"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zamlar da geri adım atacak mı?

Mehmet KARA
01 Kasım 2021, Pazartesi
Geçtiğimiz haftanın gündemi, başta ABD olmak üzere 10 ülkenin büyükelçisinin yaptığı açıklama ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklama karşısında kullandığı sert ifadeleriydi.

Tırmanan bu kriz, Cumhurbaşkanı Kabine Toplantısı öncesi büyükelçilerin sosyal medya hesaplarından “Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder” ifadelerini ihtiva eden bir paylaşım yapmaları ile sona erdi. Hükümet ve yandaş medyanın “Büyükelçiler geri adım attı” şeklindeki ifadeleriyle bu konu hızlıca gündemden düşürüldü. Kriz de böylelikle aşılmış oldu. 

Şu anda ise vatandaş “Peki, Türkiye’nin şu anda yaşadığı ekonomik krizde kim geri adım atacak da bütün krizler sona erecek?” sorusunu soruyor. Çünkü vatandaşın gerçek gündemi bu… 

Enflasyonun geri adım atmadığı ortada. Önümüzdeki Çarşamba günü enflasyon rakamları açıklanacak. Muhtemeldir ki, yine gerçek enflasyon açıklanmayacak. Rakam oyunları yapılsa da resmi olarak bile enflasyon yüzde 20’leri aşacak.

Politika faiz de art arda birkaç Merkez Bankası başkanını makamından da edeerek düşürülüyor, ama plânsız, zamansız ve de talimatla düşürüldüğü için piyasalar için bir anlam ifade etmedi, etmiyor. 

Vatandaşın sorduğu bir başka soru da, bütün alanlarda zamma sebep olan akaryakıt fiyatlarındaki artışta bir geri adım olacak mı? Bir haftada iki kez zam yapılıp ertesi gün ikinci zamdan daha az indirim yapılmasının fiyat artışlarını düşüremediği de ortada.  

Vatandaşın en önemli sorusu da dövizdeki ve akaryakıttaki artış yiyecekten giyime, taşımadan bütün alanlara zam olarak yansıdı. Bu durumda vatandaş şunu soruyor. “Faizin düşürülmesinden sonra yapılan zamlarda herhangi bir geri adım olacak mı?” 

Tabiî bir de şu soru var. Dolar arttı sonra bir miktar düştü. Büyüğünden küçüğüne esnaf dolara endeksli mal alıp satıyor. Bu durumda vatandaş da esnaf da kazanmadıysa dolar artınca kim kazandı? Belki bu soruya “devlete dolarla borç verenler, dolarla ihale alanlar” cevabı verilebilir, ama bu tek başına yeterli mi? Kim kazandı, kim kaybetti devletin arşivlerinde var mı?  

Sayın yetkililer, hadi bu soruların cevabını verin bakalım. Cevabınız yoksa bari siz geri adım atın, belki de piyasaların ihtiyacı budur.

***

Hani çift maaş olmayacaktı!

Kamuda çalışıp en az 2-3 maaş alan bürokratların olduğu belgeleriyle açıklanmasına rağmen hükümet yetkilileri bunun doğru olmadığını söylüyor, inkâr ediyordu. Çift maaş alanlar ortaya çıkınca da çift maaş değil bunun huzur hakkı olduğu söyleniyordu. Böyle bir şey varsa da derhal buna son verileceği en yetkili ağızlardan açıklanıyordu. İşin garibi bu maaş furyasında cumhurbaşkanının maaşından katbekat maaş alan bürokratların olduğu da söyleniyor. 

Hükümet bu tartışmaları bitirmek adına önüne gelen bir fırsatı kaçırdı. 

Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, Meclis Genel Kurulu’nun doğrudan gündeme alınması için bir teklif sundu. Teklif memurların ve kamu görevlilerinin “çift maaş” almasını sona erdirecek olan bir teklifti. Kasap teklif üzerinde yaptığı konuşmada çift maaş alan memur ve bürokratların, kaç yerden, kaç lira ücret aldıklarını tek tek anlattı. 

Ve konuşmasının sonunda, “Şimdi sevgili AK Partili ve MHP’li milletvekili arkadaşlarıma seslenmek istiyorum: Eğer çocuklarınızın yüzüne rahat bakabilecekseniz, eğer yastığa başınızı rahat koyabilecekseniz, vermiş olduğumuz yemine istinaden bu kanun teklifine ‘evet’ oyu vermenizi talep ediyorum. Ne güzel söylemiş Necip Fazıl... ‘Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;/ Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul./ Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa.’ Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifine hepimizin vicdanen “evet” oyu vermesini talep ediyorum” dedi, ama ne mi oldu? Beklendiği gibi oldu. Teklif AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. 

Hükümet önüne gelen bir fırsatı böylece tepmiş oldu. Teklif kabul edilip, görüşülüp kanunlaşsaydı hükümet bu yöndeki eleştirileri de bertaraf edecekti! Tabiî gerçekten çift maaş uygulamasına son vermek isteseydiler…

***

12 yılda 100 liraya alınanlarda ne değişti?

Ülkedeki ekonomik durumu görmek için herkesin anlayacağı şekilde verilerle anlatmak gerekiyor. Rahmetli Süleyman Demirel hep böyle yapardı. 

1 Ocak 2009 tarihinde tedavüle çıkan 100 lira ile ne alınabiliyormuş, şimdi ne alınabiliyor? 

100 Lirayla 66 dolar alınıyormuş şimdi 11 dolar alınabiliyor. 

O tarihte 440 tane yumurta alınıyormuş, bugün 97 yumurta.  

Yine o tarihte 114 kilo domates alınırken, şimdi ancak 21 kilo alınabiliyor. 

103 kilo kuru soğan alınıyorken şimdi ancak 43 kilo alabiliyor.   

101 kilo patates alınırken, şimdi ancak 33 kilo patates alabiliyoruz.  

52 paket makarna alıyorken şimdi 15 paket makarna alınabiliyor.  

Liste böyle uzayıp gidiyor.  

Peki, işçinin, memurun, emeklinin maaşlarına bu oranda zam yapıldı mı? Elbette hayır. İşte bu yüzden vatandaşın alım gücü düşüyor, geçim sıkıntısı yaşıyor.  

Bunlar ekonominin gerçekleri, gerisi lâf u güzaf…

Okunma Sayısı: 1908
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı