"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dedemiz Mehmet Âkif

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
24 Aralık 2019, Salı
İstiklal Marşı’nı kaleme almış büyük şair Mehmet Âkif Ersoy. Sadece şair değil. Aynı zamanda veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi. Şiirlerini, manevi duygularla yazmış, maddi bir karşılık almamış milli bir kahraman. Mehmet Âkif’in doğumu ve ölümünün yer aldığı 20 – 27 Aralık haftası, Mehmet Akif’i Anma Haftası dolayısıyla, Mehmet Âkif’i, torunu Selma Argon’dan dinledik.

Selma Argon, Mehmet Âkif’in yaşayan iki torunundan birisi. Argon, dedesi Mehmet Âkif’in hayatını, zorluklarla geçen bir ömrün saklı kalmış hikayesi olarak değerlendirmiş ve bu hikayeyi anlatmak için Türkiye’nin birçok yerinde 300’e yakın seminer vermiştir. Bilhassa gençlerin, manevi dedeleri olan Mehmet Âkif’i tanımaları ve anlamalarını canı gönülden istiyor ve diyor: “2011’den itibaren seminerler, röportajlar istenmeye başlandı. Tabi ki gençlere ulaşmanın keyfini yaşıyorum dedem sayesinde. Çok güzel gençler tanıyorum, çok güzel sorular geliyor. Çok meraklılar öğrenmek istiyorlar. Ve benim Âsımlara olan inancım çok. Dedem gençlere olan inancını Âsım simgesi altında birleştirmiştir. Âsım’ı okuyan, milletine faydalı, kahraman, hiçbir zaman şiddete başvurmayan, vatan sevdası çok büyük olan, yüreği kocaman akıllı bir çocuktur. Kız veya erkek değil bir simgedir. O’nun için ben Âsım’lara çok güveniyorum. Evet belki gençlerin sırtına çok fazla yük gibi gelebilir ama Âsım olmak da o yükü kaldırmayı gerektiriyor. Yani her gencin kendinden sonra gelecek nesillere faydalı olması için çalışması gerekiyor.”

Mehmet Âkif’in gençlik yıllarındaki azim ve gayretinden bahseden Argon, bize Safahat’taki Âsım şiirini hatırlatıyor:

“Asım’in nesli, diyordum ya nesilmiş gerçek.

İşte çiğnetmedi namusunu, çignetmeyecek.

Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar.

O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.”

Evet Mehmet Âkif, Âsım karakteriyle ideal gençliği anlatıyor. İman, irfan, fazilet ve ilimle donanmış, dinine ve milletine sahip çıkan bir gençlik. Ve bu şekilde de yaşayarak genç nesillere örnek oluyor. 

Selma Argon’a  “Mehmet Akif’i bugünkü nesile nasıl anlatmalıyız?” diye sorduk. Argon, şu şekilde cevapladı: “Bu tek bireysel bir çabayla olmaz. Umumi olarak desteklenmeli. Gençlere dersler verilmeli,  Safahat Okumaları yapılmalı. Mehmet Akif, bir karakter abidesidir. Dilinde, dininde, inancında, sevgisinde, ailesinde, dostluğunda samimidir. Mehmet Akif’le birlikte yaşadığı dönemi de anlamaya çalışmalıyız. Niçin bazen feryat etmiş, bazen hıçkırarak ağlamış, bazen kükremiş vaazlarında.

Benim hep isteğim, dedemi sadece anma haftalarında değil, her zaman anlatalım. Okul kapalı olsa da, kurslar verilsin. Safahat merakı çocuklara aşılansın. Safahat bir belgeseldir, rastgele bir şiir değildir. Mehmet Akif’in kendi hayatı da bölümlerden oluşur aslında. 

Gençlere her zaman tavsiyem, bir işi yapmak istedikleri zaman hep en iyisini yapsınlar. Bu işi herkes yapıyor ama bu başka türlü yapıyor diyebilsinler. Kimseye benzemesinler. Mehmet Akif, kendisi olmuştur. Hayatı boyunca Allah’tan, Peygamberimizden (asm) başka kimseye boyun eğmemiştir. Hiçbir kapıdan boyun eğerek geçmemiştir. Sadece secdede eğilmiştir.”

Evet hiç kimseye boyun eğmediği için bugün hala sevilen bir Mehmet Akif’imiz var. Bu vesileyle mânevi dedemiz Mehmet Akif’i rahmetle anıyoruz.

Okunma Sayısı: 5336
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı