AKP’nin, RP döneminde Erdoğan’ı büyükşehir belediye başkanı yapan 1994 yerel seçiminden itibaren çeyrek asırdır aynı kadronun elinde olan İstanbul’u kaybetmesinin pek çok sebebi var.
Bunların başında, 31 Mart sonucunun kabul ve hazmedilemeyip, YSK üzerinde baskı kurularak yeni bir seçimin dayatılması geliyor. Seçmen, millî iradeye müdahale olarak gördüğü bu tavrı affetmedi.
Seçimi iptal gerekçesi olarak gösterilen iddiaları da ikna edici bulmadı ve reddetti.
Bir diğer sebep, iktidar partisiyle ortağının 23 Haziran sürecinde de devam ettirdikleri seviyesiz polemik ve karalamalar.
Ramazan’da iftar sofralarının, cami açılışlarının ve teravih namazlarının bile siyaset propagandasına malzeme yapılması.
Seçime beş gün kala tekrar sahaya inen AKP Genel Başkanının, milletin birliğinin simgesi olan cumhurbaşkanlığı konumuyla asla örtüşmeyen polemiklere girmesi.
İktidar medyasının, seviyeyi iyice dibe vurduran pespaye kara propagandaları.
Evvelce rakiplerini “terör örgütü yandaşlığı” ile suçlayan iktidar blokunun, seçimden hemen önce Öcalan’ın mesajı üzerinden HDP seçmenine sinyal çakmaya kalkması.
HDP oylarının Millet İttifakı adayına gitmesini önlemek için, kendisiyle böylesine kritik ve dramatik bir çelişmeyi dahi göze alarak “teröristbaşı”ndan medet umması.
Güdümlü medya desteğinde topyekûn bir taarruz harekâtı yürütürken, otel buluşması ve valiye hakaret iddiası gibi, kitleyi hiç ilgilendirmeyen iki konuya yığınak yapması.
Dahası, AKP Genel Başkanının, muhalefet adayını “yargı sopası”yla tehdit etmesi. Seneler önce kendisine uygulanan hukuksuzluğu şimdi rakibine reva görebilmesi.
Bunlar, kaybın güncel sebeplerinden ilk akla gelenler. Geriye dönük birikime bakıldığında ise, 17 yıllık iktidarın getirdiği yıpranma, yozlaşma, çürüme, iç çekişmeler, devlet ve statükoya yanaştıkça toplumdan uzaklaşma ve kopma, OHAL sürecinin hukuksuz uygulamalarıyla yol açılan geniş çaplı mağduriyetler gibi birçok sebep var.
Tek adam rejiminin “reis”i kuşatıp toplumdan, hattâ kendi partisinden ve ekibinden uzaklaştırması da bir diğer önemli sebep.
Ve bunların tek sorumlusu, herşeyi üzerine yıktığı dış güçler değil, bizzat kendisi.