Ramazan ayının son günüydü artık.
Yarın bayramdı. Dün teravih namazları da bitmişti. İlk başladığı gün bir ayın uzun bir süre olduğunu düşünürken, şimdi bitmişti bile…
Dün annesi ona güzel bir defter hediye etmişti. Bu defter ‘Ramazan Günlüğü’ olacakmış. Bu yüzden bir ay boyunca yaptıklarını düşündü ve yazmaya başladı.
İftarı, sahuru, Ramazan davulcusunu, mahyayı, Ramazan pidesini… Her birini yazdı deftere. Sonra da öğrendiklerini; paylaşmayı, sabretmeyi…
Bitirdiğinde defterin yarısı dolmuştu. Kitaplığına koyarken, okuduğu zaman yine hatırlayacağı bu ay ile bütün Müslümanlar bir yıl sonra kavuşacaklardı. Tıpkı doğum günleri gibi her yıl… Defterin diğer yarısı da seneye dolacaktı artık.