Çocukla eş zamanlı kalabilmek, onunla o “anda” var olmak, geçmiş ve geleceğe dağılmadan o an ne yapıyorsak, onda kalabilmek mümkün müdür?
Bir çocukla oturup oyun oynarken neden sıkılıyoruz? Her insan bir zamanlar oyun oynadı hâlbuki. Peki, sorun tam olarak nerede? Çocukla kaliteli vakit geçirmekten ne anlıyoruz?
Bütün bu soruların cevabı aslında bir şeyde gizli… Artık biz “anda” kalamıyoruz. “Anda kalabilmek” dikkatli, odaklanmış bir yavaşlık ister. Sakinlik, derinleşme, neyle ilgileniliyorsa orda kalma ve onu düşünme… Bunların hepsi aslında bir çocuğun yapabildiği şeyler iken bizlerin ne yazık ki kaybettiği yetiler.
İnsan, merak duygusu ile yaratılmış bir mahlûk. Merak duygusunun veriliş amacı, ilgilendiğin şeyden Yaratıcıya giden esrarı aralamak, esma keşfi, tefekkür vs. Ancak merak duygumuzun oburluğu ve tüketim hızı yüzünden kısa zamanda çok bilgiye ulaşıp hiçbirini işleyemiyoruz. O bilgilerin marifetullaha dönüşmesine müsaade etmeden tüketiyoruz. Bir nevi sindirilmemiş, hazımsızlık yapan gıdalar gibi. Zihin midemizi bulandırmaktan başka bir şeye yaramayan yığınlarca bilgi.
Sanal dünya hız algımıza ciddî ölçüde zarar verdi. Daha da kötüsü tefekkür yapma sistemimiz doğru işlemiyor artık. Kâinata bakan, baktıkça esmayı görmesi gereken gözlerimiz telefona kayıyor, güzel bir şeyi görünce hemen fotoğraflama, paylaşma iştahı uyanıyor. Henüz tefekkürü yapılmadan, o güzel şey tüketim nesnesine dönüşüveriyor. Ne akıl doyuyor, ne lâtifeler, ne kalp, ne hisler… Doyan sadece nefis.
Yemeği çok yemek, sünnete aykırıdır diye biliriz, ama neden diye düşünmeyince, bu bilgi sadece yemekle sınırlı kalıyor. Kâinat sofrasını da hızlıca tüketmek, ne fikrini, ne zikrini, ne şükrünü yapmadan, şak diye fotoğraf çekip, gözleri ekrana kilitlemek de sünnete aykırı değil midir?
Çocuk hızına ihtiyacımız var, ondan “anda” kalma, odaklanma, derinleşme dersleri almamız gerekli, sanal dünya ile bozulan ayarlarımızın tedavi noktası henüz ayarı bozulmamış, tefekkür sistemleri doğru çalışan çocuklarımızdadır. Tabiî, çocuk tefekkürünü becerebilirsek..