Arzumuz, bu Eğitim-Öğretim yılında fıtrata uygun doğru Eğitim metodlarının sisteme dahil edilmesi. Tüm öğretmenler ve öğrenciler de, kargaşanın olmadığı, yenilikçi, değişime ayak uyduran, öğretici ve geliştirici bir sisteme geçmek ister. Asrımızın sorunlarına ikna edici çözümler sunan Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur’da doğru ve faydalı Eğitimin metodlarını gösteriyor. Doğru sistemi arayan tüm idarecilerin nazarlarına sunuyoruz. 

Eğitimden beklenen sorumluluk, ilgi alanlarında geliştirerek yüksek atılımlar gerçekleştirmektir.  Eğitimin dili, tarzı, metodları bu noktada çok önemlidir.  Sağlam ve etkili bir Eğitim, doğru metodlarla tesir eder. Bediüzzaman Eğitim ve Öğretime oldukça önem vermiş, klasik ve modern Eğitim metodlarını Risale-i Nur eserlerinde işlemiştir. Bediüzzaman Said Nursî, hayatı boyunca sergilemiş olduğu, Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine kuvvet veren bu metodların temelini eğitim eksenli öğretim anlayışı oluşturuyor. Aynı zamanda öğretimi de esas alıyor. Hem muallim hem mürebbi olmayı öğretiyor.  Dilin yumuşaklığı, anlatımdaki zerafetiyle Eğitimde üslubun önemine de işaret ediyor.

Öncelikle ben merkezli bir eğitim metodu sunuyor. Bediüzzaman, yazdığı her meselede ‘yanmayan yakamaz’ sırrınca, önce  kendi nefsine sesleniyor: “Nefsimle beraber dinle. Ben nefsimi herkesten ziyade nasihate muhtaç görüyorum.” Bu yaklaşımla muhatabını psikolojik olarak rahatlatıyor. Ve “Kim isterse beraber dinlesin” diyor. Dayatma, baskı yapmadan rızalarını kazanmaya çalışıyor. Böylece itirazların önünü alıyor. Çünkü itham edici, yargılayıcı tavırlar Eğitimin en önemlisi unsuru olan iletişime engel oluyor. Etkileşimli bir Eğitim için güzel söz ve yumuşak tavrın önemini  burada anlıyoruz. Bu ılımlı yaklaşım, kavl-i leyin (yumuşak ve faydalı söz) ile gönülleri fethediyor. Böylece zarif, latif bir üslupla ders makamında tebliğ yapılıyor. Okuyanlar alınmadan, gücenmeden eksik oldukları kısımları üzerine alıyor ve kendine çeki düzen verebiliyor. 

Diğer bir metod ise temsildir. Risale-i Nur’un çoğu bölümünde hakikatleri akla yaklaştırmak için temsil yapılır. Bu metodla zihin daha iyi öğrenir ve idrak eder. Vehim ve his bulutları yok edilir. Temsil bir merdiven gibi, bizi doğru bilgiye ulaştırır. Temsil yapılırken, Eğitimde önemli bir unsur olan İspat metodu da gerçekleşir. Hikâye temsille anlatıldıktan sonra, hakikat ispat edilir. Akıl mecburen kabul eder. Mesela Bediüzzaman,Tabiatın teşekkülünü işlerken dört yol sunar. Üç yolun muhal olduğunu ispat eder ve geriye kalan dördüncü yolun şüphesiz hak olduğunu kabul ettirir. 

Gözlem metodu da oldukça tesirlidir. Risale-i Nur’da insan ve kâinat kitabı dikkatle tefekkür edilir.  Kâinat, tefekküre açılan bir kitap gibi incelenir. İnsan da bu kitabı okudukça, incelikleri anladıkça terakki edecektir. Bir de insanı kıvama getiren hayat mektebi vardır. Birçok düşünce ve fikir adamı, aldığı en önemli dersleri bu mektepten aldığını söyler. Bazen hayatımız boyunca edindiğimiz tecrübeleri, hiçbir kitaptan öğrenemeyiz. Gözlem metoduyla hayata baktığımızda, daha doğru nasıl yaşanır onu görüyoruz. Acı tecrübelerden bile dersimizi alıyoruz.

Bunlar gibi aklın idrakine uygun çıkartılması gereken onlarca metod vardır. Bilginin akla daha kolay girmesini sağlayan soru-cevap metodu, mazideki ibret levhalarından ders aldıran geçmişe bakış metodu, bilgiyi tesis ettirerek pekiştiren tekrar metodu, konuyu daha iyi kavramamızı sağlayan yaşayarak öğrenme metodu, fikirlerin idraklerde netleşmesi için konuları mukayese ettiren karşılaştırma metodu ve konuya daha iyi açıklık getiren Örnekleme metodu, Eğitim sisteminde örnek alınması gereken metodlardır.

Ve en önemlisi fıtratımıza uygun doğru bir metod geliştimektir. Yaratılış kanunlarına uygun bu metodla toplumu terakkiyata ulaştırabiliriz.  Bunun için de Eğitimin temeline sevgi, saygı, gayret ve inancı koymalıyız. Bu çerçevede sunulan bir Eğitim;  her an yükselme idealini taşıyacak, zihinleri kargaşadan arındıracak ve toplumu sevgiyle barıştıracaktır.