"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Yok” mahlaslı şair: Nabi

19 Nisan 2019, Cuma 00:13
Şanlıurfa’da 1642 yılında dünyaya gelen 17. yüzyıl klÂsik Türk edebiyatının önemli şairlerinden Nabi, vefatının 307. yılında rahmet ve saygıyla anılıyor.

KlÂsik Türk edebiyatının önemli şairlerinden edebiyata “tefekkür anlayışını” getiren şair Yusuf Nabi, vefatının 307. yılında anılıyor. Şanlıurfa’da 1642 yılında dünyaya gelen şair Nabi’nin çocukluğunun yokluk ve sefalet içerisinde geçtiği biliniyor. Nabi, 24 yaşında İstanbul’a giderek eğitimine burada devam etti. Şiire yatkın olan Nabi, kısa süre içerisinde dönemin başşehrinde tanınarak Damat Mustafa Paşa’nın kâtibi olarak görevlendirildi. 

İlham dolu Halep yılları

Nabi, adeta hayatının değişmesine vesile olan ve kendisini kollayan Damat Mustafa Paşa’nın 1686’da vefatı üzerine Halep’e yerleşti. Yaklaşık 25 yıl Halep’te yaşayan Nabi, eserlerinin birçoğunu da bu ilham dolu şehirde kaleme aldı. Halep Valisi Baltacı Mehmet Paşa sadrazam olunca Nabi’yi de yanına aldı. Bu dönemlerde şair Nabi, darphane eminliği, baş eğitmenlik gibi görevlerde bulundu. Kutsal topraklara hac farizası için giden duâyen şair, bu beldelerdeki izlenimlerini 1678 yılında “Tuhfetül Harameyn” adlı kitapta okurlarıyla paylaştı. Nabi’nin diğer eserleri arasında ise Türkçe Divan, Farsça Divan, Hayrabad, Terceme-i Hadis-i Erbain, Fetihname-i Kamaniçe, Zeyl-i Siyer-i Veysi ve Münşeat yer alıyor.

Edebiyata ‘tefekkür’ anlayışı getirdi 

Eserlerinde oldukça yalın bir dil kullanan usta kalemin mahlasının ise Arapça ve Farsça “yok” anlamına gelen “Nâ” ve “bî” kelimelerinden oluştuğu edebiyat çevrelerince biliniyor. 13 Nisan 1712 tarihinde vefat eden Şair Nabi, Üsküdar’da Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi. Zamanla tahrip olan Nabi’nin mezarı ise dönemin padişahları 2. Mahmut ve 2. Abdülhamid Han tarafından da tamir ettirildi. Şairin ismi, memleketi Şanlıurfa’da okul, park ve kültür merkezlerinde yaşatılıyor. Şair Nabi’nin, Osmanlı’nın duraklama devrinde yaşadığı, yönetim ve toplumdaki bozukluklara şahit olduğu için daha çok didaktik şiirler yazmayı tercih ettiği tahmin ediliyor. 17. yüzyıl klâsik Türk edebiyatının önemli şairlerinden biri olan Nabi, edebiyata “tefekkür anlayışını” getiren şair olarak tanınmaktadır.

Okunma Sayısı: 4504
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Murat Bülbül

    10.1.2020 09:26:00

    Nâ ve Bî eklerinin ikisi de Farsçadır. Siz yazıda Arapça ve Farsça demişsiniz. Arapça'da olumsuzluk ekleri arasında bu iki ek yoktur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı