"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Etiyopya’da silâhlı çatışmalar

Muhammet ÖRTLEK
09 Kasım 2021, Salı
Etiyopya, Afrika’nın kadim ülkelerinden biridir.

Etiyopya’da 1936-1941 yılları arasında kısa süreli İtalya işgali mevcuttu. Ancak 1930’da tahta çıkan İmparator Haile Selassie’ye, ordu içinden Derg isimli cunta tarafından 1974’te görevden uzaklaştırıldı. Ardından Derg Cuntası, ülkede sosyalist anlayışta bir devlet kurdu. Kanlı darbe girişimleri, ayaklanmalar, protestolar, kuraklık, kitlesel mülteci sorunları, etnik vb. sorunlar sebebiyle Etiyopya’nın Cunta rejimi 1991’de isyancı güçlerden meydana gelen bir koalisyon olan Etiyopya Halkın Devrimci Demokratik Cephesi (EPRDF) tarafından devrilmiştir. Sonra 1994’te Anayasa kabul edilmiş ve ilk çok partili seçim 1995’te yapılmıştı.

Etiyopya’da Temmuz 2021 tahminine göre nüfus 110 milyon 871 bin 31 kişi. Nüfus içerisinde başlıca Oromo (% 34.9), Amara (% 27.9), Tigray (7.3), Sidama (4.1), Welaita (3), Gurage (2.8), Somali (2.7), Hadiya (% 2.2), Afar (% 0.6) ve diğer (12.6) etnik gruplar bulunmaktadır. 

Ülkede yönetim ve siyasî partiler etnik gruplara dayanıyor. Birde ülkenin idarî yapısı, 10 farklı etnik bölge devletinden oluşuyor. Etiyopya’nın Kasım 2019’da yaklaşık 30 yıllık etnik temelli iktidar koalisyonu EPRDF, Refah Partisi adı ile Birlik Partisi altında birleşmiş, ancak 4 kurucu partiden biri olan Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) bu birliğe katılmamıştır.

Etiyopya’da “etnik sorunlara yoksulluk, yoksunluk ve kuraklığın getirdiği yeterli gıdaya erişememe” gibi maddeleri de eklemek gerekiyor. Ülkede 3 Kasım 2021’de beri yaşanan çatışmaların kaynağının, zikredilen sorunlar olduğu belirtiliyor. Çatışmaların, “Tigray Özel Kuvvetleri tarafından Etiyopya Ulusal Savunma Kuvvetleri Kuzey Komutanlığı’na düzenlenen bir saldırı ile başladığı” bildiriliyor. Saldırılar cevap olarak, “Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali’nin orduya savaşa girmesini ve topraklarını savunmasını emrettiği” kaydediliyor. 

Bununla birlikte Federal Hükümet ile Tigray Bölgesel Hükümeti arasındaki çatışmaya nelerin yol açtığına dair farklı tartışmalar da yapılıyor. Bu tartışmalar Federal Hükümet ile Tigray Bölgesel Hükümeti arasında ve EPRDF-Refah Partisi ile Tigray halkı arasındaki düşmanlığa işaret ediyor. Daha önce “Federal Hükümet, Tigray Bölgesel Hükümeti ve TPLF ile savaşa girmeyeceği hususunda söz vermesine rağmen, Tigray liderlerinin potansiyel bir kıyım için kuşatıldıklarını defalarca açıkladıkları” aktarılıyor. Ayrıca Başbakan Abiy Ahmed Ali’nin, Covid-19 salgınıyla mücadelede Tigray’a “sadece maske göndermesi ve diğer tedbirleri almaması da” şikâyet konusu. Buna ek olarak son çatışmaların bir diğer sebebi de daha önceki karşılıklı çatışmalarda ölenler hakkında taraflı şekilde yayınlanan raporlar gösteriliyor. Karşılık yayınlanan raporların muhtelif insan hakları izleme kuruluşlarınca da itibar görmediği ve uluslar arası kuruluşlarca yeni rapor hazırlanacağı vurgulanıyor.

Ancak 3 Kasım’da yayınlanan bir raporda, çatışmadaki Etiyopya Ulusal Savunma Kuvvetleri, Amhara Özel Kuvvetleri, Amhara Milisleri, Eritre Savunma Kuvvetleri, Tigray Özel Kuvvetleri, Tigray Milisleri, Tigray Polisi, Samri ve Fano gibi silâhlı grup ve fertlerin de savaş ihlâlleri yaptığı ileri sürülüyor.

Gelişmeler karşısında başşehir Addis Ababa’nın Meskel Meydanı’nda milyonlarca kişinin katılımıyla 7 Kasım’da “Hayatta Kalma Kampanyası” sloganıyla barışçıl gösteriler düzenlediler. Hatta Addis Ababa Belediye Başkanı Adanech Abebe, CNN’e yaptığı açıklamada “Addis Ababa kuşatma altında, başşehir TPLF ve Oromo Kurtuluş Cephesi (OLF) tarafından kuşatılıyor” diyerek durumun öneminden bahsediyor.

Nisan 2018’de iktidara gelen Abiy Ahmed Ali’nin durumunun hiç bu kadar tehlikeli olmadığı belirtiliyor. Birde bugünkü çatışmaların yeni değil, neredeyse 1 yıl önce başladığı beyan edilirken, TPLF ile OLF’nin başşehre birkaç hafta içinde gireceği ön görülüyor. Federal Hükümetin başşehirde sokağa çıkma yasağı ilân etmesinin ve Addis Ababa sakinlerini şehri savunmaya çağırmasının “varoluşsal bir savaş” biçiminde nitelendiriliyor. Her iki seçeneğin uygulama aşamasına gelinmesinin, Abiy Ahmed Ali’nin seçeneklerinin azaldığına ve başşehrin daha fazla açık hale geldiğine yorumlanıyor.

Etiyopya’da şiddetlenen çatışmalar komşu ülkeleri de endişelendirirken, geniş çaplı bir bölgesel tehlike de arz ediyor. Tigray liderleri, “öncelikli hedeflerinin Tigray bölgesine uygulanan ablukanın kaldırılması olduğunda ısrarcılar. Ancak uzun vadeli hedeflerinde net olmadıkları” kaydediliyor. 

Ancak ülkede yakın zamanda kurulması muhtemel bir isyancı ittifakın adından bile söz ediliyor: Etiyopya Federalist Güçlerinin Birleşik Cephesi. Abiy Ahmed Ali, Etiyopya ile Eritre arasında 2002’de başlayan sınır anlaşmazlığının çözümünde oynadığı önemli rolle biliniyor. Abiy Ahmed Ali’ye, iki ülkenin 2018’de imzaladıkları Anlaşma’nın mimarı olduğu için, kendisine 2019’da Nobel Barış Ödülü verilmişti. Etiyopya’daki çatışmaların başka bir bölgesel yansıması da, Abiy Ahmed Ali’nin bu yükselişinin düşüşü ve Eritre ile imzalanan Anlaşma’nın sonu olabileceğine ihtimal veriliyor.

Nobel Barış Ödülü sahibi Abiy Ahmed Ali’nin kendi ülkesinde barışı sağlayamadığı görülüyor. Çatışmaların durdurulması için uluslar arası kuruluşların ve arabulucuların devreye girmesi beklentiler arasında.

Okunma Sayısı: 1006
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı