Bazı gazetelerin Yeni Asya hakkındaki terör örgütü olduğu yönündeki iddialarına muhatap olduk.
Hukukun bize verdiği yetkiyle hakkımızı aramaya başladık. Öncelikle; eğer terörle bağlantımız olduğuna dair ellerinde bir delil varsa bunun ilgili savcılıklara iletilmesini, aksi taktirde, müfteri olduklarını ve aslında hedef saptırarak terör örgütlerine hizmet ettiklerini söyledik. Bundan sonra erişimin engellenmesi ve savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Basın özgürlüğü kapsamında değerlendirildi ve taleplerimiz reddedildi.
Ama gelin görün ki asıl mesele burada başladı. İftiracıların Yeni Asya’nın, biz terör örgütüne hizmet etmiyoruz, varsa deliliniz gösterin manalı meydan okumamız için “erişimin engellenmesine” karar verildi.
Yani suçlamak serbest, ama suçlu değiliz bize iftira ediyorlar, demek yasak.
Meselenin kaynağı, çoğumuzun malûmu..
Trump ABD Başkanı seçildiğinde Müslümanlar aleyhindeki beyan ve vaatleri, sadece ABD’de yaşayan yüz binden fazla Müslümanın Trump’ı protesto eylemleri ile İsrail Bakanının, Trump seçildikten sonra “Filistin öldü” şeklindeki zafer naraları üzerine; gazetemizin kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışmasıydı.
İleri görüşlü ve dünya siyasetinden anlayan bu zevata (!) göre; Yeni Asya’nın Trump’ı desteklememesi, Yeni Asya’nın terör örgütü üyesi olduğunu gösteriyordu.
Sahi, neredeler şimdi?
Kimin aslında ülke ve millet menfaatini gözettiği belli oldu mu şimdi?
Kimin yanılmaz ve aldatmaz prensiplerle hareket ettiği çıktı mı ortaya?
Kimin günlük menfaat peşinde olduğu ve akıllarının başkasının cebinde olduğu açıkça ortaya çıktı mı?
Kimin terör örgütlerine hizmet ettiği artık belli oldu mu?
Kimin edipler edepli olmalı düsturuyla hareket ettiği belli oldu mu?..
...
Efendim; Yeni Asya çalışanlarının CHP’nin yürüttüğü yürüyüş ve kongrelerine katılması da, Yeni Asya’nın, terör örgütü olduğunu gösteriyormuş.
Siz çağırdınız da gelmedik mi?..
Herhangi bir siyasî partiye hizmet etmiyoruz ki, kim çağırsa gider fikirlerimizi beyan ederiz. Fikirlerimiz de partiye veya şahsa göre değişmez. Değişmez prensiplerle hareket ederiz zira. Evrensel hukuk kuralları, adalet ve hak gibi...
Hepinize meydan okuyoruz..
Onlarca tv kanalınız var. Hangi gün çağırdınız da gelmedik? Gücünüz yetiyor mu bizi çağırmaya ve dinlemeye? Eğer gerçekten haklı iseniz, korkmayın ve bizi dâvet edin, bütün milletin önünde tartışalım. Siz de bildiğiniz bütün ideolojilerinizi alın ve bütün güvendiğiniz isimleri çağırın. Bakalım gerçekten bizimle konuşup dayanabileceğiniz bir politikanız, bir fikriniz var mıdır?
Hadi size bir iyilik yapalım:
Halen, bazı cezaevlerinde Kur’ân tefsirinin (Risale-i Nur Eserleri) neden yasak olduğunu, bütün gazeteler serbestken sadece Yeni Asya’nın neden yasaklı olduğu konusuna iyi çalışın. Size yardım olsun diye önceden söylüyoruz bunları, aksi halde haberimiz yoktu, bakalım sonra konuşalım demeyin...