"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nedir bu insanoğlu?

Kübra ÜNÜVAR
17 Mart 2019, Pazar 00:52
Amacı ne, ne istiyor bu insanoğlu?

Bu soruların belki de tek cevabı insanın kendisini tefekkür etmesinden geçiyor. Kimim ben? Neden buradayım? Kâinatın ve Yaratıcımın benden isteği ne? Neden üzülüyorum, neye seviniyorum? İnsan bu soruların gerçek cevabına ulaştığı an kemalata eriyor. Kalbi, mantığı, lâtifeleri tam anlamıyla mükemmelliğe ulaşıyor. Peki bu soruların ne kadarını kendimize soruyoruz?

Yaşadığımız her olay karşısında ümitsizliğe mi düşüyoruz, yoksa insan olarak kendimizi, yaşadığımız olayı tefekkür ederek, yolumuza en güzel şekilde mi devam ediyoruz?

Üstad Hazretleri insanı şu kelimelerle tarif ediyor: “İnsan, şu kâinât ağacının en son ve en cem‘iyetli meyvesi; ve hakîkat-i Muhammediye (asm) cihetiyle çekirdek-i aslîsi; ve kâinât Kur’ân’ının âyet-i kübrâsı; ve İsm-i A‘zam’ı taşıyan Âyetü’l-Kürsî’si; ve kâinât sarayının en mükerrem misafiri; ve o saraydaki sâir sekenelerde tasarrufa me’zun en fa‘âl me’muru; ve kâinât şehrinin zemin mahallesinin bahçesinde ve tarlasında, vâridât ve sarfiyâtına ve zer‘ ve ekilmesine nezârete me’mur ve yüzer fenlerle ve binler san‘atlarla techîz edilmiş en gürültülü ve mes’ûliyetli nâzırı; ve kâinât ülkesinin arz memleketinde, Pâdişâh-ı Ezel ve Ebed’in gayet dikkati altında bir müfettişi; ve bir nevi‘ halîfesi; ve cüz’î ve küllî harekâtı kaydedilen bir mutasarrıfı…” Üstad kâinat sarayı ile insan arasındaki müthiş bağı bu sözleriyle ifade ederken, insandan cüz’î ve küllî bütün hareketinin kaydedilen mutasarrıfı olarak bahsediyor. Peki o zaman insaniyete lâyık şekilde yaşıyor muyuz? Sahi insaniyete lâyık yaşamak ne demek? Kısaca kendimizi tefekkür ediyor muyuz? Üstad Hazretleri Risale-i Nur’da, “1 saat tefekkür, bir yıllık nafile ibadetten daha hayırlıdır” hadisinden bahsediyor. Buradaki tefekkür sadece çiçeği, böceği tefekkür etmek mi? Tefekkür sadece kâinatı seyretmekten mi ibaret? İnsan da küçültülmüş bir kâinat değil mi? O halde insan tefekkür etmeye en önce kendisinden başlaması gerekmez mi? İnsanın en büyük tefekkürü kendini tanımak ve anlamaktan geçmiyor mu? İnsan kendi mahiyetini anladığında gerçek manada insan olmuyor mu? O halde sevgili okuyucu bu kadar sözden sonra şimdi gazeteyi yavaşça bırak. Pencereyi aç, derin bir nefes al ve de ki, “ben kimim, neden buradayım, en kâmil insan olmak için ne yapmalıyım?” sorularını kendine sor, hayata pozitif bakmayı öğren ve kendini tanı. Kendini tanıyan hakikî insan olmak duâsıyla…

Okunma Sayısı: 1505
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı