"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İkinci Ömer...

M. Latif SALİHOĞLU
09 Şubat 2019, Cumartesi
GÜNÜN TARİHİ: 09 Şubat 0720

Sekizinci Emevi Sultanı ve aynı zamanda Halife olan Ömer bin Abdulaziz, Milâdî 9 Şubat 720 tarihinde rahmet-i Rahman’a kavuştu. Vefat ettiğinde, henüz 41 yaşındaydı.

Ona “Ömer-i Sâni“, yani İkinci Ömer denilmesinin iki mühim sebebi var.

Birincisi: Neseben, Râşid Halifelerin ikincisi olan Hz. Ömer'e dayanıyor olması. Zira, onun annesi, Hz. Ömer'in (ra) torunudur.

İkincisi: Bir hak ve adâlet timsâli olan Hz. Ömer’in yolundan gitmesi; yani, tıpkı ceddi gibi dünya saltanatına aldanmaması.

Onun bu yönüne lâyıkıyla ehemmiyet veren Üstad Bediüzzaman, Mektubat isimli eserinde şu sözlerle dikkat çeker: “Saltanat-ı dünyeviye aldatıcıdır. ...Hilâfet ve saltanata geçen, ya nebî gibi mâsum olmalı, veyahut Hulefâ-i Râşidîn ve Ömer ibni Abdulâziz-i Emevî ve Mehdî-i Abbâsî gibi harikulâde bir zühd-ü kalbi olmalı ki, aldanmasın.” (Age, 19. Mektup)

* * *

Ömer bin Abdülâziz’in saltanattaki örnek davranışını takdir ile yâd eden Bediüzzaman Hazretleri, Sultan Abdülhamid’e hitaben 1909’da gazetelerde yazmış olduğu makalelerde, kendisinin de o “İkinci Ömer”i örnek alması yönündeki tavsiyesini şu sözlerle ifade eder: “Sultan Abdülhamid Han Hazretleri’ne ceride (gazete) lisânıyla söyledim ki: Münhasif Yıldızı darülfünun et, tâ Süreyya kadar âli olsun. ...Bu ömürden sonra sırf âhireti düşünmek lâzım. Dünya seni terk etmeden evvel sen dünyayı terk et. Zekâtü'l-ömrü Ömer-i Sâni yolunda sarf eyle!" (D. H. Örfi; Yarı Cinayet. 23 Mart 1909 tarihli Volkan)

Bediüzzaman, burada Emevi Saltanatı gibi Osmanlı Saltanatı’nın başında olması hasebiyle, Sultan Hamid’e ömrünün geri kalan kısmını dünyaya aldanmayan İkinci Ömer gibi yaşamasını ve onun gibi geçirmesini tavsiye eder.

Şimdi de, o müstesnâ sultan “Ömer-i Sâni”yi biraz daha yakından tanımaya çalışalım.

Mısır Valisi Abdulaziz bin Mervan'ın oğlu olan Ömer bin Abdulaziz, Hicrî 60, Mîladî takvime göre ise 679 senesinde Medîne-i Münevvere'de doğdu. Babası Mısır valisi olunca, ailece Mısır'a gidip yerleştiler. Bir süre sonra, ilim öğrenmek için tekrar Medîne'ye dönen Ömer-i Sâni, burada zamanın âlimlerinden, âriflerden ilim ve mârifet dersini aldı. Kısa zamanda, ilim ve kemâl sahibi oldu. Emevi Halife Sultan Abdulmelik, onu Şam'a dâvet etti, ardından kızı Fatıma ile evlendirdi.

706 senesinde, Harameyn (Mekke-Medine) Valîliği’ne tayin edildi. O da, Hicaz âlimlerini toplayarak onlara şöyle hitap etti: "Ey kardeşlerim! Ben Haremeyn Valîliğine değil, hizmetçiliğine tâyin oldum. Asıl gayem, hakkın ve adâletin sağlanması ve dağıtılmasıdır. Eğer bunları çiğneyenleri bana haber vermezseniz, ind-i İlâhîde mes'ulsünüz."

Âlimler, bu hususta kendisine yardımcı oldu. Hicaz halkı, kendisinden çok memnun ve mesrur kaldı. Hatta çok kimse, bu huzur halini yaşamak için Hicaz’a hicret etti.

Emevi Halifesi Sultan Abdulmelik 717'de vefat etti. Veziri Reca, valileri toplayıp sultanın mühürlü vasiyetnâmesini açtı ve okudu.

Merhum halîfe, iki oğlu olmasına rağmen, bu vasiyetnâmesinde damadı Ömer bin Abdulazîz'i halîfe tayîn ettiğini ilân ediyordu.

Ömer bin Abdulazîz, şaşkınlık içinde vasiyetnâmeyi dinledi. Kendisine tevdi edilen bu ağır yükü taşımaktan önce çekindi. Kabul etmek istemedi. Ancak, ehl-i kemâl sahibi âlimler onu ikna etmeyi başardılar.

* * *

Ömer-i Sâni, Halîfe-Sultan olduktan sonra, pek mühim değişikliklere imza attı.

Meselâ, kendisine getirilen süslü alay atlarına binmediği gibi, lüks ve debdebe ile donatılan saltanat sarayına da gidip oturmadı.

O sarayın yerine, kendisine ait olan "kıl çadırı"nda oturmayı tercih etti. Bu meyanda hanımına da şunu söyledi: "Eğer benimle yaşamak istiyorsan, ziynet ve mücevherlerini beytülmale (hazineye) bırak. Zîra onlar, senin yanında iken, ben seninle rahat edemem, huzur bulamam."

Halifeliği müddetince yaptığı bütün işlerde "Hesap Günü"nü daima göz önünde bulundurarak hareket etti.

Ömer bin Abdulaziz, milletine ve bütün mü'minler pek güzel nasihatlerde bulundu. İşte o veciz nasihatlerden tek paragraflık bir bölüm: "Ey insanlar! Sizler ölümün hedeflerisiniz. Ölüm, aranızdan dilediğini seçer. Dün geçti; o, sizin hakkınızda şahiddir. Bugün, mühim bir emanettir. Onun kıymetini iyi bilmek lâzım. Yarın ise, içindeki meçhûl hadiselerle geliyor.”

Okunma Sayısı: 3070
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı