Bu organizasyonlarla Nur Talebeleri arasındaki irtibat kuvvetlenmekte, kaynaşma sağlanmaktadır. Bursa, Isparta, Van ve Urfa mevlitleri de aynı mânayı gerçekleştiren birer buluşma vesilesidir. Bu organizasyonlara iştirak edip destek vermek mühim bir hizmettir.

ISPARTA KAHRAMANLARI

Isparta’nın bütün ehl-i İman, bilhassa Nur Talebeleri nezdinde ayrı bir değeri vardır. Aziz Üstadımız Bediüzzaman, ömrünün uzun bir dönemini burada geçirmiş ve Kur’ân’nın son asırlara olan mesajını en iyi şekilde insanlık âlemine yansıtan Risale-i Nur Tefsirinin çoğunu burada telif etmiştir.

Üstadımız, Isparta’yı Vatanı olarak kabul eder ve oraya ayrı bir önem atfeder. Birçok Lâhika mektubunda Isparta’lı Nur Talebeleri’nin diğer özellikleri yanında, Risale-i Nur’a sadakat vasıflarının kuvvetli oluşu sebebiyle, mânevî mevkilerinin yüksekliğine işaret eder.

Bir Lahika mektubunda Kastamonu’lu Mehmet Feyzi Ağabey’e yazdığı bir mektupta, “Feyzi Kardeşim! Sen Isparta vilayetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan tam onlar gibi olmalısın(…) Bu şehre bir kutup bir Gavs-ı Azam gelse, ‘Seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım’ dese, sen Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen Isparta Kahramanlarına arkadaş olamazsın” demiştir. (Kastamonu L.,s.87) buyurmaktadır.

Hüsrev Altınbaşak, Hafız Ali, Santral Sabri, Şamlı Tevfik, Sıddık Süleyman, Rafet,Süleyman Rüştü v.b. Ağabeyleri Isparta Kahramanları yapan sır; Üstad’a yaklaşmanın, ona selâm vermenin işkence görme sebebi olduğu tek partili istibdat döneminde, korkmadan hayatlarını tehlikeye atarak onun etrafında halka olup, Risaleleri gaz lambası ışığında iştiyakla ve sebatla yazmaları, istinsah etmeleri ve neşretmelerinde gizlidir.

Gizli zındıka komitesinin iğfal ettiği devletin güvenlik güçleri onlara göz açtırmıyordu. Baskı, hakaret, hapis, sürgün gibi envâı zulümlerle onları bunaltıyorlardı. Onlar, fakirlik ve mahrumiyetlerine rağmen iman ve Kur’ân hizmetine usanmadan koşmuşlardı, Nur hizmetini bize devretmişlerdi.

Günümüzde evi ve arabası olmayan Nur Talebeleri pek nadirdir. Hizmetin üstünde baskı ve korku da yoktur. Her çeşit imkân müsait olduğu halde ne yazık ki risale okuma ve derslere iştirak etme, hizmete katkı sağlama işi beklendiği gibi olmamaktadır.

Bu yıl ki Isparta Mevlidine iştirak etmek üzere İstanbul’dan bir otobüs dolusu Nur Talebesi ağabey ve kardeşlerle ile yola çıktık. Mevlid sabahında Barla’ya vardık. Orada Risalelerin ilk telif edildiği mekânları, Barla Kabristanını ziyaret ettik. Orada yatan Nur Talebelerinin ruhuna Yasin okuduk. Sonra İslâmköy’üne uğradık. Oradan mevlid mekânına intikal ettik.

Mevlid sonrasında cami avlusunda yıllardan beri göremediğimiz civar illerden gelen kardeşlerimizle hasret giderdik. Böylece hayırlı bir hizmeti ifa etmiş olduk. Cenâb-ı Hak cümlemizi iman ve Kur’ân hizmetinde ihlâsla muvaffak ve daim eylesin. Âmin..