"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İhlâs ve sadâkatin zaferi

Muzaffer KARAHİSAR
18 Ocak 2022, Salı
Bir asır kadar önce Barla, yüksek dağların ve yalçın kayalık tepelerin eteğinde, yolu, ovası olmayan kıt kanat imkânlarla bağ, bahçe ve hayvancılık yapan insanların yaşadığı küçük bir nahiyedir.

Kuş uçmaz, kervan geçmez tabir edilen böylesine mahrumiyetleri olan mekânda Bediüzzaman, yalnızlık, yoksulluk ve kimsesizlik içinde ikamete memur, unutulmaya mecbur, ölüme mahkûm edilmek istenmişti. 

Hayatını vatan, millet ve İslâm uğruna adamış, savaşmışta yaralanmış, esir düşmüş kahraman bir gazi, mücahit, müceddid ve müfessir vasıflarını taşıyan Bediüzzaman, 1927 bahar arefesinde 48 yaşında, cemreler düşerken Barla’ya nefyedilmişti. Onun adım attığı kutlu beldeye, Cennetasa baharların, bereketlerin müjdesi düş-müştü. Her yerde ve her şeyde Esma-i İlâhinin tecellileri okunacaktı.  

Dağlar, taşlar, ağaçlar, kuşlar, çiçekler Kur’ân’ın ulvî hakikatlerine şahitlik edecekti. Temsilat dürbünüyle kâinattaki tevhid delilleri anlatılacaktı. Müştak gönülleri ikna ve ilzam ederek coşturan ilim ve irfan sahasına Kur’ân tefsiri Risale-i Nurlar, Barla’da parlayıp aydınlatmaya başlayacaktı… Daha sonra Nur huzmecikleri Anadolu topraklarına, âlem-i İslâm’a ve dünyaya dalga dalga yayılacaktı.

Bediüzzaman’ı tanıyan, Risale-i Nurlar’ın mahiyetini öğrenen mümtaz şahsiyetler o Nur halesi, hakikat ummanının etrafında toplandılar. Kur’ân güneşinin ulvî hakikatleri gönülleri aydınlatmaya, inkâr karanlıklarını dağıtmaya başlamıştı. Eli kalem tutan bahtiyarlar, saff-ı evvel mübarekler, Bediüzzaman’a talebe oldular, mukaddes Kur’ân ve iman hizmetlerine gönül verdiler. 

Isparta’dan, Barla, Sav Köyü, Kuleönü, İslamköy, Atabey, Eğirdir, Senirkent, Çobanisa, Sütçüler, Ali Köyü, Bozanönü, Küçük Hacılar Köyü… Taşı, toprağı mübarek beldelerde Nurlar, bir çığ gibi inkişaf etti, akılları ikna, kalpleri fethetti. “Hem her birisi hizmet-i Kur’âniye itibarıyla birer kutup hükmünde olan Nur Talebeleri,” yasaklara, baskılara, takiplere, tehditlere aldırmadan, hiçbir ezadan, cefadan, zulümden, zindandan, hapisten korkmadan, yılmadan hak bildikleri yolda çekinmeden, istikametle azim ve kararla yürüdüler.

Büyük bir iştiyak ve muhabbetle Nur Risaleleri okunuyor, okutuluyor, yazılıyor, ço-ğaltılarak uzaklardaki muhtaç insanlara ihtiyat ve “sırran tenevveret” düsturuna riayet edilerek Nur postacılarının omzunda taşınıyordu. Karanlığın koyu zulmeti ve manevî tahribatların gönülleri yaraladığı meş’um bir zamanda Bediüzzaman, “Böyle karanlık bir zamanda, bu ağır şerait altında böyle masumane ve  kahramanâne…” çalışanları mektuplarında duâlarla, takdir, tebrik, tahsin ile iltifatlar etmiştir.

İhlâs ve sadâkatle ulvî İslâm dâvâsına gönül vermiş, hayatını adamış Bediüzzaman ve talebeleri, Peygamberimizin (asm) Asr-ı Saadetini rehber almış hayatlarına düstur etmişlerdi. Kur’ân âyetlerinin Nurlu tefsiri Risale-i Nurlar, iman ve tevhit hakikatlerini dinî, ilmî, mantıkî delillerle, misallerle ispat ve ikna ediyordu. 1934’de Bediüzzaman ve 120 talebesi Isparta’dan Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilir. On bir ay sonra Kastamonu’da sekiz sene ikamet eder, Nur hizmetlerinin yükselişini durduramazlar. Bediüzzaman ve talebelerini Denizli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ve hapsine alınır. Dokuz ay sonra 15.6.1944 günü Denizli hapsinden beraatla tahliye edilir. Emirdağ’ına mecburî ikamet yolu görünür. 28.1.1948 yılında beraat ettiği aynı konular, gerekçeler, isnatlarla ve iftiralarla Afyon hapsine alınır. Defalarca zehirlenir, zulmedilir, dondurucu soğukta 5. koğuşta tecrit edilir. 20 Eylül 1949 tekrar üçüncü Medrese-i Yusufiye’den de beraat etmiştir.

Risale-i Nurlar’ı Mahkeme heyeti, ehl-i vukuf (bilirkişi heyeti) ve birçok kurum, kuruluşlar, şahıslar incelemişler, suç bulamamışlar. Beraat kararları, kaziye-i muhkeme halini almış, tam, sağlam ve değişmez bir hüküm olarak hukuk tarihine geçmiştir. Böylece Risale-i Nurlar’ı herkes duymuş ve tanımışlardır. Allah’ın (cc) inayetiyle Barla’da telif edilen Kur’ân’ın zamanımıza hitap eden kutsî âyetlerinin iman, ahlâk ve fazilet hakikatleri insanlığın imdadına yetişmiştir. 

Okunma Sayısı: 1742
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı