"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

YSK’nın gerekçeli kararı

Mehmet KARA
24 Mayıs 2019, Cuma
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini 4’e karşı 7 üyenin oyuyla iptal eden Yüksek Seçim Kurulu, gerekçeli kararını 18 gün sonra “nihayet” açıkladı.

250 sayfalık “gerekçeli kararı”n yaklaşık 200 sayfası AKP’nin iddiaları, 12 sayfası iptal yönünde oy kullanan 7 YSK üyesinin 18 gün sonra yazdıkları gerekçeli karar, 38 sayfası da “iptal edilmesin” diyen 4 üyenin muhalefet şerhinde oluştu.

Gerekçeli kararda büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde oy hırsızlığı yapıldığına dair herhangi bir tesbit yok. YSK’nın 7 üyesi, (4’ü yedek üye) ilçe seçim kurullarından gelen, “Kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanı ve üyesi daha önce de görev yaptı” ikazlarına rağmen iptal yönünde oy kullandı. 

Karara muhalif kalan 4 üyeden biri olan YSK Başkanı Sadi Güven ise sandıklarda görevli AKP’li üye sayısını ve kurulun eski içtihatlarını sıralayarak, “Seçim iptal edilemez” dedi. 754 sandıktan memur olmayanların başkan olmasının hukuka aykırı olduğunu ancak bunun seçimi iptal sebebi olamayacağını söyleyen Güven, gerekçesinde sandıklarda kaç AKP’li üyenin olduğunu tek tek sıraladı.

Yani, seçimin iptal edilmesi yönünde oy kullanan üyeler başkanlarını dahi ikna edemediler!

YSK, AKP’nin ileri sürdüğü ilçe seçimlerinin de iptalini gerektirebilecek “tam kanunsuzluk” tespiti yerine, “olağanüstü itiraz” başvurusunu esas aldı ve itirazla bağlı olduğunu belirterek sadece büyükşehir seçimi için karar verdi. 

“Seçmene oy pusulası verilmedi” iddiası AKP’nin dilekçesinde de yer aldı, ancak YSK bu iddiayı iptal gerekçesi saymadı. Bu, Cumhur İttifakı adayı Yıldırım’ın da iddiasıydı…

Onbinlerce kısıtlı, özürlü, hükümlünün oy kullandığı iddiası da YSK kararı ile çürüdü. 

Kararda, seçimde 377 adet kısıtlı, 6 sandıkta ölü olan kişilerin yerine oy kullanıldığı, 41 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 58 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 224 adet zihinsel engeli dolayısıyla kısıtlı olan kişinin oy kullandığı da sıralandı. Bu şekilde oy kullanma hakkı olmamasına karşın oy kullandığı tesbit edilen kişi sayısı sadece 706… Ancak bu durum seçimin yenilenmesi için gerekçe gösterildi.

Muhalefet şerhi yazan YSK üyesi Kürşat Hamurcu’nun, “Sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmaması, seçmene yüklenecek bir kusur değildir. Bu nedenle, bu sandıklarda oy kullanan seçmenin oyunu geçersiz kabul ederek iradesinin yok sayılmasının, Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler ve seçim mevzuatı ile güvence altına alınan en temel yurttaşlık haklarından olan seçme hakkının özüne müdahale anlamı taşır” ifadesi dikkat çekici. Yani, seçmenin suçu yok…

Burada belki şu yorum yapılabilir. Çalışan oy değil, milletin iradesi…

Gerekçeli kararla ilgili çok şey söylenip, çok şey yazılacaktır. Burada birkaç ayrıntıyı paylaştık artık ne söylense kâr etmez. 23 Haziran’daki seçimin güvenirliği ve seçmen iradesinin sandığa yansıtılması için azamî dikkat göstermek gerekiyor. Bunu da seçime giren partiler ve millet yapacaktır.

***

MEĞER ÇALMAMIŞLAR DA…

 Cumhur ittifakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım kendisine, “İstanbul’daki seçimler neden iptal oldu?” diye soran birine “Çok basit. Çünkü çaldılar” diye cevap verince sosyal medyada akım haline gelmişti.

Yıldırım’ın bu konuşması birçok ünlü sanatçı ve siyasetçi tarafından video şeklinde sosyal medyada paylaşıldı. YSK İstanbul BB seçimlerini iptal edip yenilenmesi kararını “sandık kurullarının teşkili ve sayım döküm cetvellerindeki usûlsüzlükler” yönünde vermişti. Gerekçeli kararda da “çalma, hırsızlık” gibi ifadeler yok. 

Yıldırım, gerekçeli kararın ardından da “oylar çalındı siyaseten bir söylem derken, vatandaşın iyi anlaması için söylediğimiz bir şey hukukî bir terim değil” diye de bir savunma yapmış. Oysa çalma çok büyük bir iddia suç. 

“Millet iyi anlasın” diye böyle bir benzetme ne kadar etik, ne kadar siyasete uygun? Bunu da seçmen karar verecek…

“Çalma, çırpma” diye bir şey yokken bu ifadeler nereden çıktı? Hem çalma varsa bunu ortaya çıkaracak iktidardır. İktidar bunu ortaya çıkaramıyorsa bunun suçu kimde olur?

Hani bir tabir var ya, “milletin aklıyla oynamayın” diye. İşte son günlerde yaşananlara bakıldığında tam da bu yapılıyor…

Okunma Sayısı: 1568
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı