AİHM, 15-20 Temmuz sürecinde yapılan başvuruları, bazı istisnalar dışında “iç hukuk yolları tüketilmedi” gerekçesiyle reddetti.
Ama gelinen noktada, bu tavrın gecikmeli de olsa değiştiğini gösteren işaretler artıyor.
AİHM’in “Yalnızca şifreli iletişim aracını (Bylock) indirmenin, kullanmanın veya iletilen mesajların özel mahiyetini korumak için farklı koruma yoluna başvurmanın kendi başına yasa dışı veya suç teşkil eden bir faaliyet olmadığını hükme bağlayan Akgün-Türkiye kararının, yapılan itirazlar Büyük Daire tarafından reddedilerek kesinleşmesi, bu değişimin en güçlü işaretlerinden biri oldu.
(Bu kararı 28.7.2021 tarihinde yayınlanan şu yazımıza konu etmiştik: https://www.yeniasya.com.tr/ kazim-gulecyuz/bir-hukuksuzluk-daha-aihm-den-dondu_546948)
Geçtiğimiz günlerde AİHM’den son derece önemli ve manidar bir karar daha çıktı:
AİHM, 15 Temmuz kalkışmasından sonra aralarında Yargıtay ve Danıştay üyelerinin de bulunduğu 427 hâkim ve savcı hakkında verilen tutuklama kararlarının özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal ettiğine ve her başvurucuya 5 bin euro ödenmesine karar verdi.
Bu kararla, söz konusu yargı mensuplarına yönelik tutuklamaların kanunla öngörülmediği, keyfî olduğu ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğu tesbit edilmiş oldu.
Hukukçular bu karar için, “AİHM’in tek dosyada bu zamana kadar bu kadar çok kişiyle ilgili verdiği ilk ihlal kararı” yorumunu yapıyorlar.
Her ne kadar hükmedilen tazminat miktarları için, “Hücredeki bir günün dahi bedeli olamaz” deseler de, “Önemli olan, ihlalin AİHM tarafından hükme bağlanması” diyor, diğer ihlallerin de eklenmesi durumunda tazminatların daha da yükseleceğini vurguluyorlar.
Sadece bu davada hükmedilen toplam tazminat miktarının 2 milyon 135 bin euroyu bulması ise bu davalarda Türkiye’yi ne kadar ağır bir yükün beklediğini haber veriyor.
Sonuç olarak, bizim şimdiye kadar defaatle tekrarladığımız ve KHK’lı bir anayasa profesörünün de son kararı yorumlarken söylediği gibi:
“AİHM kararı Türkiye’de bir hukuksuzluğu tesbit ediyor. Herkes bütün hukuk yollarını denesin. ‘Sonuç çıkmıyor’ demesin. Önünde sonunda hukuk önünde hesaplaşacağız.”
Evet, hukuk mücadelesine devam...