"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dindar Demokratlar

Muhammed Yusuf Akbaş
08 Ağustos 2018, Çarşamba
Demokrasinin bir yönetim şekli olmaktan çok, bir hayat tarzı olarak algılanmaya başlanması din ve demokrasi arasındaki ilişkiyi tekrar gündeme getirdi.

Demokrasinin bir yönetim şekli olmaktan çok, bir hayat tarzı olarak algılanmaya başlanması din ve demokrasi arasındaki ilişkiyi tekrar gündeme getirdi. İslâmî olup, olmadığı konusunda bugüne kadar hakkında pek çok tartışmalar yapıldı.

Bütün semavî dinler hedefledikleri bir insan tipini oluşturmaya yönelirler. Demokrasi de bu fertleri yetiştirecek bir zemin ve bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Müslüman tipinin demokrat kimliği ile ilişkisine bu açıdan bakmak gerekir. Din, fertlerin dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen İlâhî kaynaklı, demokrasi ise, insanların kendi akıl, irade ve bilgi birikimine dayalı olarak ortaya çıkardıkları bir yönetim biçimi olduğunu vurgulamak gerekir.

“İsimlerin değişmesiyle hakikat değişmez” prensibiyle Demokrat denince birçok manalara gelmektedir. Demokrasi, meşrûtiyet, cumhuriyet, meclis yönetimi, halkın milletin hâkimiyeti gibi kaynağını dinden alan bir umum fikrinin yönetimidir.

“Ve işlerinde onlarla (Sahabeler) istişare et!” 1 Ve “Onların aralarındaki işleri istişare iledir” 2 gibi âyetlerin tecellisi bütün bu manaları ihtiva etmektedir. Demokrasi, umum milletlerin saadet sebebidir. Bütün şevkleri ve güzel duyguları uyandırıcıdır. İnsanları azad ve serbest ederek cansız bir hayvan gibi olmaktan kurtarmaktır. Örgütlü toplum yapısını oluşturucudur. Doğruluğa, adalete, şeffaflığa, bilgiye, sevgiye, saygıya, kanuna ve millet iradesinin tecellisine vesiledir.3

Meşrûtiyetin, demokratikleşmenin ve meşveretin zıddı istibdattır, baskıcılıktır, mutlâkıyettir. Toplumun huzurunu bozmaya yönelik, zorbalığa ve haksızlığa dayanan her türlü girişimin bertaraf edilmesi, İslâm dininin herkese yüklediği sorumluluklardan sadece birisidir.

Barışın, dostluğun, şeffaflığın, asayişin, hürriyetin, eşitliğin, muhalefete saygının, kanun hâkimiyetinin, muhaliflerle anlaşmanın ve müsbet davrananların adıdır dindar Demokrat. Hak ve maslahat icabı gayrimüslimlerle bile dost olunabileceğinin, doğruluğun mutlak gerekli olduğunu davranış haline getirendir.4 Gerçek demokrat bütün bu manaları yaşayan ve neşredendir.

İnsanlar arasında, eşitliğin, adaletin ve ferdin hukukî dokunulmazlığının sağlanmasıdır. Demokrasi, toplumları yönlendiren bir sistem değil de, insanların temel hak ve hürriyetlerini teminat altına alan ve halkın taleplerini karşılamayı taahhüt eden bir yönetim biçimidir. Bu hususta İslâm ve demokrasi arasında herhangi bir problemden bahsetmek anlamsızdır. İslâmiyet ile demokrasiyi karşı karşıya getirmek ise, son derece tutarsız, yanlış tehlikeli bir karşılaştırmadır. Cumhuriyet, demokrasi medeniyetin güzelliklerindendir.

“Meşrûtiyet, demokrasiyi şeriata karşıdır” diyenlere karşı Said Nursî meşrûtiyetin özünün şeriattan olduğunu ifade eder. 5 Cumhuriyetin ruhu ve özü İslâm’a uygundur. Hatta İslâm’ın meşveret ve istişareye verdiği önem Cumhuriyete can suyu gibi hayat verir.

Şahısların ilmî, ya da siyasî otoritesi karşısında eğilmeyen, Kur’ân’ın temel değerleri olan hak ve adalet ile oluşan varlık algısı çerçevesinde herkese ve her şeye değer verdiği gibi iç dünyasında korkulacak otoriteler ve ölçüsüz kutsiyetler atfetmeyen bir noktada durmak da bu kimliğin önemli bir özelliğidir. Müslüman kimliğinin demokrasi ile en çok uyumlu olduğu noktalardan biri burası olmalıdır.

Bu süreçte dindar toplumlara ve demokratlaşacak dünyaya lâzım olan, karizmatik liderlerin zuhuruna zemin hazırlayan sosyal süreçlerden ziyade, sağlıklı ve sağlam sistemlerin kurulduğu eğitim modelleri ve sosyal yapılar oluşturmaktır. Liderliğin ve karizmanın fertlerden çok kurumlar ve şahs-ı manevîlerce, sistemlerce üstlenildiği toplum düzeni sağlıklı bir toplumun ve dindar demokrat kimliğin bu asırda ortaya çıkabilmesinin temel şartıdır.

Dipnotlar:

1- Âl-i İmran Sûresi: 159. 

2- Şûrâ Sûresi: 38. 

3- Eski Said Dönemi Eserleri sh. 209-210, Münâzarât; 8 cevaptan.

4- 80. Cevap: Eski Said Eserleri sh. 257.

5- Eski Said Dönemi Eserleri sh. 221, Münâzarât 30. sual. 

 

Okunma Sayısı: 2535
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı