Millet, suçlayıcı, kavgacı, kutuplaştırıcı, hakaret edici, ayrıştırıcı, ötekileştirici siyaset üslûbundan bıktı. Siyasetçilerin gerginliği milleti birbirine düşürdü.
Gazeteciler sokak ortasında dövülüyor. Bir partinin kurucusu öldüresiye darp ediliyor. Sosyal medyadan insanlar kışkırtılıyor, dövenlerin eli öpülüyor!
Daha birkaç ay önce ülkenin anamuhalefet partisi Genel Başkanı şehit cenazesinde darp edilmesinde siyasetçiler ortak tepki gösterememiş bir özür bile çok görülmüştü. Bu ne çabuk unutuldu.
İşte bütün bu üslûpsuz, yalan, kışkırtıcı siyaset üslûbu neticesi insanlar sokak ortasında darp ediliyor, ama siyasetçiler bundan ders çıkarmıyor. Ya da en kötüsü çıkarmak istemiyor. Maalesef son yıllarda siyaset gerilimden beslenir hale geldi.
***
Ülkenin dağ gibi büyük sorunları varken, siyasetçiler bunlara çözüm üretmek yerine İstanbul’da yapılacak Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için bu şehre akın ediyor.
Oysa sadece bir belediye başkanı seçilecek. Tamam, anlıyoruz. İstanbul Türkiye’nin ekonomik ve nüfus bakımından en büyük ili, ama sadece bir belediye başkanı seçilecek. Ne cumhurbaşkanı, ne milletvekili seçilecek. Ne de ülkenin genelini ilgilendiren bir seçim yapılacak…
“Öyleyse bunca yalan, dolan, iftira, hakaret neden yapılıyor?” ve “Yoksa sadece İstanbullular belediye başkanlarını seçmeyecekler mi? sorusu akla geliyor.
Bu çirkin siyaset tarzı, İstanbul’daki rantın büyüklüğü ya da belediye başkanlığı kaybedilmesi durumunda siyasetteki dengelerin değişeceği endişesiyle mi yapılıyor?
Her ikisi de geçerli olsa da, bunca çirkinlik yapmaya değer mi?
Eğer böyle düşünülüyorsa da zaten çok vahim…
****
Siyasetçiler ne zaman milletin kavgadan bıktığını, yorulduğunu anlayacak? Ülkenin huzura, kardeşliğe, barışa, adalete, hukuka ihtiyacı olduğunun ne zaman farkına varılacak?
Siyaset insanların günlük hayatlarının iyileştirilmesi, insanların refah ve huzur içinde yaşaması için yapılır. Aslında siyasetin tanımı da budur.
Demokrasi şöleni olması gereken seçim meydanları halkın bilgilendiği, siyasetçilerin partilerinin icraatlarını anlattıkları, önümüzdeki dönemde neleri yapacaklarını anlatacakları yerler olmalıdır.
Siyasetçi seçildiği takdirde, milletin refahı ve huzuru için neler yapmayı plânladığını anlatmaktan çok, şimdilerde siyasetçiler kutuplaşmayı arttıracak tartışmalara girmeyi tercih ediyor!
Milletin siyasetçilerden beklentisi, göreve kendilerinde kendi hayırlarına neler yapılacağını duymak. İşsizlik nasıl çözülecek, halkın refahı nasıl arttırılacak, hürriyetler nasıl genişleyecek? Şüphesiz ki, rakip partinin adayının bundan önce yaptığı icraatları da eleştirilecek... Ancak ÜSLÛBUNCA!
Siyasetçi ağzına geleni söyleyen biri olmamalıdır. Hele milleti kandıran, rakibini aşağılayan, hakaret eden, yalan söyleyen, iftira atan bir üslûp kullanmamalıdır.
Milletin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. Siyasetçiler millete iyi örnek olmalı. Çünkü, olmadığında neler olduğunu görüyoruz.
Biz yazmaktan yorulduk, ancak siyasetçiler kavgacı üslûptan yorulmadılar…
Siyasetçilere son sözümüz gittiğiniz yol yol değil, bir an önce bu siyaset dilini terk edin…