31 Mart seçiminde İstanbul sandıklarından çıkan sonuçla ülkedeki korku duvarının nihayet yıkıldığını ve toplumun yıllardır içine sokulduğu hipnoz halinden çıkmaya başladığını yazmıştık.
Bunun işaretleri her geçen gün artıyor.
Kaybetmeyi hazmedemeyen ve YSK üzerinde uyguladığı yoğun baskıyla seçimi iptal ettiren iktidar cephesi ise yine aynı duruma düşmemek için işe çok daha sarılıyor.
İlk yöneldiği adres kendi küskünleri.
Ama onlara seslenirken “Önce 23 Haziran’ı geçelim, ondan sonra gerekirse siyasî bakımdan tövbe istiğfar ederiz” diyen Numan Kurtulmuş’un talihsiz beyanlarında olduğu gibi, kaş yapayım derken göz çıkarıyor.
Erdoğan’ın cami açılışında oy isteyip rakiplerini oy hırsızlığı ile suçlaması da, düne kadar ona kayıtsız şartsız arka çıkıp, tevil ettikleri bütün yanlışlarına göz yumanları bile “Bu kadar da olmaz” diyerek isyan ettiriyor.
YSK’nın iptal gerekçelerinin toplumda kabul görmemesi de, aksi yöndeki bütün iddia, söylem ve propagandalarını boşa çıkarıyor.
Böyle bir tabloda seçmenden yine oy alabilmek için bir defa daha başvurdukları yöntem, bol keseden “seçim rüşveti” dağıtmak.
Emekli ikramiyesinden yeni teşvik paketlerine, köprü cezalarının affı ve doğalgaz indiriminden erken terhise kadar ne varsa...
Gerçi bu erken terhis işine yine iktidar cenahında “Seferberlik halindeyken sırası mı?” diye karşı çıkanlar da oldu ve konu bayram sonrasına kaldı. Ama görünen o ki, büyük ihtimalle 23 Haziran öncesinde çıkmış olacak.
Tam da böyle bir zamanda Hakurk operasyonunun başlatılması ise gayet manidar...
Bu arada, evvelce Meclis başkanlığı ve bakanlık gibi önemli görevler yapmışken bilâhare sonraki süreçte dışlanmış olan partililerden, sadakatini koruyanların “münasip” yerlere getirilmeleri, parti küskünlerini kazanma stratejisinin yeni örnekleri.
Buna mukabil, hukuksuzluklar da her gün yenileri eklenerek devam ederken, yoğun yıldırma ve sindirme çabalarına rağmen bu konudaki duyarlılığın geliştiği gözleniyor.
Tedavi için dışarı gitmeye çalışan KHK’lı Prof. Dr. Haluk Savaş’ın pasaport engelinin, sosyal medyadaki yoğun kampanyalar sonucu kerhen ve mecburen kaldırılmak zorunda kalınması bunun çarpıcı bir örneği.
Korku duvarı aşıldıkça arkası gelecek.