"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yalnız hak sağ olsun

Mustafa Gönüllü
30 Eylül 2018, Pazar
‘Yönetim’ deyince genellikle ülkelerin yönetimi gibi geniş daireler aklımıza gelir.

Ve yönetici tabakası deyince de Cumhurbaşkanı, Başbakan gibi siyasî yöneticiler hatırımıza gelir. Oysaki her insan öncelikle kendisinin yöneticisidir. Herkes kendi makamında bir yönetici sayılabilir. Bu açıdan bakarsak her insanın kendi yönetimini sağlaması için görevleri bulunmaktadır.

Merkezden harice doğru gidecek olursak, ailenin yönetimi, bulunulan mahallin yönetimi, herhangi bir topluluğun yönetimi, ilçe, il, ülkeler gibi yönetilmesi gereken daireler mevcuttur. Ve her dairenin de görevlileri belirlenmiştir. Ve yukarıda da belirttiğimiz gibi en küçük dairede, insanların en büyük vazifeleri mevcuttur.

Burada önemli olan mesele, bulunulan dairelerin adaletli bir şekilde yönetilmesidir. Eğer bulunulan daireye bir zarar gelecek ise, o zararı önlemek için müsbet bir şekilde elden ne geliyorsa yapılması, dairenin muhafazası için yöneticilerin en mühim görevlerindendir.

Burada iyi niyetli olmak için yönetilen kişilerin (öncelikle kendi nefsimiz olmak üzere) yaptıkları hataları görmezden gelmek ve onların hatırını kırmamak için daireye zarar gelmesini engellememek, yöneticilerin yaptığı en büyük hatalardan biridir. Çünkü o hata o an düzeltilmediği takdirde daha birçok hatanın önü açılmış olmaktadır.

Hayatı düzenleyen “Meşveret Sistemi”

Kur’ân’da bin dört yüz sene önce yazılmış olan ‘’meşveret’’ prensibinin kıymeti günümüzde daha çok anlaşılmış bulunmaktadır. Ki geniş dairelere bakıldığında birçok Avrupa ülkesinde meşveretler ile kararlar alındığı görülmektedir.

Meşveret, kelime anlamı olarak bir konu hakkında çeşitli ve ehil şahıslardan fikir alma, danışma, fikir alış verişi, danışma toplantısı anlamlarına gelmektedir.

Meşverette alınan kararların uygulaması ise yapılan meşveretin en önemli aşamasıdır. Uzun süre boyunca fikir paylaşımları ile ortaya çıkan kararın uygulanması için bütün meşveret üyelerinin sorumlulukları vardır.

Meşvereti organize eden bir ya da birkaç kişi olmalıdır. Söz hakkı alımlarını kontrol etme, alınan kararları kâğıda dökme gibi görevleri vardır bu kişilerin. Bu kişiler de yine meşveret edilerek seçilmektedir.

Yukarıda belirttiğimiz gibi, sosyal hayatta ilgili olduğumuz birçok dairemiz mevcuttur. Bu dairelerin sağlıklı şekilde yönetilmesi, hayatımızın kalitesi açısından büyük önem teşkil etmektedir. İlgili olduğumuz alanlara zarar gelmemesi ve hayat kalitemizin düşmemesi için de yapılan meşveretlerle emek vermemiz gerekmektedir.

Nur hizmetinde Meşveret

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin talebesi olan Zübeyir Gündüzalp Ağabey, Yeni Asya camiasının Risale-i Nur hizmetindeki meşveret sisteminin temelini atan değerli şahsiyetlerdendir. Onu yakından tanıyan Mehmet Kutlular Ağabey onun hakkında şöyle anlatıyor:

‘’Zübeyir Ağabey İstanbul’daki Risale-i Nur hizmetini tabiri caizse yeniden ihya etti. Risale-i Nur’un mesleğini muhafaza sadedinde adeta sistematik bir oluşum meydana getirdi.

‘’Zübeyir Ağabey, Risale-i Nur mesleği üzerinde çok hassasiyetle duruyordu. Kim mesleğe mugayir bir yanlış yaparsa hemen Zübeyir Ağabey’i karşısında bulurdu. Bu, kardeş olur, ağabey olur fark etmezdi. Zübeyir Ağabey, ‘’Hakkın hatırı âlidir’’ düsturunu çok iyi tatbik ederdi.’’

Biz Nur Talebeleri olarak en önemli vazifemiz olan Kur’ân hakikatlerini insanlığa yaymak vazifesini de meşveretlerle yapmaktayız. Bunun yanında, sosyal hayattaki vazifelerimizi de Kur’ân prensibi olan Meşveretler ile yapmalıyız.

Risale-i Nur hizmetine zarar geleceği takdirde biz de bunu önlemek için uğraş vermeliyiz. Çünkü her Nur Talebesi hakikatlerin muhafızıdır. 

Nur hizmetleri dışında kendi şansımıza gelen zararlar için ise Üstad Bediüzzaman’ı dinlemeliyiz:

“Risale-i Nur’un selâmet ve intişarına halel gelmemek şartıyla, her gün bin ihanet ve tazibler de gelse, Allah’a şükrederim. Ben ehemmiyet vermediğim gibi, buradaki talebeler de hiç sarsılmıyorlar.” (Emirdağ-1)

Nefsimizi temize çıkarmamak, ama Nur hizmetini de sekteye uğratmamak Nur Talebelerinin prensibidir. Çünkü, “nefis cümleden süflî, vazife cümleden ala.”

 

Okunma Sayısı: 1754
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı