"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Arap Ligi nereye?

Muhammet ÖRTLEK
24 Mart 2020, Salı
Korona salgınının neredeyse tüm ülkelere yayılmasıyla, dünyadaki gelişmelerin birbirine ne kadar bağımlı olduğu bir kez daha anlaşıldı.

Bununla birlikte ülkelerin Korona gibi tüm dünyayı ilgilendiren sorunlar karşısında, bölgesel ve küresel düzeyde alınacak tedbirler de uluslararası kuruluşların gündeminde yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) temel önlemleri ve Avrupa Birliği’nin (AB) alınacak tedbirler için mali yardımda bulunacağını açıklaması bu duruma örnek teşkil ediyor.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri de Korona salgınından etkilenen coğrafyalardan biri. Arap Ligi (AL) üyelerinin, Lig’in tüzüğünü ve yapısını temelden değiştirmek için uzun süredir siyasi iradeye ihtiyaç duydukları bilinmektedir. Bu ihtiyaç son salgınla beraber iyice gün yüzüne çıkmıştır. DSÖ, AB vd. uluslararası yapılardan Korona hakkında yapılması gerekenler ve yardımlar hakkında eylem düzeyinde açıklamalar gelirken, AL’de herhangi bir eylem planından söz etmemesi, örgütün bölgesel ve küresel sorunlara yaklaşımındaki ciddiyetini ortaya koymaktadır.

Korona ile birlikte etkisizliği tekrar tartışma konusu olan AL’nin, kuruluşundan bu yana Arap devletleri arasındaki ve her hangi bir Arap ülkesindeki iç savaşı durdurmada başarılı olamadığı herkesin malumudur. Bununla birlikte Arap ülkeleri arasında somut bir ekonomik işbirliğini tesis edemedi. Uluslararası düzeyde herhangi bir Arap devletinin girişimini desteklemekten uzak kaldı. Lig özellikle 2011 yılında başlayan Arap Baharı / Uyanışı hareketlerinden sonra, Arap dünyasının imajını iyileştirme çalışmalarını gündemine bile almadı. 

Aslında AL’nin etkisiz durumunu anlayabilmemiz için Lig’in yapısal sorunlarına dikkat çekmek gerekiyor. Birincisi, 1950’li ve 1960’lı yılların Cemal Abdül Nasır dönemindeki gibi Mısır, artık Arap dünyasının lideri değildir. İkincisi, birçok Arap ülkesindeki parçalanma çekincesi karşısında, Pan-Arap çabaları abartılı bir fantezi haline gelmiştir. Üçüncüsü, başta Yemen, Suriye, Libya vd. yerlerde Araplar arasındaki çatışmalarda tarafların çıkarları ön plandadır. Dördüncüsü, İran’ın Araplarla ilgili bazı işlere müdahale ihtimali ile etkili müttefikler kazanmasıdır. İşte kısaca belirtilen tüm bu sorun alanlarında, AL’nden herhangi bir umut beklenmesi hayalle eş anlamlıdır denilebilir.

AL’nin, Korona hakkında aldığı önlem, Mart 2020’deki Arap Zirvesi’ni iptal etmekten öteye gidemediği eleştiriler arasındadır. Aynı zamanda iptal edilen zirve, AL’nin 75. Kuruluş yıldönümüdür. Zirve yapılsa bile, AL’nin ekonomik, siyasi, güvenlik konularında başarılı işbirliği ve Korona hakkındaki tutumundan bahsedeceği pek bir şeyin olmadığını yine uluslararası gözlemciler tarafından dile getiriliyor. Bir bakıma Zirve gerçekleşse bile, AL’nin 75. Yıldönümünde kutlanacağı bir başarısından söz etmek mümkün değildir.

Çin’den sonra en çok Arap ülkelerinin komşusu İran’ı etkilediği bildirilen Korona salgınına karşı AL’nin sessiz kalması; zengin devletlerden imkânı kısıtlı ülkelere teknik ve mali yardım sağlamak; salgının yayılmasını en aza indirebilmek için koordinasyonun sağlanması adına gecikilmiş olabilir. Salgınla ilgili AL’nin hiç değilse,  Yemen, Suriye ve Libya’daki Korona vakalarının istatistikleri hususunda çalışma yapması beklentiler arasındadır. Çünkü düzensiz giriş-çıkışlar, farklı yerlerden gelen yabancı savaşçılar ve devam eden çatışmalar bu üç ülkedeki salgın konusunda fikir sahibi olmamızı engellemektedir.

Peki AL çalışmalarını devam ettirmeli mi? Arap ülkeleri arasında hiç olmamaktansa, bir bölgesel kuruluşun olmasına olumlu bakılmaktadır. Ancak bunun işlevsel ve etkili olması tercih sebebidir. Elbette AL’nin, Afrika Birliği gibi verimli çalışabilen bir yapıya dönüşmesinde, üye ülkelerin alacağı tavır da önem arz ediyor. Korona salgını, AL’nin kendisini ispat etmesi açısından önemli bir fırsattır. Aksi takdirde AL, Genel Sekreter’in kıymet-i harbiyesi olmayan bildiriler yayınladığı bir kurum olmaktan öteye gidemeyecektir.

Okunma Sayısı: 1160
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı