"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gönderecek misiniz, göndermeyecek misiniz?

Mehmet KARA
14 Ağustos 2022, Pazar
Mart 2011’de Dera şehrinde Arap Baharı’ndan etkilenen “demokrasi yanlısı” gösterileriyle ve Esad rejiminin bu gösterilere müdahale etmesiyle başlayan Suriye iç savaşında gelinen nokta tam da “bataklık” olarak tarif edilebilir.

Başta Rusya, ABD ve İran olmak üzere birçok Avrupa ülkesi Suriye’de söz sahibi olurken, Türkiye ancak bu ülkeler üzerinden “komşu ülke” ile ilgili politika üretebiliyor. 

Halbuki, 11 yıldır süren 13 milyon Suriyeli’nin evini terk ettiği iç savaştan en çok etkilenen ülke Türkiye, resmî rakamlara göre yaklaşık 4 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Bu sayı doğum ve yeni göçlerle her geçen gün artıyor.  

Suriye’den göç dalgası başladığı andan itibaren sınıra yakın bölgelerde güvenli bölgeler kurulup, göçmenlerin kendi toprakları içerisinde kalması sağlanabilseydi bugün yaşanan sıkıntıların birçoğu olmayacak, belki de çözüme daha çabuk ulaşılabilecekti.  

Suriye, ardından Afganistan ve daha birçok ülkeden devam eden göç dalgası, ülkemizi ekonomi ve siyaset başta olmak üzere pek çok alanı etkilerken, baştan beri söylenen Göç Bakanlığı dahi kurulamadı. Şu anda İçişleri Bakanlığı bünyesinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde bu faaliyetler yürütülüyor. 

*** 

SURİYE POLİTİKASI TUTARSIZ 

İktidarın Suriye politikaları baştan beri tutarsız. Gelinen nokta da ortada. Mart ayında “Muhalefet ‘seçimi kazandığımız takdirde Suriyelileri göndereceğiz’ diyor. Biz göndermeyeceğiz” denilirken, aradan bir ay geçmeden bir milyon Suriyeliyi göndermek için hazırlık yapıldığı söylenmişti. 

En son olarak da, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Adana’da esnaf ziyaretinde kendisine sorulan bir soru üzerine, “Türkiye’nin sınır ötesi harekâtında bir terör devleti kurulmasına engel olacaksak bu bedele katlanacağız. Şimdi boşluk buldukça, temizledikçe oralara peyderpey gönderiyoruz. Biraz daha dişimizi sıkacağız. 2023’den sonra bunların hiçbirisi kalmayacak” demesi ve ardından da sözlerinin cımbızlanarak verildiği açıklaması aslında hükümetin Suriye politikasını net şekilde ortaya koyuyor. 

Bir yandan “göndereceğiz”, bir yandan “göndermeyiz”, bir yandan “bir milyon göndereceğiz” bir yandan “biz ensarın ne olduğunu, muhacirin ne olduğunu Peygamberî bir metot olarak çok iyi biliriz. Göndermeyeceğiz” türü açıklamalar yapılıyor. Yani ya gönderilecek, ya gönderilmeyecek. Bir öyle bir böyle olunca da bunun adı tamda tutarsızlık oluyor. 

Türkiye’nin güvenliği için 30 kilometre derinliğinde bir koridor oluşturup Suriyelilerin o bölgelere gönderileceği, bu amaçla biriket evler yapılacağı söylenirken, devletin televizyonu günlerce sınırdan canlı yayın yapıyor. Şimdi ise harekat için “Suriye’de etkili olan ülkeler”le görüşmeler yapılıyor.  

*** 

NEDEN DİYALOG SAĞLANAMIYOR? 

Muhalefet partilerinin “İktidara gelince Esad ile barışacakları, ardından karşılıklı büyükelçi atanacağı” sözlerine sert tepki gösterilirken, istihbarat örgütlerinin görüştüğü açıklanıyor. 

Son olarak da, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Erdoğan ve Esad arasında temas olmadığını ancak kendisinin Suriye Dışişleri Bakanı ile “ayak üstü” muhalefetle temas için yardımcı olabileceğini söylediğini aktardı. 

Geçmişte büyük suçlamalarda diyalogun kesildiği Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerle diyalog içine girilirken, hatta İsrail’le Cumhurbaşkanı düzeyinde görüşmeler yapılırken, Suriye yönetimi ile neden diyaloga girilmediği yönündeki sorulara cevap verilmiyor, verilemiyor! 

Türkiye’nin Rusya’dan uzaklaşıp Amerika’ya yaklaşması ya da Amerika’dan uzaklaşıp Rusya’ya yanaşmasının sorunları çözmediği görüldü. Sorunu çözecek olan Türkiye’nin kendisi…  

Bu yüzden salt bir ülke ile değil, uluslararası saygınlığı olan ve her şeye rağmen sorunu çözebilecek olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi kuruluşlar ile işbirliği yapılmalıdır. Çözüm silâhta değil, diplomasi ve siyaset ile aranmalıdır. 

Okunma Sayısı: 1484
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı