"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyayı, ahirete tercih hastalığı

Mehtap Yıldırım Yükselten
14 Şubat 2019, Perşembe 00:26
Bu zamanın dehşetli hastalıklarından biri de, dünyayı ahirete tercih etmektir.

“Onlar ki seve seve dünya hayatını âhirete tercih ederler.” (İbrahim Sûresi 14:3) Bu âyet ışığında, Bediüzzaman Hazretleri bu asrın acip bir özelliğinin, kırılacak bir cam parçasını bâki elmaslara tercih etmek olduğunu bildiriyor. Yani nefis, peşinen aldığı az bir lezzet ya da ücreti, ileride alacağı daha büyük mükâfatlara tercih edebiliyor. Dünyaya ait ufacık bir şey insanlara hayatî önem taşıyan bir zorunlulukmuş gibi gösterilip sunulurken, ahirete dair meseleler gündemimizde yeteri kadar yer almıyor. “Dünyayı ahirete tercih” ederken, bunun boyutu da o kadar geniş ki, hepimiz kendimizi bir yoklasak, bu hastalığın az ya da çok bize de bulaştığını görebiliriz. Meselâ dünya işi, geçim derdi sebebiyle namazı terk etmek, dünyayı ahirete tercihtir. Faizin Müslümanlar arasında yaygın olması ve bundan rahatsızlık duymadan seve seve tercih ediliyor olması, dünyayı ahirete tercihtir. İhtiyaç dışı, lükse giren harcamaların artması, meclislerde, bir araya geldiğimizde ahiretten çok dünya işlerinin konuşulup tartışılması, dünyaya daha fazla ehemmiyet verilmesi ahirete tercihtir. Üstad Bediüzzaman, bu hastalığın bir sebebinin de, bu asrın gelenek, görenek ve tiryakilikle zarurî olmayan ihtiyaçları zaruretmiş gibi göstermesinden kaynaklandığını söylüyor.

Dünyada mutlu yaşamayı en büyük gayesi yapan insan, ubudiyete ve ahirete gereken değeri vermedi, geri planda bıraktı. Lüks, israf, gösteriş, bencillik artarken; iktisat, kanaat, sabır, şükür azaldı. Bu hâlin tokata müstehak bir hâl olduğu da Kastamonu Lahikâsı’nda yer alıyor. “...Bu hatasının cezası olarak öyle dehşetli bir tokat yedi ki, dünyayı başına Cehennem eyledi.” (Kastamonu Lâhikası, 68. mektup)

“Evet, elması bildiği (ahiret ve iman gibi) halde, yalnız zaruret-i kat’iye suretinde şişeyi (dünya ve mal gibi) ona tercih etmek ruhsat-ı şer’iye var. Yoksa, küçük bir ihtiyaçla veya hevesle veya tamâh ve hafif bir korkuyla tercih edilse, eblehâne bir cehalet ve hasârettir, tokata müstehak eder.” (Kastamonu Lâhikası 18. Mektup) Burada bahsedilen ruhsattan kasıt, ölüm tehdidi veya işkence gibi hayatî tehlikelerde dünya ahirete tercih edilebilir. Ama, hafif bir korku, tamah ya da hevesle edilemez.

Peygamber Efendimiz (asm) bu konuda şöyle buyurmuş: “Dünyayı ahirete tercih eden şu üç şeye maruz kalır:

1- Sıkıntısı hiç eksilmez.

2- Yokluktan kurtulmaz.

3- Öyle bir hırsa kapılır ki, hiçbir zaman boş vakit bulamaz (Teberani)

 Madem, az ya da çok böyle bir hastalığa isteyerek veya istemeyerek bir şekilde maruz kalmışız, bundan kurtulmak çaresini de Kur’ân eczalarında mevcuttur. Bu dehşetli hastalığın tesirinden kurtulmanın çaresi yine Kastamonu Lâhikası’nda “Risale-i Nur dairesine girmek” olarak özetleniyor.

“Bu acip asrın, bu acib hastalığına ve dehşetli marazına karşı Kur’ân-ı Mu’cizül-Beyan’ın tiryak misal ilâçlarının naşiri olan Risale-i Nur dayanabilir; ve onun metin, sarsılmaz, sebatkâr, halis, sadık, fedakâr şakirdleri mukavemet edebilir. Öyle ise, her şeyden evvel onun dairesine girilmeli. Sadâkatle, tam metanetle ve ciddî ihlâs ve tam itimadla ona yapışmak lâzım ki; o acib hastalığın tesirinden kurtulsun.”

Okunma Sayısı: 6074
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı