"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP niye kaybetti?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
26 Haziran 2019, Çarşamba
AKP’nin, RP döneminde Erdoğan’ı büyükşehir belediye başkanı yapan 1994 yerel seçiminden itibaren çeyrek asırdır aynı kadronun elinde olan İstanbul’u kaybetmesinin pek çok sebebi var.

Bunların başında, 31 Mart sonucunun kabul ve hazmedilemeyip, YSK üzerinde baskı kurularak yeni bir seçimin dayatılması geliyor. Seçmen, millî iradeye müdahale olarak gördüğü  bu tavrı affetmedi.

Seçimi iptal gerekçesi olarak gösterilen iddiaları da ikna edici bulmadı ve reddetti. 

Bir diğer sebep, iktidar partisiyle ortağının 23 Haziran sürecinde de devam ettirdikleri seviyesiz polemik ve karalamalar.

Ramazan’da iftar sofralarının, cami açılışlarının ve teravih namazlarının bile siyaset propagandasına malzeme yapılması.

Seçime beş gün kala tekrar sahaya inen AKP Genel Başkanının, milletin birliğinin simgesi olan cumhurbaşkanlığı konumuyla asla örtüşmeyen polemiklere girmesi.

İktidar medyasının, seviyeyi iyice dibe vurduran pespaye kara propagandaları.

Evvelce rakiplerini “terör örgütü yandaşlığı” ile suçlayan iktidar blokunun, seçimden hemen önce Öcalan’ın mesajı üzerinden HDP seçmenine sinyal çakmaya kalkması.

HDP oylarının Millet İttifakı adayına gitmesini önlemek için, kendisiyle böylesine kritik ve dramatik bir çelişmeyi dahi göze alarak “teröristbaşı”ndan medet umması. 

Güdümlü medya desteğinde topyekûn bir taarruz harekâtı yürütürken, otel buluşması ve valiye hakaret iddiası gibi, kitleyi hiç ilgilendirmeyen iki konuya yığınak yapması. 

Dahası, AKP Genel Başkanının, muhalefet adayını “yargı sopası”yla tehdit etmesi. Seneler önce kendisine uygulanan hukuksuzluğu şimdi rakibine reva görebilmesi. 

Bunlar, kaybın güncel sebeplerinden ilk akla gelenler.  Geriye dönük birikime bakıldığında ise, 17 yıllık iktidarın getirdiği yıpranma, yozlaşma, çürüme, iç çekişmeler, devlet ve statükoya yanaştıkça toplumdan uzaklaşma ve kopma, OHAL sürecinin hukuksuz uygulamalarıyla yol açılan geniş çaplı mağduriyetler gibi birçok sebep var. 

Tek adam rejiminin “reis”i kuşatıp toplumdan, hattâ kendi partisinden ve ekibinden uzaklaştırması da bir diğer önemli sebep. 

Ve bunların tek sorumlusu, herşeyi üzerine yıktığı dış güçler değil, bizzat kendisi.

Okunma Sayısı: 5489
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    26.6.2019 11:10:45

    Diken haberde (25.6) bir haber başlığı altında bir siyasi parti başkanı seçilmiş "belediye başkanlarının uyması gerektiği yedi kuralı sıraladı": "Yönettiğiniz yerdeki tüm yurttaşlara inanç ve kimlikleri nedeniyle ayrım yapmadan eşit davranacaksınız. Hizmeti belirli zümre için değil halk için yapacaksınız. Yönettiğiniz beldede fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız, engelli ve dezavantajlı gruplara hizmet götüreceksiniz. Yoksulun yanında dururken ailenin ya da kişinin yoksulluğunu asla teşhir etmeyeceksiniz, sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Belediyede yönetici atamalarında liyakatı gözeteceksiniz, partizanlık yapmayıp işi ehline vereceksiniz. Belediyeleri adil yöneteceksiniz." Neden kaybettiğini merak edenler lütfen Diken'deki bu haberi okusunlar. Mesele sadece bir belediye seçimini kaybetme meselesi değildir. Olaya o kadar dar pencereden bakmamak gerekir. Kötü yönetim şekli ve anlayışı, izlenen kötü politikalar...

  • Gündüz Alp-2

    26.6.2019 10:56:20

    Bırakın iktidarı muhalefetin bile tahmin edemeyeceği şu sonuç, kendi lisanı ile iktidara öyle bir mesaj veriyor ki, okuyabilene. İktidar ve ortağı bütün eylem ve söylemleri dahil iç-dış tüm politikalarını gözden geçirmelidir. "Ve bunların tek sorumlusu, her şeyi üzerine yıktığı dış güçler değil, bizzat kendisi" gerçeğini de göz ardı etmemelidir. Toplumun ortak kutsalı dini alet olarak ve yargıyı sopa gibi kullanarak topluma korku salan bir iktidar ve güç -belki- bir müddet başarılı olabilir. Lakin uzun ömürlü olması eşyanın tabiatına aykırıdır. Binlerce kez dillendirilen bu gerçeklere karşı kapalı olan, bunu söyleyen muhaliflere düşman muamelesi yapanların sürekli kazanması mümkün değildir. Sonuç ortada. Kazanmanın olduğu gibi kaybetmenin de sebepleri vardır. Elin ve dilin kirlendiği siyasal hayatta, "temize" talip olanlar ve sahip çıkanlar kazanacaktır. Yalan, iftira, tehdit, hakaret... demokratik ve temiz siyasetin ve demokrat siyasetçinin silahları olamaz ve olmamalıdır. Olursa....

  • Abdullah Tunç

    26.6.2019 10:47:10

    Evet, iktidara seçimi kaybettiren, İmtiyaz,israf,hukuksuzlukar,ka ra propagandalar, algı operasyonları. Mill iradeye önem vermeme,yapılan hakaretler,ekonomik dengelerin bozul ması,hayat pahalılığı,kibir,güce dayan ma gibi sebeplerdir. Bu hal ne za mana kadar devam eder; güç kaybı na uğradıkları zamana kadar.Ellerinde gücü bulundurdukları sürecen olum suz tutumlar devam edecek.Bunun da bir vakti merhumu vardır.İdarelerin öm rüde biyolojiktir.Doğar,büyür,ihtiyarlar ve ölürler.Toplum yavaş yavaş uyanı yor.Yavaş yavaş her şeyin farkına va rıyor.Artık gerçekler gizlenemez hale geliyor.Demokrasinin,hür düşüncenin topluma hakim olacağı günler uzak de ğildir.Yeter ki gelmeleri için ciddi bir fa aliyett içinde bulunalım, yeter ki bu hamurda birazcık tuzunuz olsun.Hani vakti zamanında Üstadımız meşruti yet için yol yapınız demişti ya işte onu yapmak,gerisi kendiliğinden gelir.

  • Gündüz Alp

    26.6.2019 10:44:20

    Sayın Güleçyüz, "AKP niye kaybetti?" başlığı altında yazdıklarınıza katılıyor "Evet! Aynen vakidir" diyoruz. Eksiği var, fazlası yok. Demokrasiden saray yönetimine dönüşen bir sistemin hele bu çağda çok uzun ömürlü olması fıtrata zıt bir durumdur. İktidar açısından kaybedilen basit bir İstanbul seçimi değildir. Kazanılan da keza sıradan bir İstanbul belediye başkanlığı da değildir. İstibdat ve tahakküm içerikli bir yönetim şekli ve anlayışı kaybetmiş, hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğü bir kez daha hem de reddi ve inkarı mümkün olmayacak bir şeklide kazanmıştır. Zorlama ve suni tevillere gerek yoktur. Umarız ki bu sonuç demokrasi ve hukuka dönüşe ivme kazandırır, ülke hür, medeni ve demokrat dünyada hak ettiği saygın yerini alır. Bediüzzaman: "Ne kadar iyilik var, Meşrutiyetin ziyasındandır; ne kadar fenalık var, ya eski istibdatın zulmetinden, yahut Meşrutiyet namıyla yeni bir istibdatın zulmündendir...Fakat, emin olunuz, ziya galebe çalacaktır." diyor. (Münazarat, YAY, s.164)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı