. 3
Dipnotlar:
1- Mektubat, s. 722 vd.
2- Lem’lar, s. 395.
3- A.g.e., s. 387.