"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrat misyon

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
30 Mart 2019, Cumartesi
İnandığımız değerlere ulaşmak için, omuzlarımıza aldığımız görevdir misyon. Şahıslara aldanmadan, bir dâvânın peşinde koşmak, kök ve asaleti yakalayarak, aynı çizgide bir ömür devam edebilmektir. Her hizmette olduğu gibi, siyasette de sağlam bir misyon şart.

Evet bizim, demokrasi bayrağını göklere çekeceğimiz demokratik bir misyona ihtiyacımız var. Hak, hukuk, adalet ve insan haklarından sorunlu hale gelen hastalıklı yapıyı değiştirecek, yerine insanî ve İslâmî değerleri hürriyet, adalet ve meşvereti hâkim kılacak bir anlayışa ihtiyacımız var. Bu hayatî vazifenin ifa edilebilmesi, demokrasi kahramanlarını yetiştiren Demokrat misyonun ayağa kalkmasıyla olacağı muhakkaktır.

Kırk altı şafağında kendini gösteren bu diriltici ruh, elli sabahında bir güneş gibi doğmuş, milletin talihsiz bahtına çöreklenmiş zihniyeti sandığa gömmüştür. Demokrasi şehitlerinin yaktığı meşale, demokrasi bakımından önemli bir atılım olarak, baskıcı yönetimden bunalan insanımıza, refah kapısı aralamıştır. Bu demokrasi zemini hak ve hürriyetleri besleyerek, kalkınma hamlesi için de bir milâttır. Köklerini asaletiyle muhafaza eden Demokrat Parti, zaman ve zeminin şartlarından dolayı bazen gizlense de, temsil ettiği misyon itibariyle her daim yeniden dirilmeye müsaittir. 

Nitekim, Bediüzzaman Said Nursî de bu noktaya dikkat çekerek, 1950’de iktidara gelen Demokratların, 35 sene evvel İttihatçı zorbalar tarafından siyaset sahnesinden silinen Ahrarlar’la aynı misyon çizgisine sahip olduğunu ve yeniden dirildiğini ifade ediyor. Aynı zamanda İttihad–ı Muhammedî’nin (asm) müttefiki olarak gördüğü Ahrarın, 1950’de Demokrat ismiyle yeniden hayat bulduğunu şu sözlerle izah ediyor: “Demokratlar, bir ezan-ı Muhammedî’nin (asm) serbestiyetiyle kendi kuvvetlerinden yirmi defa ziyade kuvvet kazandılar. Milleti kendilerine ısındırdılar, minnetdar ettiler. İttihadçıların bir kısmındaki gizli farmasonlara muarız ve manen bizimle, yani İttihad-ı Muhammedî ile müttefik olan Ahrar Fırkası yine otuz beş sene sonra dirildi, yine uyandı.”1 

Üstad Bediüzzaman, onların bu hizmetini, aynı zamanda “farmasonların zincirlerini kırmak” manasında görüp alkışladı. Milletin teveccühünü kazanan Demokratlar, bunun gibi pek büyük şereflere nail olmuşlardır. İmam-Hatip okulları, İlahiyat Fakülteleri, Kur’ân kursları ve din hizmetlerinin serbest bırakılması, Müzeye çevrilen Ayasofya Camii’nde 1979 yılında ezan-ı Muhammedi’nin (asm) yeniden okutulmaya başlanması, Ayasofya’nın Hünkâr Mahfili’nin ibadete açılması ve 1956’da Başbakan Menderes’in destekleriyle Risale-i Nur’un serbest bir şekilde basılarak Nur Külliyatı’nın neşrinin tamamlanması, yine Demokratlar zamanında yapılan büyük hizmetlerdendir. Bediüzzaman’ın İslâm dünyasının teveccühünü kazanmaları için, dindar Demokratlara verdiği tavsiyeler, böylece hayata geçirilmeye başlandı.

Bu başarılara hazmedemeyen jakoben zihniyet, baskılarla Demokratları susturmaya çalışmıştır. Demokrat misyon, ağır bedel ödemesine rağmen ayağa kalkmayı bilmiş, hiç yılmadan hizmetlerine kaldığı yerden devam etmiştir. Bütün oyunlar Demokratlar üzerine oynanmış, iç dinamikler, dış dinamiklerle birleşerek, Demokratların iktidara gelmesi engellenmiştir. 

Bu antidemokratik süreçlerde Yeni Asya, daima hak, hukuk, adalet ve meşvereti savunmuş ve Demokratlara nokta-i istinad olmuştur. Demokrat misyonundan taviz vermemiş, vazifesini lâyıkıyla icra etmiştir. Bu yüzden ihtilâlcilerin gazabından kurtulamamıştır. 

Şimdiki durumu göz önünde bulundurduğumuzda, demokrasinin ne kadar ağır bir yara aldığını görüyoruz. Ekonomi dibe vurmuş, insan hakları örselenmiş, toplum bir kamplaşmaya doğru gitmektedir. Derin mahfillerde şekillenen bu yapıyı kıracak, demokrasiyi bütün kurum ve kuruluşlarda canlandıracak, ekonomiyi kapitalist ablukanın kuşatmasından kurtaracak vatansever, milliyetçi, hak ve hukuka inanan, Demokrat misyon olacaktır.

Haydi Demokratlar, gün gayret günüdür. Menderes’in yaktığı bu meşaleyi, Demirel’in açtığı bu bayrağı, demokrasi burcuna çekelim. Büyük Türkiye’yi kuracak kadrolar, bu hürriyet zemininde nemalanacaktır. 

Kırat şahlanacak ve engeller birer birer kalkacaktır. Milletimiz, inançlarıyla, hak ve hürriyetiyle, birliği, beraberliği, kardeşliği ile vahdeti sağlayacak ve İttihad-ı İslâmın yolu açılacaktır.

Dipnot: 

1) Bediüzzaman Said Nursî, Beyanat ve Tenvirler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 2011, s. 202.

Okunma Sayısı: 1245
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı