"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

20 Temmuz süreci

Kâzım GÜLEÇYÜZ
31 Mayıs 2019, Cuma
Tek parti ve ihtilâl dönemlerinde Nur Talebeleri başta olmak üzere dindarlar Türk Ceza Kanununun 163., solcular da 141-142. maddeleriyle sürekli taciz edildi.

1990’da bu maddeler Meclis tarafından kaldırılıncaya kadar da bu taciz devam etti.

Kaldırılmalarına Yeni Asya vesile oldu.

O yıl Ankara Kocatepe Camiinde okuttuğumuz Bediüzzaman mevlidi üzerine koparılan fırtına neticesi, mevlid tertip heyetinde yer alan Kutlular Ağabey dahil 10 arkadaşımızın DGM Savcısı tarafından 15 gün gözaltında tutulup, sonra haklarında 163’ten dava açıldığı süreç bu sonucu beraberinde getirdi.

Yeni Asya’nın o günlerdeki yayınları öyle bir kamuoyu oluşturdu ki, dönemin iktidarı çözüm olarak, yıllardır konuşulan, ama bir türlü gerçekleştirilemeyen “163’ün kaldırılması”nı 141-142 ile birlikte Meclise taşıdı. 

Ve bu maddeler nihayet tarihe karıştı.

Ama 141-142’nin yerini TMK aldı.

7 yıl sonra ülkeye musallat olan 28 Şubat sürecinde de, mülga 163’ün yerine TCK 312 ikame edilerek dindarların üstüne gelindi.

O dönemde Yeni Asya’yı hedef alan soruşturma ve davaların büyük bir çoğunluğu o maddeden açıldı. Kutlular Ağabeyin 276 gün hapis yattığı ve AİHM kararıyla haksız bulunan mahkûmiyeti de o maddedendi.

Bu maddeye, daha doğrusu 28 Şubat usûlü kullanılış tarzına karşı da yoğun mücadele verdik. 1999 sonunda Türkiye’nin adaylığını resmen kabul ve ilân eden AB’nin de devreye girmesi ve yakın takibiyle, bu mücadeleyi de başarıyla sonuçlandırdık. Böylece içeriği yenilenen ve madde numarası 216 olarak değişen 312, baskı aracı olmaktan çıkarıldı.

Benzer bir mücadeleyi, öteden beri bütün basına karşı kullanılan TCK 159’a karşı da verdik ve onun da hem numarası 301 olarak değişti, hem içeriği kısmen rötuşlandı, hem de dava açılması Bakanlık iznine bağlandı.

Ve Müflis Proje Kemalizm kitabımıza soruşturma açma girişimi Bakanlıktan döndü.

Bütün bunları aşarak geldiğimiz noktada, ne yazık ki 216 ve 301’in tekrar tedavüle sokulduğu, dahası dindarlar da dahil edilerek önüne gelenin terörist suçlamasıyla yargılandığı ve mahkûm edildiği bir süreçten geçiyoruz. Hem de “dindar”ların iktidarında.

20 Temmuz süreci böyle bir süreç.

Ama o da aşılacak. İllâ ki aşılacak...

Okunma Sayısı: 5017
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    31.5.2019 18:45:28

    Bu saydığımız demokratik hukuk devleti için geçerlidir. CHS gibi nev'i şahsına münhasır dünyada örneği bulunmayan tekçi bir sistem için bu söylediklerimizin çok anlamı yoktur. 17 yıl içinde daha demokratik, daha hürriyetçi, daha adaletli bir sistemi pekala tesis edebilecekken, bu yönde de ciddi kamu oyu desteği varken yapmayıp, iktidarın her sendelemesinde ömrünü uzatmaya matuf "reform paketi" ve benzeri taktik adımlar atmak ve vatandaşa ümit vermek, beklentiye sokmak ne kadar samimidir sorgulamak gerekir. Zira bu tür paketler ilk defa açılmıyor. Ya uygulamaları? Bir yandan reform paketi açıklamaları, öte yandan iftar sofralarında bile yalan, iftira, tehdit ve hakaretlere devam. Bir defa ilk başta yapılması gereken sistemin yeniden demokrasi ve hukuka avdetini temin etmektir. Sistem bu haliyle kaldığı ve devam ettiği sürece, paket diye açılanlar sistemi makyajlamaktan öte bir anlam ifade etmeyecek kanaatindeyim. Her türlü sorun aşılır. Sorunun kaynağını doğru teşhis etmek gerekir.

  • Gündüz Alp

    31.5.2019 18:26:26

    Sayın Güleçyüz, 20 Temmuz sürecine Türkiye nasıl geldi? Bugün gelecek kuşaklar için ve onların hayrına bir analizi yapılmalı ki, aynı hatalara tekrar tekrar düşmeyelim. Lütfen şimdiki iktidarın 17 sene önce işbaşı yaparken vadettiği şeyleri hatırlayın. Ve şu anda Türkiye'nin bulunduğu nokta. Neyi neyle izah edelim ki. İleri demokrasi, hukukun üstünlüğü, AB hedefi, hürriyet adalet, 3Y ile mücadele...daha neler neler. 17 yılda onlarca reform paketleri açıldı. Netice? Reform reform diye diye demokratik hukuk devletini tekçi tekelci sisteme dönüştürdük. Kanun maddelerinin numarası değişmekle ülkeye demokrasi ve hukuk, hürriyet ve adalet gelmiyor. Demokrasilerde iktidarlar meşruiyetini "dindarlıktan" değil, millet iradesinden alırlar. Toplum kesimleri içinde dindarlar olduğu gibi dindar olmayan insanlar da vardır. Anayasasında demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yazan sistemde iktidarlar her iki kesime de eşit mesafede dururlar.

  • Ozkan

    31.5.2019 13:48:47

    Gencligimiz gitti. 3 yilda 30 yasindan 33e degil belki 43 belki 53 yasima geldim. Gencligin hicbir hayali kalmadı artık. Bazı haklar mahşere kaldı...

  • Kasım Özdemr

    31.5.2019 00:50:39

    İnşaallah ama döne döne her elden devam ediyor

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı