"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şahs-ı manevî havuzunda eneyi eritmek

İbrahim ERSOYLU
22 Nisan 2022, Cuma 00:01
Yeni Asya camiasının, daire içinde irade dışı takarrür eden bir şahs-ı manevîsi vardır.

Üstada ve Risale-i Nur’a sadâkat gösteren, ihlâs, uhuvvet ve tesanüt ile daireye dâhil olan her bir Nur Talebesi, o şahs-ı manevînin tabi bir azasıdır.

Ancak şahs-ı manevî içinde kalmanın en önemli şartları; imanını takviye ederek ihlâsı kazanmak, sonra onu muhafaza ederek sebat ve tesanüt ile bir nefer gibi hizmet etmektir.

İhlâsı bozulan; makam, mevki, maddî menfaat, şahsî garaz, kardeşlerine tefavvuk gibi saiklerle hareket eden kişi, sarsılmaya başlar; Nur’un meslek ve meşrep ölçülerine muğayir tavırlar sergilemeye yönelir.

Sonra o kişi, aklına sıkıştıramadığı meşveret kararlarını, o kararlar neticesinde yayınlanan gazeteyi, birlikte hizmet yaptığı arkadaşlarını, meşveret zeminleri haricinde değişik platformlarda tenkit etmeye başlar.

Böyle biri sonunda, “Bunlar benim kadr-i kıymetimi bilmiyorlar, benim dediklerimi yapmıyorlar. Artık ben bunlarla çalışamam” diyerek daireden çıkar. Bu şekilde daireden ayrılıp dışarıya savrulan çok sayıda temayüz etmiş kişi vardır.

Onlar, kendileri olmadan hizmetlerin yürümeyeceğini zannederlerdi. Halbuki Risale-i Nur hizmeti kişilere bağlı değildir. Cenab-ı Hak onları bu hizmette istihdam etmekle aslında onlara lütufta bulunmaktadır. Nur dairesi içinde bulunmakla onlar hizmete şeref vermiş olmazlar, bilakis onunla müşerref olmuş olurlar. Hepimiz aynı durumdayız. Şeref Cenab-ı Hakkın, Resulullah (asm) Efendimizin, Üstadın ve Şahs-ı Manevînindir.

Cenab-ı Hak, birisinin onu terk etmesiyle o hizmeti durdurmaz. Onun yerine başkasını istihdam eder. O isterse ve hikmeti iktiza ederse kâfirleri bile bu hizmette çalıştırır.

Ayrılanlar, gittikleri yerlerde umduklarını bulamazlar. Zira camiadaki ihlâsı, samimiyeti, uhuvveti, orada göremezler, sonra oradan ayrıldıklarına pişman olurlar. Geri dönüp “Kardeşlerim! Özür dilerim. Yeni bir sayfa açarak sizinle hizmete devam etmek istiyoruz” demeyi gurur ve kibirlerine yediremezler.

Ayrılanlar, ayrı küçük bir grup oluşturarak kapalı devre şeklinde hareket ederler ya da içlerine sindiremedikleri bir gruba katılarak yola devam ederler veya kendi kabuklarına çekilerek yıldızları söner.

Ayrılanlar, şahs-ı manevînin sevabından mahrum kaldıkları gibi, zındıka komitesinin Nur Talebelerinin ittihatlarını ve güçlerini sarsma planına belki de bilmeden alet olmuş olurlar.

Son söz: Böyle bir duruma düşmeden sadık bir Nur Talebesinin yapacağı şey; bir buz parçası nevindeki enaniyetini şahs-ı manevînin havuzunda eriterek ihlâs düsturlarını hayatına uygulamak, uhuvvet ve tesanüt ile cemaatin bir neferi tarzında hizmete müdavim olmaktır.

Cenab-ı Hak bizleri şahs-ı manevî içinde sebat edip ihlâs, uhuvvet ve tesanüdünü muhafaza edenlerden eylesin. Âmin

Okunma Sayısı: 2216
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • H.ibrahim Karahan

    23.4.2022 03:56:57

    Allah razı olsun

  • S.topuz

    22.4.2022 17:38:21

    "Velayet ise, mü'minin Cennetini genişlettirir, parlattırır. Bir adamı sultan yapmak, on neferi paşa yapmaktan ne kadar yüksek ise, bir adamın imanını kurtarmak, on adamı veli yapmaktan daha sevablı bir hizmettir. İşte bu dakik sırrı, senin Isparta'lı kardeşlerin bir kısmının akılları görmese de umumunun keskin kalbleri görmüş ki; benim gibi bîçare, günahkâr bir adamın arkadaşlığını evliyalara, belki de eğer bulunsaydı, müçtehidlere dahi tercih ettiler. Bu hakikata binaen, bu şehre bir kutub, bir gavs-ı a'zam gelse, seni on günde velayet derecesine çıkaracağım dese, sen Risale-i Nur'u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın." Kastamonu - 83

  • S.topuz

    22.4.2022 17:36:58

    "Risale-i Nur'la hizmet ise, imanı kurtarıyor; tarîkat ve şeyhlik ise, velayet mertebeleri kazandırıyor. Bir adamın imanını kurtarmak ise, on mü'mini velayet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha sevablıdır. Çünki iman, saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için bir mü'mine, küre-i arz kadar bir saltanat-ı bâkiyeyi temin eder. " Kastamonu - 83

  • Abdullah Tunç

    22.4.2022 04:13:41

    Bu yazılanlar;mustakim bir şahsı manevi için ge çerlidir.Meşveret-i şer'iyeyi bıhakkın yerine getirenler için geçerlidir. Risale-i Nur'un prensip ve kaidelerine,temel içtima-i ve siyasi ölçülerine göre hareket edenler için geçer li.Ahrarlığın,demokratlığın dışına çıkmayanlar için ge çerli.Risale-i Nur mesleği nin haricindeki mesleklere meyletmeyen,Risale-i Nur'a kanaat edenler için geçerli.Siyasi ve içtima-i.sahada Üstad'ın haricin deki dini ve siyasi adam lara meyletmeyen,kapılma yanlar için geçerli...

  • Oğuz Yiğiter

    22.4.2022 03:52:40

    Amin, elfü elfi amin İbrahim Ersoylu Hocam. Şahs-ı manevînin kararına itaatle istihdamiyetimiz büyük bir ihsan-ı İlâhî. Cenab-ı Hak, son nefesimize kadar ayaklarımız kaydırmasın inşaallah...

  • Eyüp Aktaş

    22.4.2022 01:59:36

    Lâhika Gibi Bir Mâkâle. Yazmak Mümkündür.Tebrikler Duâlar Muvaffakiyetler.Cenab-ı Hak Kalemine Kelâmına tesir versin..Yeni Asya Matbuat âleminde Risâle-i Nur'lar'ın Naşir-i Efkarı olduğunu fiilen ilân etmelidir.Hassasiyimizi mufaza ederek.Hizmete Berdevam.Hayırlı Ramazanlar Bereketli Sahurlar.Fi emanillah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı