"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Emir tahtında hareket etmek

M. Fahri UTKAN
20 Nisan 2020, Pazartesi
“Her şey Cenâb-ı Hakk’ın namına hareket eder ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekir- dekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek her bir ağaç “Bismillâh” der; hazine-i rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor. Her bir bostan “Bismillâh” der, matbaha-i kudretten bir kazan olur ki, çeşit çeşit pek çok muhtelif leziz taamlar, içinde beraber pişiriliyor.” (Sözler. 1. söz)

Biz insanlara verilen nimetlerin her ne kadar yerden çıktığı görünüyorsa da aslında bir anlamda gökten geldiği söylenebilir.

Bunun maddî izahlarından biri, gıdaların yağmura bağlı olması ve yağmurun da gökten gelmesidir.

Manevî olarak da nimet oluşları, dolayısıyla Allah’ın rahmet hazinesinden gelmesi de diğer yönüyle semavî oluşunu gösterir. İnek, deve, koyun, keçi gibi bazı mübarek hayvanlar kendileri, manen “bismillah” der gibi, rahmet feyzinden bir süt çeşmesi halinde biz insanlara Allah’ın Rezzak ismine dayanarak süt gibi çok lâtif, çok temiz bir gıdayı sunuyorlar.

Yukarıdaki paragrafta geçen nebat, ağaç, ot v.s.’de görünen nimet tecellileri, yerde (dünyada-toprakta) gözükmekte, ama (Allah’ın rahmet hazinesinden gelmesi yönüyle) semavî kaynaklıdır denebilir.

Bitkilerin kökleri yerin altındadır bilindiği gibi. Ama yukarıdaki paragrafta, semavî olan yönlendirme ve emir altına girme söz konusu ediliyor.

“Kök ve damarlar: İpek gibi yumuşak, taş ve toprak: Sert olan taş ve toprağı deler, geçer.” Burada, sanki bir tılsım var, o tılsımı söyleyince zatında sert olan taş ve kayalar, zatında yumuşak olan köklere musahhar oluyorlar. Ve yaratılış-zatilik özelliğine karşılık ‘emir’ gündeme gelmektedir. Aslında, ipek gibi yumuşaklık ve sertlik cisimlerin yaratılış özelliğidir. Yaratılışında, zatında, fıtratında bu özellikler vardır.

Yukarıdaki ifadelerde Üstad, tabiatçıların en güvendiği sertlik ve hararet derken bunların kendilerinden olduğunu söylediklerini ifade ediyor her halde?

Bir çoğumuzun zihninde şöyle bir düşünce olabilirdi; taşlar emir alır, kökler ise müsaade alır mı? Yoksa her ikisi de emir alır. Bu aynen suyun genişlemek için emir alması gibidir. Kökler de emir alır ve aldıkları emrin neticesinde taşların önüne çıkar ve onları şak edip yararlar. Tabi bu arada, taşlar da tabi şak olma emri almış oluyorlar.

Bütün eşyanın tabiatları emirlere uymak. Bu fotoğrafa uymak için insanın da bismillah demesi gerekiyor. Allah namına vermesi alması gerekiyor. Yani emirlere uyması kendi tabiatını terk etmesi (daha doğrusu tabiatı olmadığını itiraf etmesi) gerekiyor ve Allah namına vermeyen gafil insanları bu fotoğrafın dışına itmesi veya fotoğrafın içine girmeye yönlendirmesi gerekiyor. Yani, seçim hakkı, iradesi kendine bırakılan varlık olarak insanın kendi rıza, arzu ve bilinci ile bismillah demesi gerekiyor..

Okunma Sayısı: 1739
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ramazan ÇALIŞAN

    20.4.2020 09:13:14

    Cenab-ı Allah'ın her bir ismi çeşit çeşit nimetlerin hazineleri hükmündedir. Büyük bir nimet olan görme nimeti onun "Basar" hazinesinden gönderildiği gibi,yine büyük bir nimet olan duyma nimeti onun "Semi" hazinesinden gönderiliyor.Bunun içindirki Kur'an-ı Mu'cizü beyan, bizlere ağaç ve bitkiletin eli gelen nimetlerinde yerden çıkmadığını, onun hazine-i rahmetinden gönderildiğini ihtar etmek için,demir nimeti örneğinde olduğu gibi,biz onu yerden çıkardık(ihrac)yerine,zahiren muvafık görülmeyen "Enzelna" demiş.Yani "İhrac" kelimesi ihsan çihetini nazar-ı gafletle hissettirmez diyerek, "enzelna"tabiri ile bütün bu nimetlerin kendi hazinesinden gönderildiğini ihtar etmek için nazar-ı dikkatimizi celb etmiş.Demek her bir ağaç “Bismillâh” der; hazine-i rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor. Cümlesiyle de ağaçlardaki meyvelrinde, onun "Rezzak" hazinesinden gönderildiğine işaret ediyor.Materyalist düşüncenin iflaz ettiği bir konu.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı