"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Korona, demokrasi ve hükümet sistemleri

Mehmet KARA
04 Mayıs 2020, Pazartesi
Koronavirüs salgınının ardından anlaşılan hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

ABD başta olmak üzere AB ülkeleri salgında kötü bir sınav verdi. Birliğin kriterleri ve ortak değerleri neredeyse hiçe sayıldı. Her ülke kendi derdine düştü başka ülkeleri unuttu. 

İşte bu yüzden de salgın, sağlığın yanında ekonomi, hatta ülkelerin yönetim sistemlerini de etkileyecek gibi görünüyor.

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk, “Yeni tip koronavirüsten yeni tip demokrasiye” makalesinde yeni tip koronavirüsü için alınan tedbirlerin önce hürriyet alanına sınırlamalar getireceğini belirtirken bir takım tehlikelere de dikkat çekiyor.

Kontrol, denetim ve hürriyetin nefesini kısan bütün tedbir ve yasaklamaların ülke yöneticilerinin “Sizin güvenliğinizi sağlamak için yapıyoruz” diyerek gerçekleştirdiğini, olağanüstü hâl olgusu, dijital gözetim, oluşturulan korku iklimi ve propagandaların etkisi ile eleştirilemediğine dikkat çekiyor. “Bu meşrûiyet ve dijital gözetime dayalı yeni yönetim biçimleri, insanlık tarihinin hiçbir döneminde özgürlük alanını, bu kadar daraltmamıştı” diye bir tesbitte bulunuyor.

Yeni tip koronavirüsü salgını ile birlikte ülkelerde sağlığa, yaşama dayalı bir güvenlik anlayışının hâkim olmaya başladığını, bu tedbirlerin önce hürriyet alanına sınırlamalar getireceğini söyleyen Prof. Türk, “Yeni koronavirüsün yayılmasıyla özellikle Batı demok- rasileri, gelecekleri için derin etkileri olacak bir testle karşı karşıya kaldı. Dünya için alternatif bir model olarak kendini gösteren otoriter Çin’in, virüs salgınını engellemede başarılı olduğu iddiası ön plana çıkarken, Batı tipi demokrasi başarısız mı olacak? Dünya yeni bir dünya düzenine doğru mu gidiyor, hürriyetler ve demokrasi geri plana itilirken, otorite ve güvenlik ön plana mı çıkıyor? Koronavirüsü sebebiyle getirilen kitlesel güvenlik olgusu gelişir ve değişmez ise yeni konsepte göre meşrûlaşmış otoriter yönetimler yeni dünya düzenini mi oluşturacak?” sorularını yöneltiyor. Bu sorularının cevaplarının salgından sonra sıkça sorulacağına dikkat çekiyor.

Prof. Türk’ün olağanüstü durumların “otoriter” düşünceye sahip ülke yöneticilerinin iktidarı merkezileştirmesi için mükemmel bir bahane(!) oluşturabileceğini tehlikesine dikkat çekerken şu tesbitleri önemli:

“Öyle görülmekte ki, Batı tipi demokrasi, koronavirüsü tarafından enfekte edilmiştir. Sağlıklı bir demokrasinin tüm normal ve gündelik özellikleri salgın hastalıktan muzdariptir. Çünkü hükümetler bu salgınla baş edebilmek için demokratik temayülleri rafa kal- dırmakta ve bu durum hızla meşrûlaşmaktadır. Mevcut salgın sona erdiğinde, bu tür olağanüstü önlemler sona erdirilmeli ve tecrübeler hesaba katılmalıdır. Yoksa yeni dünya düzeni derken yeni otoriter düzenin içinde kendimizi bulabiliriz…”

Yerinde ve zamanında bir tehlikeye dikkat çeken Prof. Türk’ün bu görüşlerini not etmeli… Tehlikeleri şimdiden hatırlatmalı ve dikkat çekilmeli ki, sonra geç kalınmamalı…

***

ÇÖZÜM YERİ MECLİS

Yönetim sistemleri demişken Türkiye’nin yönetim sistemine de bakmak lâzım. Türk tipi Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin aksayan, yürümeyen yönlerinin olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. Zira, sistemin “rehabilite edilmesi” için geçen yıldan bu yana çalışmalar yapıldığı söyleniyor.

En başta Meclis’in işlevsizleştirildiğini artık herkes kabul ediyor. Yeni sistemde kanun hazırlama yetkisi milletvekilinde olacağı söylenmesine rağmen hiç de öyle olmadığı görüldü. Kanunlar, tabiri caizse Cumhurbaşkanlığı üst kurullarında malzemesi hazırlanıyor, bakanlıkta pişiriliyor, milletvekillerince servis ediliyor. 

Bakanların millet iradesinin tecelligâhı olan Meclis’e gelme- mesinin meydana getirdiği sıkıntı ortaya çıktı. “Nöbetçi bakanlık” gibi bir uygulama başlatıldı, ama bırakın muhalefet partisi vekillerini iktidar vekilleri tarafından dahi eleştirildi, eleştiriliyor.

16 Nisan 2017 referandumu ile kabul edilen ve 24 Haziran 2018 seçimi ile yürürlüğe giren yeni yönetim sistemi daha bunun gibi yürümeyen pek çok yönü var. Bunlar zaman zaman ortaya çıkıyor.

İki yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen yeni sistemin millet tarafın benimsemediğini gösteren bir anket yayınlandı. 

SAD Strateji Araştırma tarafından yapılan “Açılışının 100. Yılında TBMM’nin Vatandaş Algı Araştırması” çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.

15-20 Nisan tarihleri arasında 76 ili kapsayan araştırmada, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra vatandaşın mem- nuniyeti ve kurumlara olan güveni soruldu.

“Size göre Türkiye’nin temel sorunlarının çözüm yeri öncelikli olarak neresidir?”  vatandaş bu soruya büyük bir oranla (yüzde 64.4) “TBMM” cevabı vermiş. İkinci olarak ‘Cumhurbaşkanlığı’ diyenlerin oranı ise yüzde 19.2’de kalmış.

***

“MECLİS’İN ETKİNLİĞİ ARTTI” DİYENLERE CEVAP

Dikkat çeken bir sonuç ise “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesinden sonra TBMM’nin etkinliğinin daha da arttığını düşü- nüyor musunuz?” sorusuna verilen cevapta ortaya çıkıyor. 

Katılımcıların yüzde 12,4’ü ‘Evet daha da artı’, yüzde 15,3’ü ‘Kısmen arttı’, yüzde 18,7’si ‘Değişen bir şey yok’, yüzde 53,6’sı ‘Etkinliği daha da düştü’ cevabı vermesi “Meclis’in etkinliği arttı” diyenlere bir cevap niteliğinde oldu.

Araştırmada “Sizce milletin temsil yeri olan TBMM’nin halkla kaynaşması ve etkileşimi yeterli mi?” sorusuna katılımcıların yüzde 5,1’i ‘evet yeterli’, yüzde 25,6’sı ‘kısmen yeterli’, yüzde 69,6’sı ‘hayır yetersiz’ cevabı verilmiş olması da düşündürücü…

Bir başka dikkat çeken sonuç ise, “Milletvekillerinin vatandaşların sorunlarıyla yeterince ilgi- lendiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 4,3’ü ‘evet’, yüzde 34,8’i ‘kısmen’, yüzde 60,9’u ‘hayır’ cevabını vermiş olması…

Araştırmayı yapan şirketin kurucusunun iktidar partisinden mil- letvekili ve belediye başkan adayı olması ve iktidara yakın bir gazetede yazarlık yapması belki bu anketten ders çıkartacak yöneticilerin dikkatini çeker de milletin sesine kulak verir…

Okunma Sayısı: 1929
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı