AKP 31 Mart’ta kendisine hiç beklemediği bir şok yaşatan İstanbul seçimini iptal ettirdi, ama bundan da pişman olabilir. Hele 23 Haziran seçimini daha büyük farkla kaybederse. Erdoğan’ın son iki haftaya girilirken geri plana çekilmesi boşuna olmasa gerek.
İktidar partisinin, kayıplarını telâfi için sarıldığı MHP desteğine rağmen gerilemeye devam etmesinin çok sayıda sebebi var.
Bunların başında, 17 yıllık tek başına iktidarın getirdiği ve Erdoğan’ın “metal yorgunluğu” olarak ifade ettiği yıpranmışlık, yozlaşma, menfaat odaklı iç çekişmeler ve tek adam rejimine geçilirken parti kadrolarında yapılan çok geniş çaplı tasfiyeler geliyor.
Partiye kuruluşundan itibaren emek vermiş idealist kadroların önemli bir kısmı dışlanırken, Sarayı kuşatan ve bazıları Ergenekon gibi yapılarla bağlantılı ekiplerin öne çıkması, bu bağlamda son derece önemli.
Bu durumun iktidar medyasındaki yansımaları da, ekran ve sayfaların neredeyse tamamen istihbarat bültenlerine dönüştüğü ve eleştirel yaklaşım sergileyenlerin devredışı bırakıldığı mevcut tabloyu ortaya çıkardı.
“Trenden inenler bir daha binemez” ve “AK Parti içindeki AKP’liler” gibi söylemlerle açığa vurulan iç çekişmenin 23 Haziran sürecinde bile, üstelik daha da kızışarak devam ettiğini iktidar medyasında izliyoruz.
Yerel yönetimlerdeki israf, yolsuzluk ve kayırmacılıklar da bir diğer önemli etken.
Özellikle içeriden gelecek ifşalarla, bunlara bilmediğimiz daha birçok şey eklenebilir.
Böylesine yoğun bir negatif birikim söz konusu. Onun için AKP yetkilileri 31 Mart’ta aldıkları İstanbul yenilgisinin önemli bir sebebini “En çok küskün bizde” diye izah ediyor ve 23 Haziran’da küskünleri tekrar ikna edip kazanma çabasına öncelik veriyorlar.
Dışlananlardan köprüleri atmayanların bol maaşlı koltuklara tayini bu çabalardan biri.
Ne ölçüde başarılı olacaklar, göreceğiz.
Ama sorun belki bir bölümünü yeniden kazanabilecekleri kendi küskünleriyle sınırlı değil. Daha önce başlayıp 20 Temmuz sürecinde zirve yapan hukuksuz uygulamaların yol açtığı geniş çaplı mağduriyetler gönüllerde öyle derin yaralar açtı ki, AKP açısından telâfisi artık kesinlikle mümkün değil.
Halk, bilhassa gençler “Artık yeter” diyor.