Yaz gününde, bilincimin üzerinde bir kaban misali gafletle...
Çalar saatler beni uyandıramamış.
Gaflet uykusu üzerime yorgan olmuş.
Bana ne olmuş?
Bilincimin üzerindeki kat kat yünleri tek tek mi çıkartmalıyım?
Kendimle böyle cebelleşip, tekrar başa dönmek benim için bir ileri adım mı yoksa geri adım mı?
Sarılmam gerek benim Nurlara
Daha sıkı, daha fazla...
Ve asıl sorum:
Doğruyu bulmak mı zor, bulduğun doğruda kalabilmek mi?
İkisinde de var sanki zahmet.
Zahmetten doğan rahmet nimetine şükretmek kendimden beklediğim.
Ve kendimden beklediğim;
ecelim beni uyandırmadan uyanmalıyım.
Saatler kefenden önce davranmalı.
Belki günde beş defa kurmalı ve ertelememeliyim.
Ben ertelerim, ama ecel ertelemez.
Ben yanılırım, hataya düşerim, ama ecelim yanılmaz...
Ve O’na ne kadar samimî yaklaşırsam, beni o kadar uzaklaştırır yanlış yollardan.
Benim kalbim böyle söylüyor bana...