Bazı gazeteler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni siyasî oluşuma dair bir sözünü manşetten verdi: “Ümmeti parçalamaya hakkınız yok” diye...
Sn. Erdoğan, elbette ki içinde çok büyük bir iddiayı barındıran bu ifadeyi sarf ederken, bununla aslında neyi kast ettiğini yine en iyi kendisi bilir. Bizim ki ise, hakkımız olan tahmin ve yorumdan ibarettir.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Ümmeti parçalama” ifadesini, yurt dışı seyahatinde Ali Babacan ile olan görüşmesine dair gazetecilerin bir sorusuna cevap verirken sarf etti. Haliyle de manşetlik oldu.
Mâlum, AKP’den istifa eden Ali Babacan’ın başkanlığında yeni bir partinin kurulacağı konusu uzun zamandır gündemde. Anlaşılıyor ki, bu yeni oluşumu ete-kemiğe büründürüp ismen de ilân etmenin eşiğine gelinmiş durumda.
Belli ki, AKP lideri Erdoğan da bu durumun gayet iyi farkında ve siyasî gelişmeleri çok yakından takip ediyor.
Aynı şekilde, söz konusu yeni oluşumdan en çok kendi partisinin etkileneceğini ve şayet Meclis’te grup kuracak kadar bir sayıya ulaşabilirlerse, tek başına iktidar olma şansını dahi kaybedeceğini kuvvetli ihtimal dahilinde görüyor.
* * *
Biz de bu konuyu bazı sorular eşliğinde tahlil etmek ve yorumlamak istedik.
Aslında, zımnen “cevabı içinde” olan sorular bunlar. O halde, buyrun birlikte okuyarak bunların mümkünse mâkul ve mantıklı cevaplarını bulmaya çalışalım.
1) Burada “ümmet”ten kasıt kimdir, nedir, neyin nesidir? Daha açık bir ifade ile soralım: Günümüz itibariyle ümmeti temsil makamında bulunan herhangi bir şahıs, yahut bir parti mi var? Varsa şayet, hangisi?
2) “Ümmet”ten kasıt, AKP ve seçmen kitlesi midir? Eğer kast edilen mâna bu ise, o halde Recep Tayyip Erdoğan ümmetin başı mıdır? Yani “ümmet”i o mu temsil ediyor?
3) Burada, ümmetin AKP ve Erdoğan tarafından temsil edildiği hususu imâ ediliyorsa eğer, o halde, AKP’nin kuruluşu esnasında Erdoğan tarafından deklâre edilen şu sözün cevabı nedir, yahut izâhı var mıdır?: “AkParti, dinî bir teşekkül, İslâmcı bir parti değildir; böyle bir iddiamız yoktur.”
4) İktidar partisinden istifa eden Ali Babacan’ın başkanlığında yeni bir parti kurulduğu takdirde, bundan en çok AKP’nin etkileneceği açıktır. Aynı şekilde, zaten ecel terleri dökmeye başlayan bu partinin bölünüp parçalanacağı gerçeği de... Buna göre, “ümmetin parçalanması” ile “partinin bölünmesi” aynı mânâya mı gelmiş oluyor?
5) “Ümmet” tâbiriyle iktidardaki partinin tâ kendisi kast ediliyorsa eğer, acaba 2001’de kurulan AKP’den evvel “ümmet” yok muydu? Var idi ise, bu mantığa göre neredeydi? Meselâ, AKP’den önce hangi partinin inhisarında, yahut uhdesindeydi?
6) Ak Parti, Fazilet Partisini bölüp parçalayarak kurulduğuna göre, şimdi bir başka partinin de kurulup AKP’yi bölmesinde ne beis var? Sizin için geçerli olan bir hak, neden başkası için de geçerli olmasın?
7) Zaafa düştüğü esnada “Allah, peygamber, ümmet...” gibi mukaddesatı başına siper etmeye çalışmanın, acaba “ecel”e bir faydası var mı? Yoksa, gayretullaha dokunan bu durum ölümü daha da çabuklaştırır mı? Ne dersiniz?
Benzer mahiyetteki soruları çoğaltabiliriz. Ancak, maksadın hasıl olduğu kanaati ile bu kadarlıkla iktifa ediyoruz.
Henüz tam olarak netlik kazanmayan yeni oluşumların da hayırlı gelişmelere vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan duâ ile niyaz ediyoruz.