Hafta sonunda aldığımız güzel haberlerden biri, 4. evre ve çok ağır kanser hastası olmasına rağmen infaz erteleme talebi inatla reddedilip iki aydır cezaevinde tutulan Ayşe Özdoğan’ın nihayet tahliye edilmesiydi.
Durumu hastane raporlarıyla tesbit edilmiş olarak ortadayken, yasal bir hak olarak aylar öncesinden iletilen “İnfaz ertelensin” talebi, anlaşılmaz bir duyarsızlık duvarına takıldı.
Özellikle İstanbul’daki Adlî Tıp Kurumu’nun “Siyasî talimatla çalışıyor” kuşkularını daha da güçlendiren bir kararla bu duyarsızlığın devamına katkı sağlaması dikkat çekti.
Özdoğan’ın bütün insanî ve vicdanî çağrılara kulak tıkanarak cezaevine konulmasından bu yana geçen süreçte tepkiler hız kesmeden devam etti ve ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yürütülen kampanyaların oluşturduğu kamuoyu baskısı, sonunda netice verdi.
Yarım kalan tedavisinin özenle devam etmesi gereken bir aşamada cezaevi revirinin sağlıksız ortamında ve sonu gelmeyen hapishane-hastane turlarında çile çektirilen Özdoğan, iki ay sonra nihayet tahliye edildi.
Annesinden ayrı kaldığı için psikolojisi de sarsılan hasta oğluna, kızına reva görülenleri protesto ettiği için gözaltına alınan kanserli annesine ve alzheimerli babasına kavuştu.
Kendisine ve aileye geçmiş olsun diyor, kesintiye uğratılan tedavisinin hızlı bir şekilde devamını ve aradan geçen iki ayda daha da kötüleşen sağlık durumunun düzelmesini temennî ediyor, diğer aile efradına da sağlık afiyet diliyoruz.
Gelinen aşamada Özdoğan’ın sancılı bir süreç sonunda çok gecikmeli de olsa nihayet infaz ertelemesiyle bırakılmış olması, herşeye rağmen kamuoyu baskısının etkisini ve gücünü gösteren örneklerden biri oldu.
İnsanî ve vicdanî bir dayanışmanın sonucu olan kararlı duruş ve takibin, Özdoğan’la aynı veya benzer durumda olan diğer süreç mağdurları için de devam etmesi gerekiyor.
Çok zor bir ameliyat geçirdikten sonra boğazındaki dikişlerle yeniden hapse gönderilen tiroid kanseri hastası Hakan Kanat başta olmak üzere, hasta mahpusların tamamı daha fazla içeride tutulmayıp tahliye edilmeli.
Bebekler, anneler ve yaşlılar da.
Çoğu hak etmediği halde mahkûm edilip haksız cezasının yasal infaz süresi de tamamlanmış olmasına rağmen hâlâ serbest bırakılmayanlar da...