"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kelimelerin suçu ne?

Mikail YAPRAK
07 Mayıs 2020, Perşembe
Nefis ve şeytanın telkinleriyle kalpte zaten çok kolay oluşan “su-i zan” hastalığına bir de “peşin hüküm” eklenirse, artık dedikodu, hased ve gıybetin oluşturduğu duvarlar aşılmaz hâle gelir maazallah!

İnsanları peşin hükümlü hareket etmekten kurtarmak, toplum içinde meydana getireceği zararların önüne geçmek başlı başına eğitim meselesidir. Her ne kadar ailede, okullarda, din ve ahlâk dersi veren kurum ve kuruluşlarda, cemaatler içinde her türlü kötü tutum ve davranışlar gibi “önyargı”nın da zararlarından sakındırılmaya çalışılıyor.

Lâkin bugün gelinen noktada bu “önyargı” öyle bir boyut kazandı ki, bunun önüne geçmek büyük çoğunluğun kapsama alanında neredeyse imkânsız hâle geldi.

Çünkü bu önyargı büyüdü büyüdü devlet oldu, hükûmet oldu! Bunu yapan da şahıslar oldu. Yoksa elbette ki muradımız, “Devlet-i Ebed Müddet” ünvanına lâyık olan devletin manevî şahsiyeti ve hükümetlerin millet adına olan hükmî şahsiyetleri değildir. 

Maalesef şahsî ve siyasî ihtirasların; ilim ve mantığın önüne geçtiği gerçeği her gün biraz daha anlaşılır hâle geliyor.

Batılı bir sosyal bilimcinin, “kibir ve peşin hüküm, ilmin iki düşmanıdır” sözünü doğrulayan gelişmelere şahitlik etmiyor muyuz?

“Zulüm, önyargılı insanlardan kaynaklanır” sözü de, bir Amerikan yazarı olan Harper Lee’ye aittir. Bu sözün altına imza atabilmek için illâ da çok bilen olmak gerekmiyor. Bunun için, yaşananlara bakmak yeterlidir.

Yine İskoç İlahiyatçı ve devlet adamı John Knox, “Peşin hükümlere dayalı kararları kabul ettirmenin en kolay yolu, şiddete başvurmaktır” sözünü durup dururken sarfetmemiştir her halde. Peki, bu durum o ülkede yaşanıyor idiyse, bunu dile getirmekte kullanılan kelimelerin suçu ne?

Aman ya Rabbi! Ülke ve millet olarak öyle bir hâle getirildik ki, hep kullanageldiğimiz kelimeleri bile kullanırken, ihtiyatlı olmaya başladık. Kelimelere bile “önyargılı” bakılır oldu. Eskiden sarfettiğinizde hiç de dikkat çekmeyen veya farklı tarafa çekilmeyen normal ve masum kelimeleri şimdi rahatlıkla sarfetmekten kaçınır hâle geldiniz.

Taşlar yerinden o kadar oynatıldı ki; sarfedilen bir söz, ağızdan çıkan bir kelime yerini bulamaz, hedefine ulaşamaz hâle geldi. Zira önyargılılar tarafından önleri kesildi. Yerini bulmadan, hedefine ulaşmadan yaftalandı.

Meselâ; ülke gidişatına bakılarak, ülkenin geleceği ve milletin selâmeti için bir gazete bir tavsiyede mi bulunuyor; meddah medya hemen oltayı atıyor, o tavsiyeyi masum bir balık gibi oltasına alıyor, bir de “ihanet” yaftasını vuruyor.

Sen sade bir vatandaş olarak gidişata bakıp içinden geldiği gibi bir şeyler konuşabiliyor ve yazabiliyorsun. Sosyal medyada hür iradeni kamçılayıp bir şeyler paylaşabiliyorsun. 

Peki ya hukukçular! Ya peki sözüm ona allı pullu, kelli felli medya patronları! Hukukun hakkını verip her zaman hakkı savunabiliyorlar mı?

Önyargı bağlamında isim takmalar, iftiralar, hakaretler ve toptan karalamalar!..

Allah’ın (cc), “Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez” olan apaçık emrine kulak tıkarcasına keyfî ve biraz da “korku” hissine dayanan uygulamalar!..

Bu hâle nasıl düştüğümüzü- düşürüldüğümüzü pekâla bilirsiniz de. Sadece bir tanesini ve en keskin ve en şerlisini buyurun hep beraber hatırlayalım ki, tek kelime ile “önyargı”!

Okunma Sayısı: 1798
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mikail Yaprak

    8.5.2020 01:31:09

    Güzel yorumlarıyla yazımıza ilaveten katkıda bulunan Ali ve Abdülkadir kardeşlerime teşekkür ederim. Allah razı olsun.

  • Abdulkadir

    7.5.2020 19:16:27

    Allah'tan gerçek mânâda korkan insan;asla önyargılı olmaz ve önyargıya da kapılmaz,kapılmamalı.Önyargı,kişiyi felakete bile sürükleyebilir.Bi laftan ne olacak deyip te,sonrasını kestiremeden konuşmak;her zaman zarar verir ve kişiyi mahveder.Dolayısıyla;bir konu ya da bir şahıs hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan önyargıya kapılmak;o kişiyle arasını ciddi mânâda açacak ve belki de daha büyük sıkıntılara kapı açacaktır.Böylesi durumdan da Allah'a sığınmalı değil miyiz?Bir kişi hakkında konuşurken;çok dikkatli olmak zorundayız ve meseleyi derinine araştırıp,ona göre o kişi hakkında bir hüküm vermeliyiz.Peşin hükümlü olmak,yani bilmeden atıp tutmak veya karşıdakine su-î zan etmek;sadece zavallı ve basit şahısların işidir.'Zulüm,önyargılı insanlardan kaynaklanır' sözü son derece mânidar.Biz her ortamda;bu sözü akılda tutarak ve önyargıya da kapılmayarak,meselelerimizi sühûletle halledebiliriz.İşte asıl stratejimiz bu olmalıdır.

  • Veli Kul

    7.5.2020 01:44:35

    “Kibir ve peşin hüküm, ilmin iki düşmanıdır” Bunun ilk kurbanı İblis olmuştur ve bir daha çıkamamacasına derhal esfel-i safiline düşmüştür. İblis, Azazil olarak meleklere hoca iken önyargılı davranıp bilmediği konuda kendini insandan üstün gördü. Allah'ın Alemleri O (ASM) olacağı için yaratmasını bilmediği halde peşin hükümle kendini insandan üstün zannetti ve zu'm edip helaketini hazırladı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı