"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP’nin içi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
21 Haziran 2019, Cuma
Geçen hafta sonundaki bir beyanında “Son haftada halkla buluşma ve kucaklaşma toplantıları yapmayacağımı kimse söyleyemez” diyerek verdiği işaretin gereğini seçime beş gün kala yapmaya başlayan AKP Genel Başkanı, arada katıldığı “dost buluşmaları”nda içe dönük mesajlar da veriyor.

Meselâ “Üzülerek söylüyorum, kırgınlar ve kırgınlıklar var” ifadeleri, partisindeki rahatsızlığın onun dilinden de ikrarı anlamını taşıyor. “Gün kırgınlıkları derinleştirme değil, kenetlenme ve safları sıkılaştırma günü” gibi mesajlarının etkisi ise sandıkta belli olacak.

Ama konu Erdoğan’ın da gündemine yer bulduğuna göre demek ki durum çok ciddî.

Parti içinde biriken kırgınlık ve küskünlükleri birlik beraberlik nasihatlarıyla gidermenin kolay olmayacağı bir tablo söz konusu.

Bunların bir kısmı “Ne olursa olsun, elimizdeki iktidar gücünü kaybetmemeliyiz” düşüncesiyle askıya alınabilir belki, ama görünen o ki, partideki huzursuzluk ve çekişmenin buraları aşan boyutları var. Gül, Babacan, Davutoğlu örnekleri bunu gösteriyor.

Kadrolarda önemli kırılmalar söz konusu. 

Giderek kızıştığı gözlenen bu kavganın dışa vuran işaretlerini, İmamoğlu’na yönelik karalama kampanyaları ile iç hesaplaşmaları eşzamanlı olarak sürdüren iktidar medyasındaki yorumlarda da görmek mümkün.

Bazı örneklere birlikte göz atalım:

* “Eleştiri olabilir, ama doğrucu Davutluk adına düşmana fırsat vermek ve bindiğimiz dalı kesmek mâkul ve meşrudur diyemem.”

* “Bu iklimde büyüyen kimi unsurlar karşı mahalleye mühimmat taşıyan neferlere dönüşüyor. Dava çizgisindeki kırıklar muhalif odaklara hizmet ediyor. Siyasî görüşü AKP ile uyuşmadığı halde hemşehrilik kimliğiyle partinin karar alıcı isimlerine nüfuz eden aktörler öteki mahalleye destek sağlıyor.”

“Muhafazakâr cephede, sahada çarpışanları arkadan vurmak gibi bir eğilim ortaya çıktı. Namuslu numarası yapan namussuzlar... Kendi adamlarınızı asarak karşı tarafa yaranamazsınız. Böyle bir ortamda kendi tarafına vuranlar ya ahmak ya sahtekârdır.”

Siyaseti tam bir savaş ve cephe mantığıyla değerlendiren bu yaklaşım, çatışmacı tavır ve üslûbunu AKP içine de böyle taşıyor.

Parti seçime böyle bir iç kavgayla giriyor.

Okunma Sayısı: 5605
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    21.6.2019 12:11:41

    Sn.Çakır, Salihoğlu, İlhan, Kara, Hakkoymaz'ın yazılarını da dikkatlice okuyanlar, siyasal hayatın ve -özellikle demokrat olmayan- siyasetçilerin hangi noktalara geldiğini göreceklerdir. Yapıcı ve birleştirici olmaktan uzak, yıkıcı ve ayrıştırıcı olmaya daha yakın duran bu siyasal eylem ve söylem tarzıyla, bırakın bir ülkede bir aile için de bile barış ve huzuru temin, tesis ve temadi ettirmek mümkün değildir. Eldeki güç, imkan, fırsat, iktidar, rant ve saltanat... gitmesin diye bir ülke bu kadar gerilmemeli, dini ve milli değerler bu kadar istismar edilmemelidir. Bugünün yarınları da vardır. Hariçte saygın ve güçlü bir ülke, dahilde de hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğü, millet hayatında barış ve huzur istemiyor muyuz? Elbette. İyi de bunları getirmenin yolu yordamı dahili ve harici "kavga" değil ki. Bu yüzyıl bizden hürriyet ve ittifaklar istiyor. Biri inancın gereği diğeri dünyevi saadetin lazımı. Hâlâ niye ayak sürüyoruz anlamak mümkün değil.

  • Gündüz Alp-2

    21.6.2019 11:56:34

    "Siyaseti tam bir savaş ve cephe mantığıyla değerlendiren bu yaklaşım, çatışmacı tavır ve üslûbu..." yalnızca parti içine değil topyekûn millete yansıdığını söyleyebiliriz. Resmi-sivil müfrit taraftarlar, bu çatışmacı tavır ve üslubu öylesine içselleştirmiş ve benimsemişler ki, aynen muhalif olanlara yansıtıyorlar. İşte bir örnek: Bir ilçenin Müftüsü, sosyal medya üzerinden muhalefete, temsil ettiği makam ve göreve yakışmayan mesajlar yayınlıyor. (Cumhuriyet,21.6) Selam, barış ve senlik dini İslâm'ın, Sünnet-i Seniyye'nin ruhuna ve özüne zıt bir hareketle dine ve dindara meyl-i muhabbet uyandır mı? İnsaf ve Edeb Ya Hû! Ne yapılmak istenmektedir? Bir müftünün öncelikli görevi bu mudur? Halkın vergilerinden ödenen maaş, ona, bunun için mi verilmektedir? Hem bu ülkede yalnızca iktidar partisine mensup yurttaşlar mı yaşamaktadır?Muhalif ve muarızlar arasında mütedeyyin insanlar yok mudur? Bu nasıl bir akıl tutulması, güç zehirlenmesidir? Uhuvvet ve muhabbet hiç aklımıza gelmez mi?

  • Gündüz Alp

    21.6.2019 11:37:51

    Sayın Güleçyüz, üzülerek ifade etmeliyim ki, siyasal hayatın eli de dili de kirlendi. Yaparken bile yıkıyor, birlik mesajı verirken bile tefrika meydana getiriyorlar. Özellikle iktidar cephesi, ne pahasına olursa olsun seçim kazanma uğruna Makyaveli bile şaşırtacak politik söylemlere ve eylemlere imza atıyor. Acaba kırgınlık ve küskünlük sadece parti içinde mi? Hakaret ettikleri muhalif ve muarızları bu milletin fertleri değil mi? Onlar da kendi partilileri gibi kırılmış, gücenmiş ve incinmiş olamazlar mı? "İncinsen de incitme" diyen bir inancın müntesipleri değil miydik? Ne oldu? Kazanınca "kardeşlerim" kaybedince "zillet" öyle mi? Allah akıl, fikir, iz'an ve insaf versin. İktidarlar gelir ve giderler. Kalıcı olan millettir. Basit bir yerel seçimi savaşa çevirmenin, milleti dost-düşman cephelere bölmenin kime ne faydası olacak? Seçim esnasında oldu diyelim. Ya sonra?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı