Hayatıyla, verdiği mesajlarla gençlere gayret aşılayan bir şahsiyetten bahsetmek istiyorum. Gençliğinde zorlu yollardan geçmiş, inancıyla başarıya ulaşmış bir dâvâ adamı. Bediüzzaman’ın da dostu olan Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil. 

Edindiği tecrübeleri, yazdığı “Gençlerle Başbaşa” kitabıyla  anlatıyor. Arkasında bıraktığı eser, gençleri bunalımdan kurtararak, cesaret ve irade kazandırıyor. 100 temel eser arasında olarak, her gencin kütüphanesinde bulundurması gereken bir kitap. Sadece genç ve tecrübesiz çıraklara yazıldığı ifade edilse de, olgun ve tecrübeli ustaların ihtiyaçlarına da cevap veriyor.  Birikimlerini, kazandıklarını sade bir üslûpla anlatarak, ufkumuzu açan şahsiyetlerden ders almakta fayda var.

Yaptıkları ile başarının anahtarını veren Ali Fuat Başgil, “okuyucum, genç arkadaşım, yolcum” diyerek verdiği mesajlar, samimi gönüllerde yerini alıyor. Sohbet havasında geçen kitabın başındaki ifadeler, eserin    mahiyetini izah ediyor: “Yolcum! Ben sana bu esercikte muvaffakiyet diyarının yolunu göstereceğim. Sen istersen, ondan ötesine kendin gidebilir ve özlediğin saadeti bulabilirsin.” Evet hepimiz özlenen saadete ulaşma arzusu içerisindeyiz. Unutmayalım ki, saadet ülkesine ulaşmak için, muvaffakiyet diyarını aşmamız gerekiyor. 

 İnsanın içinde çalışma isteği uyandıran bir kuvvet olmazsa, muvaffakiyet zorlaşır.  Bu isteği uyandıran gayreti aşılayacak bir rehber olması gerekir. Gençlerimizin çoğunun usanıp bezmesinin, cesaretinin kırılıp yarı yolda kalmasının sebebi, yol gösterecek kişilerin olmamasıdır. Çalışıp öğrenmenin yolunu bilse ve manevî açıdan destek alsa elbette muvaffakiyete ulaşacaktır. Gençlerin büyük sorunu bu destek ve ilgiyi görememekten geliyor. Maalesef bu durum şevki kırıyor, gayreti de söndürebiliyor. Bu yüzden her bir genç, muhtaç olduğu manevî desteği kendisinde arayıp bulmaya mecburdur.  

Bu yolda önümüze çıkan tehlikeler de var. Bunlardan en önemlisinin tembellik olduğunu söylüyor Başgil. Ve diyor ki: “Eğer tembel isen ve tembelliğin uzvî bir hastalıktan ileri gelmiyor da ruhî bir gevşeklik, uyuşukluk, üşengeçlik, hoppalık ve havailik şeklinde ise, iradeni kullanmak suretiyle muvaffakiyetinle bu düşmanını yenebilirsin.“

İrade, düşündüğümüz şeyleri hayata geçirme konusunda bize yardımcı olan kontrol mekanizmasıdır. Bizi tembellikten kurtararak, muvaffakiyet kazandıran imtiyazlı bir kuvvettir. Şuur ile farkında olarak irademize sahip çıkabiliriz. Bilgisi az olan insanlar bile, iradesini kontrol ederek muvaffakiyete ulaşabiliyorlar. Çünkü başarı, gayretin meyvesi olarak her şartta verilecek bir mükâfattır. 

İyilik noktasında iradeli olabiliyorsak, korkmamalıyız. Terbiyeli bir iradenin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zekâ yoktur.  Başgil’in dediği gibi: “İnsan zekâsı ve bilgisiyle değil, ancak iradesi ile insandır.” 

Geleceğe ümit olan gençlerin gayretsiz, himmetsiz, gayesiz yaşamasına tepkisiz kalmayan Ali Fuat Başgil, “Gençliğini eğlenmekle geçiren, ihtiyarlığını ağlayarak geçirir” diyerek, gençleri çalışmaya teşvik ediyor. Ancak irade terbiyesi  ve nefis mücadelesini yapan gençler, muvaffakiyete ulaşacaklardır. Yaşantısıyla bizlere yol gösteren Ali Fuat Başgil’e, bu vesileyle, rahmet duâlarını gönderiyoruz. Yol gösterecek bir gençlik geçirmek duâsıyla.