Ne okuyorsak, ona bağlıyız denilebilir. İnsan da vazifesi olan tekamüle, bu bağlılıkla ulaşır.

Okumak,basit bir fiil değildir. İnsanı, kemalata ulaştıran bir eylemdir.  Kamil insanlar, okuyarak ve okuduklarını yaşayarak yükselirler. Yanılmamak, aldanmamak için okumamız gerektiği gibi, gelişmek ve ilerlemenin yolu da okumaktan geçer.

Şüphesiz okumanın hayatımıza, gelişimimize büyük etkileri vardır. Okuduklarımızdan davranışlarımız, konuşmalarımız ve hatta karakterimiz dahi etkilenebilir. Bunu bir fırsat olarak değerlendirmek gerekir. Akıl, kalp ve vicdanın ortada buluştuğu dengeli bir ölçüye, ancak okuma eksenli bir hayatla ulaşabiliriz. Doğru kitaplar okumak ve okuduklarımızı yaşayarak doğrulamak da bu noktada önemlidir. Okuma eksenli bir hayat anlayışının, karakterimize ve hatta kaderimize yön veren önemli merhalelerini babamın bize defalarca söylediği şu mısralarda buluyorum: “Okuduklarınıza dikkat edin düşünceleriniz olabilir. Düşüncelerinize dikkat edin, inançlarınız olabilir. İnançlarınıza dikkat edin, davranışlarınız olabilir. Davranışlarınıza dikkat edin, kabiliyetleriniz olabilir. Kabiliyetlerinize dikkat edin, karakteriniz olabilir. Karakterinize dikkat edin kaderiniz olabilir.” İşte okumaktan kaderimize giden ince bir yol. Nasıl yaşarsak öyle ölürüz ve öylece diriliriz. Aynen öyle de hayatımızın temeline bize doğru yaşamayı öğreten kitapları koyarsak, inşaallah dünyamız, ahiretimiz ve kaderimiz de güzelleşmiş olacak. 

İyi kitapların yanı sıra, hayatı kitaplara örnek olacak insanları da okumak gerekiyor. Çünkü onlar, okuduklarını özümsemiş hayatına aksettirmiştir. Nitekim, bir kitaptan okuduğu bir cümlecikten etkilenip, hayatlarını değiştiren çok insanlar var. Değişmek için ihtiyaç duydukları ışığı, kitaplarda buluyorlar. Okuduklarımız, geleceğimizi bir güneş gibi aydınlatacak inancı veriyorsa, değişmek bir kitabı açmak kadar kolay olabiliyor. Yeter ki isteyelim, istemesini bilelim. Mesela genç yaşlarda hakikat arayışına çıkan merhum yazar Selim Gündüzalp. Bu yolculuğunu Risale-i Nur eserleriyle tamamlayarak, bakışını, görüşünü, hayatını bu sayede değiştirdiğini söylüyor: “Bir kitap bir insanın hayatını sil baştan nasıl değiştirebilirdi? Yeniden yaşama azmi ve ümidiyle o insanı nasıl doldurabilirdi ki? Ama olmuştu işte. Madem yeniden doğmuştum, öyleyse yaşadığım günlerin hakkını vermeliydim. Fırsatları değerlendirmeliydim. Hayatımı anlamlı kılmalıydım. Çok çalışmam gerekiyordu çok. Benim durumumda olan binlerce, milyonlarca insan vardı bu dünyada. Onları da bu hazineden haberdar etmeliydim. Azimliydim, Rabbimin kudretine sonsuz güvenim vardı. Elveda aldanış, elveda boşa geçen yıllarım. Merhaba yeni gün, merhaba yeni hayatım.”

İşte azim ve çaba meyvesini veriyor. Bir adım atmak mesele: Okumak. Canla başla Zübeyir Gündüzalp’in dediği gibi “Dem ve damarlarımıza karışacak derecede okumak.”

Selim Gündüzalp, okuduğu kitapla adeta yeniden doğuyor. Demek iyi bir kitap, yeni bir hayata vesile olabiliyor. Ve onun gibi hakikati arayan herkese sesleniyor: “Sabret! Sabrın sonu selamet. Bir gün olanı sen de keşfedeceksin. Huzuru bulacak ve sevineceksin. Hem de o güne kadar hiç öyle sevinmemişçesine. Kıyıya vuran dalganın, esen rüzgârın farkına varacaksın. Yıldızlara uzanacaksın tutmak için. Coştu mu bir kere için, durduramazsın kendini. Acele etme. Önce pencereni aç nazikçe. Gözlerini kapa. Bırak kendini serin havaya. Bir nefes al derinden şöyle. Gönlündeki sızıyı bir dindir. Yüreğini sakinleştir. Bırak şimdi o huzuru aramayı; o seni bulsun. Önce endişelerini at birer birer. Hayatın ve yaşamanın bir mucize olduğunu anlıyorsun değil mi? Dünyaları versen alamayacağın şeyler de var. Senin, hepsi senin elinin altında şimdi. Altın bir tepsinin içinde. Kralların hazineleri senin sahip olduğunun yanında bir hiç. Kendi değerini bilmeyen, o ‘hiç’leri hazine sanır. Şeytan sendeki o hazinenin peşinde işte. Senin haberin yok ama o farkında, sende neyin değerli olduğunun. Farkında mısın sen? Gençlik gemisinin yolcuları binip de gitmiş. Bizim de nasibimiz bu kadarmış...”

İşte kitaplar, öyle bir hazine ki, zamanı değiştirerek, yepyeni iklimlere götürüyor.  Sığınacak liman oluyor. Işık oluyor. İlaç oluyor. Renk oluyor. Nefes oluyor. En önemlisi hayatımıza hayat oluyor. Ve bir kitapla hayatımız değişebiliyor. Mühim olan okumak.

Kitapları ve kitap olabilecek hayatları…