"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sol kesim, demokrasi ve Kemalizm

İbrahim ERSOYLU
18 Aralık 2020, Cuma
Şu bir hakikat ki, Türkiye’de siyasette ve devlet katında önemli bir ağırlığa sahip olan sol kesim, demokrasi ile Kemalizm arasında bir seçim yapması gerekmektedir.

Onlar, tercihlerini demokrasiden yana kullanmadıkları sürece, ülke olarak demokrasiye geçmemiz ve istikrara kavuşmamız çok zor görünmektedir.

Geçenlerde internette yer alan bir haberde, solun sözcüsü konumunda geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan ve geçmişi eskiye dayanan bir gazete, bir bakanın dinî bir grubun yaşlı bir kanaat önderiyle görüşüp muhabbet etmesini laikliğe aykırı bularak, ağır bir suçmuş gibi gösterip eleştirmişti.

Demokrasinin hâkim olduğu ABD ve Avrupa ülkelerinde yayınlanan sosyal demokrat bir gazetenin, bir bakanın bir kilise rahibi ile bir araya gelmesini ve onunla muhabbet etmesini tenkit etmeyi aklından bile geçirmez. Tenkit etmeye kalksa, öncelikle oradaki sosyal demokratlar “Ne var bunda?” deyip bu işe itiraz ederler ve gazeteyi protesto ederler.

Ülkemizdeki sol kesimin bu tavrı göstermeye devam etmeleri, sağın önemli bir kısmını teşkil eden dindar camiayı korkutmakta ve bu kitleyi kerhen siyasette din istismarcılarının kucağına itmektedir.

Zira onlar dinî değerlere hücum ettikleri zaman, dinî gruplar, “Dine taarruz var” deyip, dini siyasete alet eden fırsatçı siyasetçilere sığınmaktadırlar. Mütedeyyin cenahın, bütün olumsuzluklarına rağmen AKP iktidarını kerhen desteklemeye devam etmesinin sebeplerinden biri bu olsa gerektir.

28 Şubat sürecinde Kemalist darbeciler, dinî müesseseleri kapatıp, cemaatlere zulüm yapmasalardı, şimdiki dindar kimlikli hâkim siyasîler, 2002’de iktidara gelir miydi? Kuvvetli bir ihtimalle gelemezlerdi.

Artık solun, din ve dindar camiayı düşman görme anlayışını terk etmelerinin zamanı geldi ve geçti. Bu yaklaşımlarının ne kendilerine, ne de vatan ve millete fayda vermeyip zarar verdiğini görmeleri lâzımdır.

Zira aynı ülkede beraber yaşıyoruz, gidecek başka bir yerimiz yok. Her grup kanunî çerçeve içinde, ne kendisine ne de başkasına zarar vermeden, hak ve hürriyetlerini yaşarsa ve başkalarının hukukuna, din ve vicdan hürriyetine saygılı olurlarsa, toplum hayatı huzur ve istikrar ile devam eder. 

Sol, Batıdaki sosyal demokratlar gibi, çatışma sebebi olan ideolojiden arınıp, demokrasiyi içselleştirirlerse ve sağ ile beraber demokraside birleşip onu hayata geçirirlerse, her iki taraf rahat ve huzura kavuşmuş, ülkemiz de istibdat ve müstebitlerden kurtulmuş olur.

Aksi halde onlar, demokrasi yerine Kemalizm’i savunmaya devam edip, onu ayakta tutmaya devam ettirdikleri sürece, Türkiye dindar kimlikli, demokrat olmayan müstebit idarecilerden, gerilim, çatışma ve kaostan kurtulup düze çıkması pek mümkün olmaz.

Okunma Sayısı: 2222
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet Zeki

    18.12.2020 15:56:48

    Teşekkürler.ve de Tebrikler İbrahim kardeşim. Onlara kimse demiyor filanı sevme! Onlarda dememeli filanı herkes sevmek zorundadır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı