Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile, ortak akılla alınan kararların (meşveret) önemi hatırlanarak AB üyeleri arasında saflar sıklaştırılıyor.
İşgal, AB’yi hem ortak dış politika hem ortak savunma ve güvenlik hem de Rusya’ya olan enerji bağımlılığında çare arayışına yöneltti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’in “enerji politikası sadece enerji politikası değildir, bir güvenlik meselesidir” ifadesi durumu özetliyor. AB enerjide “RepowerEU” kararıyla yenilenebilir ve çevre dostu yeşil enerjiye geçişi başlatıyor. Birde Rusya’dan enerji ürünlerinin alımını 2030’a kadar yüzde 80 azaltma stratejisini de benimsedi.
AB, işgale karşılık Rusya’ya başlattığı yaptırım kararlarını tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde aldı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in 3 Mart 2022’deki beyanatında “Putin’in savaşının jeopolitik Avrupa’yı doğurduğu” vurgulanıyor. Borrell “Ukrayna’daki huzurun Avrupa’nın huzuru olduğu”na dikkat çekerken, savaşın AB için “ortak dış politika ve güvenlik, enerji” alanlarında kendisini toparlamasına imkân verdiğini belirtiyor.
AB’nin kararlarını uygulaması ve izlediği politikaları olgunlaştırması elbette belli bir zaman dilimini alıyor. Dolayısıyla AB’nin bugünlere gelmesi kolay olmadı. Bu yolda AB’nin en bilineniyle ortak para birimine, ortak vize ve pasaport politikalarına vb. dahil olmayan Birliğin eğreti üyesi İngiltere’nin 31 Ocak 2020’de Brexit süreciyle AB’den ayrılması, AB’ninbirinci tasaffîsidir.
Ukrayna savaşının ilk günlerinde, Avrupa’da, Rus doğalgazına en bağımlı ülke Almanya’da, üç partili koalisyon hükümetinin, aldığı kararla hem savunma harcamalarında artış yaptı hem de Rusya’ya olan enerji bağımlılığına bazı tedbirlerle son vereceğini açıkladı. Bu gelişme Almanya için bir “U” dönüşüdür. Almanya Parlamentosu’nun 27 Şubat 2021’deki özel oturumunda, Şansölye Olaf Scholz, kendi partisi Sosyal Demokrat Parti’nin 1970’lerin başlangıcından itibaren sürdürdüğü “Ostpolitik”ini sonlandırdı. Almanya’nın “Doğu Politikası” olan “Ostpolitik”le, Sovyetler Birliği’nin (SB) siyasî ve ekonomik anlamda Avrupa’ya yaklaştırılması hedeflenmişti. Almanya’nın “U” dönüşü kararı ve “Ostpolitik”i terk etmesi, AB’nin ikinci tasaffî edişidir.
AB üyesi Macaristan, birliğin Rusya’ya uyguladığı enerji yaptırımlarını desteklemeyerek AB’den farklı bir duruş sergiliyor. Rusya’nın “dost olmayan ülkelere” doğal gaz satışında Ruble hamlesine, AB üyesi Macaristan olumlu cevap verdi. Zaten Macaristan Başbakanı Viktor Orban 8 Mart 2022’de açıklamasında “ülkesinin, Rusya’ya enerji ithalatını kapsayacak muhtemel yaptırımlara karşı olduğunu” bildirmişti. Macaristan’ın daha önce de AB kararlarını veto ettiği biliniyor. AB kararlarının tamamını onaylamaktan uzak duran Macaristan’ın, AB politikalarına yaklaşması ve uyum sağlamasıyla, AB’nin üçüncü kez tasaffî edeceği ihtimal dahilindedir.
Diğer taraftan AB’nin temel değerlerini teşkil eden “demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hürriyetler” AB üyelik sürecindeki Türkiye için de vazgeçilmez insanî ve İslamî kriterlerdendir. Bu bağlamda Bediüzzaman Said Nursî de Avrupa’yı ikiye ayırarak izahatta bulunuyor. Birincisi “İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi san’atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden bu birinci Avrupa.” İkincisi “belki, felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiâtını mehâsin zannederek beşeri sefâhete ve dalâlete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa” şeklindedir. AB tasaffî aşamalarını kat ederken, Nursi’nin birinci Avrupa tanımına yaklaştığı kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca Nursi’nin takipçilerinden ana akım Risale-i Nur hareketi Yeni Asya grubuna önemli görevler düşüyor. Başkentin iki duayen Gazeteci-Yazarı Cevher İlhan ve Mehmet Kara’nın 1990’lardan 2005’e kadar muhtelif tarihlerde, Ankara’daki AB Büyükelçileriyle, Nursi’nin, Avrupa hakkındaki görüşlerinin şerh, izah ve neşrini içeren başarılı röportajları hatırlardadır. Şimdi AB tasaffî ederken, yine AB Büyükelçileriyle görüşmeler yapılarak, AB’nin, Nursi’nin düşüncelerine bir adım daha yaklaştığı aktarılarak birliğin tasaffî sürecine katkıda bulunulabilir. Ne dersiniz?