"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bugün senin cesedine kurtuluş vereceğiz! (2)

Mehmet ÇETİN
15 Haziran 2019, Cumartesi

Âyet penceresinden bakılırsa

Tevrat, İncil ve Kur’ân’da, konumuz ile alâkalı geçen ifadelerin ana konusu tevhiddir. Yani Rabbi birlemektir ki esas ve gerçek Rab, Musa’nın (as) iman etmeye dâvet ettiği Allah’tır, saltanatın getirdiği kudrete aldanarak ilâhlığını ilân eden Firavun değildir.

Firavun; güç, kudret ve otoritenin sembolü manasındaki kuleye çıkarak “Mûsa’nın Rabbine” âdeta kafa tutarcasına, bir kule yapılmasını emreder. Oradan semavatın gidişatını gözetleyerek Mûsa’nın (as) dâvâ ettiği gibi semada tasarruf eden bir ilâhın olup olmadığı araştırmasını yapmak isteyen Firavun’un ya da onun gibilerin akıbet ve mahiyetinin, âyette geçen “sarhan” (kule) kelimesinde saklıdır, der Bediüzzaman.

Yirmi Beşinci Söz’de “Hâlık’ı tanımadığından tabiatperest olup rububiyet (ilâhlık) dâvâ eden ve âsâr-ı ceberutlarını (zorbalık eserlerini) göstermekle ibka-i nam eden (namını sürdüren), şöhretperest olup dağmisal meşhur ehramları (piramit mezarlarını) bina eden ve sihir ve tenasuha kail olup cenazelerini mumya edip dağ misillü mezarlarda muhafaza eden Mısır firavunlarının an’ânesinde hükümferma bir düstur-u acibi (ilginç geleneği) ifade eder.” 1 diye o devri ve şahıslarının karakterlerini okur.

Bir olan Allah’a inanmadığı için otoritesinin menfaati gereği yaratıcılığı kendisine alırken başkalara da hisse verir, âdeta. Akıl, vicdan, fıtrat dışı emir ve tatbikatına itaat etmeyen halkı, zulüm ve cebirle yola getirmek ister. Şöhretini eserleri ve özellikle ehramları ile devam ettirmek ister. Sihir, o devrin en gözde işi idi. Ahireti inkâr ederek dünyada yeniden dirileceğe (tenasüh) inancından hareketle cenazesinin mumyalanıp o mezarlarda muhafaza edilmesi olan hayret verici geleneği, âyette geçen “sarhan” (kule) klâsöründe okuyarak istikbalin insanlarına ders çıkarır, Üstad Bediüzzaman.

Firavun’un Kızıldeniz’de boğulması hadisesine âyet zaviyesinden bakıldığında, ilân edilen ilâhlığın akıbeti görüldüğü gibi, ona inanan ya da inanmak durumunda kalanların da acı geleceği de görülmektedir.

Bu mesele, o devirde Firavun ve ona tabi olanların özelinden bütün zamanlarda söz konusu olabilen firavuniyetlerin akıbetini gösteren ibretli bir derstir. Zira âyetin “litekune limen halfeke aye/ardındakilere ibret al” ifadesi, mu’cizenin asıl muhataplarına dikkat çekiyor. İbret, vakıa anında olanlara olduğu gibi benzerî vakıayı yaşayanlara da hitap eder. Dolayısıyla bu âyetin acil muhatabı denizde boğulan Firavun olduğu gibi, müstakbel muhatapları da firavunluk yapan, zulmeden idareci ve liderlerdir.

Hakkın karşısında yer alan, kibirlilik taslayan, zulüm eden ve bunları da menfaatinin devamı için elindeki kudreti kullanan insan, o devirlerde olduğu gibi günümüzde de olacak ve gelecekte de olacaktır.

Kuvvet ve kudretin; enfüsî âlemden başlayarak ailevî, içtimaî, iktisadî ve siyasî alandaki hatalı kullanımıyla meş’um bir alet derekesine düşmesi ve düşürülmesi, insana emaneten verilen irade nimetine bir küfrandır.

Emaneti sahibinin izni istikametinde kullanmak hem rızaya ve hem de muvaffakıyete götürür. İşte akıbet! Yunus (as) emaneti sahibine teslim etti, denizden kurtuldu; Firavun isyan etti denizde boğuldu.

Âyet penceresinden bakıldığında, adaletin tecelli etmesi, hakkın gerçekleşmesi ve tevhidin tahkimi olmalıdır.

Âyetin son kısmında geçen şu ifade çok dikkat çekici ve ders vericidir: “Gerçekten insanların pek çoğu âyetlerimizden gafillerdir.”

Dipnot:

1- Sözler (2016), s. 451.

Okunma Sayısı: 1390
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı