"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dil ve izzet

Nurenda Yaşar Coşkun
12 Mayıs 2020, Salı
Onlar, boş söz işittiklerinde ondan yüz çevirirler ve: “Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size; selâm size! Allah’a ısmarladık! Biz, cahillik edenleri aramayız.” derler. (Kasas/ 55.)

“Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman, izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler.” (Furkan /72.) 

Dinimiz, her konuda bize gerekli ölçüyü, âyetlerle ve âyetlerin yaşayan modeli Sünnet-i Seniyye ile açıkça ortaya koymuştur. Bir mü’minin karşılaştığı bazı durumlarda takınacağı tavır, o mü’mindeki birçok değeri sıkı bir şekilde korumaktadır. Öyle ki mü’minin izzet ve şerefi dahi kendi haline bırakılmamış ve dinin koruma sınırları içine alınmıştır. 

Boş söz, her mü’minin hayatında ya kendisinin düştüğü ya da çevresinde maruz kaldığı sık karşılaşılan bir problemdir. Kişi, bir şekilde boş sözlerin muhatabı olabilir ya da boş sözlerin söylendiği ortamlarda kalmış olabilir. Bu sebeple boş söz tanımına nelerin girdiğini iyi bilmek zorundadır. 

Hadis-i şerif “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır konuşsun ya da sussun.” der. Yani boş söz, ne dünyaya ne de ahirete bir faydası olamayan sözdür. Hatta tam tersi kişinin zamanından çalabilir, onu dil ile işlenen günahlara sürükleyebilir, dünya ve ahiretteki konumuna zarar verebilir. 

Boş söz karşısındaki takınılması gereken tavır âyet tarafından geçip gitme, ortamı terk etme yani tabiri caizse boş sözlerin söylendiği ortamlara bulaşmama olarak da anlaşılabilir. Bu konunun hassas bir konu olmasının sebebi, dil denilen organın, kişinin izzet ve şerefiyle çok alâkasının olmasıdır. İnsanlar tek cümlede dünyasını da ahiretini de batırabilir ya da tek bir iftiraya maruz kalarak, izzet ve şerefi bu dünyada zarar görebilir. Bu sebeple böylesine hassas bir konuda mü’mine düşen âyetteki hakikati bizzat uygulamak ve boş muhabbetlerin, dedikoduların, fayda sağlamayan sohbetlerin bulunduğu ortamlardan hızla uzaklaşmaktır. Bu onun için en hayırlısıdır. 

Özellikle iş ortamları, gevezeliklerin yoğun olduğu ortamlardır. Kişilerin arkadaşlarının arkasından çok rahat konuştuğu, dil ile işlenen günahların kol gezdiği ortamlardır. Böyle ortamlarda soluklanan bir mü’min bir süre sonra, kendisi de bu günahlara bulaşacak ya da insanların arkasından konuşmalarına zemin hazırlayacaktır. Bu ise o mü’minin içtimaî hayatındaki izlenimine, duruşuna zarar verecektir. 

İzzet ve şerefi korumak, hem dili tutmak, hem de boş muhabbetlerin geçtiği ortamları terk etmekle mümkündür. Mü’min her ortamın adamı olamaz, olmamalıdır da. Hatta mü’min girdiği ortamlar kadar, girmediği ortamlarla da duruşunu korur. 

Sonuç olarak, bazı âyetler bize yapmamız gerekenleri, bazı âyetler de yapmamamız gerekenleri öğütler. Boş sözler karşısındaki takınılması gereken tavır; dili, izzeti ve şerefi korumak için oradan uzaklaşmaktır.

Okunma Sayısı: 1155
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    12.5.2020 03:24:17

    İhtiyaca matuf, ilcaat-ı zamana muvafık güzel bir makale. Tebrik ve dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı