"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eş, dost, akraba...

Mehmet KARA
05 Ağustos 2019, Pazartesi
23 Mart mahallî seçimleri siyasette pek çok şeyi beraberinde getirdi.

İktidarın Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir belediye başkanlığını kaybetmesi, hatta cumhur ittifakı ortağı olduğu MHP’ye 11 belediye başkanlığını “kaptırması” siyasetteki dengeleri iktidar aleyhine bozdu, bozuyor. 

Siyasette yaz ayları da oldukça haraketli geçiyor. Sonbaharda yeni gelişmelerin siyasetteki dengeleri iyice değiştireceği görülüyor.

Siyasetin içine düştüğü bir yanlışlık var. Hatayı karşı taraf yaparsa adeta gökkubbe başlarına yıkılıyor, ama aynı hatayı veya daha fazlasını kendileri yaparsa görmezden geliniyor ve hata zaman zaman da bir “hak” olarak görülüyor. 

Aynı şey medyanın haberlerinde ve yorumlarında da görülüyor. Tarafı olduğu partinin büyük hatasını görmeyip, karşı tarafın küçük hatasını büyüterek yıpratmaya çalışmak basının son yıllarda yaptığı “hatalar”dan bir tanesi… Buna da “algı yönetimi” deniliyor.

Tıpkı, şu anda belediyelerde eş, dost, akrabaların belediyelerde etkili görevlere getirilmesinde takınılan tavır gibi.

Herkes bilir ki, bunlar geçmişten bu yana hep yapılagelmiş bir durumdur. Bu yanlıştır, ama hep yapılmıştır, yapılmaktan da maalesef vazgeçilmemektedir.

“İSTİSNAÎ KADRO” ÜZERİNDEN YAPILIYOR

Kamuda “istisnaî kadro” diye bir atama biçimi vardır. En çok kullanılan yöntem “özel kalem müdürlüğü”dür. Bir diğeri de, basın müşavirliğidir… İmtihansız kamuda göreve yerleştirmenin en kolay ve tercih edilen yolu iki yöntemdir. Bir yakınını “önemli” bir göreve getireceksen önce bu kadrolara alırsın, ondan sonra istediğin yere atayabilirsin. Şu anda devlet kadrolarında bu o kadar yaygındır ki, bunu bilmeyen yoktur. Bakanlıklarda bu iki kadroda onlarca belki de yüzlerce insan bulunmaktadır: Pek çoğu da Ankara’da “bankamatik memuru” diye tarif edilen işe gitmeden maaş alan kişilerden oluşmaktadır.

Meclis’in tatilde olduğu bir dönemde yeni seçilen belediye başkanlarının atamaları kamuoyunu meşgul ederken, milletinde vicdanını rahatsız ediyor. Belediye başkanlarının atamaları ve belediye kadroları mercek altına alırken, bahsettiğimiz gibi “senin belediye başkanın, benim belediye başkanım” ayrımına giriyor. Hem medya, hem siyasetçiler “karşı taraf”ın kadrolarını hem sosyal meydan hem de ekran ve gazete sütunlarından ilân etme yarışına girdi. Oysa, bir şey yanlışsa, yanlıştır. Evet eş, dost, akraba ataması hem etik değildir, hem de “adalet duygusunu” zedeler. Atamalardaki yanlışlıkların partisi-pırtısı olmaz. Haksız atamaları kim yaparsa yapsın yanlıştır, kötüdür… Meselenin özü de budur.

Bir başka yanlışlıkta, bir kişinin birden çok yerden maaş almasıyla ortaya çıkıyor. Eskiden “arpalık” denilirken şimdiler de bunun adına yönetim kurulu üyeliği şeklinde gerçekleştiriliyor. Bir kişi birden fazla yönetim kurulu üyeliğine atanabiliyor. Sanki, bu konuda başka bilgili kişi yokmuş gibi…

“ETİK KANUNU”NA İHTİYAÇ OLMADAN ÇÖZÜLMELİ, AMA OLMUYOR

Bütün partiler birleşip bu yanlıştan bir an önce kurtulmanın yollarını bulmalıdır. Aslında yapılması gereken hiçbir kanuna, tüzüğe, yönetmeliği gerek olmaksızın belediye başkanlarının ve devleti yönetenlerin bu yoldan dönmeleridir. Ama bu maalesef olmuyor. 

Bunun için de kanun çıkartıp, bunun önüne kökten geçilmesi lâzımdır.

CHP’li belediyelerden bu yönde şikâyetler gelince, CHP yönetimi hemen harekete geçti, bu türden yanlış atamalar yapan belediye başkanları ikaz edilirken, diğer yandan da Meclis’e “Siyasî Etik Yasası”nı sundu. 17 maddelik kanun teklifi, cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar ve milletvekillerinin uymaları gereken siyasî etik ilkelerinin belirlenmesini ve TBMM’de Siyasî Etik Kurulu’nun oluşturulmasını amaçlıyor.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da “liyakat temelli bir anlayışla siyasî etik ve şeffaflık yasasının en kısa zamanda çıkarılması gerektiği” şeklinde ifadeyle desteklediği teklif, yerel yöneticilerin birinci derece yakınlarının belediye, iştirak ve şirketlerde görevlendirilememesi; kendilerinin belediyeden herhangi ikinci bir maaş ve ödeme alamamaları konusunu kapsıyor.

Meclis tatilde olduğu için yeni dönemde görüşülebilecek bu teklife bütün partilerin destek vermesi bekleniyor. Eğer AKP ve MHP bu teklifin yasalaşmasını istemezse (muhtemeldir ki muhalefetten gelen teklifi kabul etmezler) yeni teklif hazırlayıp bu türden tartışmaları bitirmeleri kamuoyu vicdanını rahatlatmak ve adalet duygusunu zedeleyen bu türden atamaların önüne geçmek durumundadırlar.

Doğru olan ise, işe yerleştirmede eş dost, akraba, yandaş değil, liyakat ve ehliyetin gözetilmesidir...

İŞİN ÖZÜ

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilât Başkanı Ertan Küçükay, bir belediye başkanının şirket müdürlüğüne atama gerekçesi olarak “güveneceği başta birisinin olmadığı”nı gösterdiğini söylerken veciz bir ifade kullanmış. Hiç kimse, “Biz sana nasıl güveneceğiz diye sormamış mı?” demiş. 

Sonrasında da hüküm cümlesini kullanıyor. “Böyle yaparsanız damadını bakan yapanlara eleştiride bulunma hakkınızı kaybedersiniz…”

İşin özeti ve özü de aslında bu olsa gerek…

Okunma Sayısı: 1904
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı