"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dört mezhep ve demokrasi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
09 Nisan 2019, Salı
Bediüzzaman, bir asrı aşkındır üzerinde çalışılıp içinin doldurulmasını bekleyen son derece önemli tesbitlerinden birini şöyle ifade ediyor:

“Hakaik-ı meşrutiyetin (demokrasi prensiplerinin) sarahaten (açıkça) ve zımnen (örtülü olarak) ve iznen (müsaade edip onaylamak suretiyle) dört mezhepten istihracı (çıkarılması) mümkün olduğunu dava ettim.” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 124).

Fıkıhtaki dört mezhebin içtihatlarını bu gözle tahlil eden bir çalışma hiç yapıldı mı?

Bediüzzaman bu ifadesiyle Hanefî, Şafiî, Malikî ve Hanbelî fakihlerinin tarih boyunca ortaya koyduğu güçlü ve zengin birikimden hareketle özgün bir anayasa ve kamu hukuku geliştirilebileceğini, böylece “çağdaş hukuk”a da İslam kaynaklı ciddî katkılar sunulabileceğini vurguluyor.

Sonuç alabilmek için, üniversite çapında köklü bilim kuruluşlarında nesiller boyunca devam etmesi gereken son derece önemli bir çalışma bu. Ama Said Nursî söylemiş ve orada kalmış. Sonra, o istikamette hiçbir adım atılmamış. Oysa başlatılabilmiş ve akabinde nesilden nesile devredilip geliştirilerek devam ettirilebilmiş olsaydı, bundan hem İslam âlemi, hem bütün insanlık çok büyük istifade ve kazançlar sağlardı.

Bu çerçevede, ülkemizde ciddî gerilimlere sebep olan şer’î-laik hukuk ikilemi yaşanmaz; vahiy prensipleriyle akıl eksenli arayış ve açılımlar ortak zeminlerde buluşur; bunun getirdiği sentezler toplumun önüne yeni ufuk ve pencereler açabilirdi.

Bediüzzaman, “Meb’usana hitap” başlıklı bir makalesinde de milletvekillerine, meşrutiyetteki hakikatleri ve kanun-u esasîdeki (anayasadaki) hükümleri daha mükemmel ve açık şekilde şeriat-ı garradan çıkarıp düzenlemeleri için din âlimlerine başvurmaları çağrısında bulunuyor.

Ve milyonlarca âlim ve dâhînin Kur’an ve Sünnetteki kat’î nasslardan çıkardığı hüküm ve içtihatlarla Tuba ağacı gibi dal budak salmış; siyaset ve maslahatın gereği olarak herhangi birinin herhangi bir meselesine tutunma yolunun açık olması ile, Kur’an’daki “Yaş ve kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır” (En’am Suresi, 59) sırrını asırlardır tefsir eden dört fıkıh mezhebini “sonsuz cevherlerle dolu tükenmez bir hazine” olarak niteliyor Said Nursî.

Okunma Sayısı: 3203
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı