"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşlı oyuncakçı

Nurten Keskin
26 Ağustos 2018, Pazar
Yaşlı adam ayaklarını sürükleyerek evinin kapısına yaklaştı. Kırık dökük kapı gıcırdayarak açıldı. Zorlukla içeri girerek kendisini eski sandalyesine attı.

Derin bir nefes aldı. Küçük ve eski kulubesinin içini yaşlı gözlerle seyretti. Yerde yıpranmış bir halı, çatlak duvarlarda eski siyah beyaz resimler asılıydı. Gülümseyen genç ve güzel insanların resimleri. Sevgili karısı işte ortada, gözleri mutluluktan ışıl ışıl, kucağında küçük kızı. Ayakta duran oğlu. Yerde uzanmış yatan Sarman… Sıcacık bir aile tablosu.

Gözlerini duvardan pencereye çevirdi. Karısının elleriyle işlediği dantel örtüler. Yıpranmış, yer yer delinmiş, ama hâlâ çok güzeller.

Ayaklarını sürükleyerek mutfağa geçti. Bu gün hiç oyuncak satamamıştı. Çocuklar oyuncaklarını artık beğenmiyorlardı. Onlar tablet, bilgisayar oyunlarını seviyor, cicili bicili plastik arabalardan hoşlanıyorlardı. Eliyle yaptığı arabaları, topaçları artık kimse istemiyordu. Derin bir iç geçirdi. Biraz kuru ekmeği vardı. Suyla ıslatarak yemeye çalıştı. Birden eskiden neşeyle yenen yemekleri hatırladı. Tarhana çorbasının sıcak buğusunu, mis kokusunu duydu. Burnunun direği sızladı. Sevgili karısı çoktan melek olup uçup gitmişti. Kızı yurt dışında yaşıyordu. Eskiden ara sıra telefon ederdi. Şimdi aramaz olmuştu. İşleri çoktur her halde diye iç geçirdi yaşlı adam.

Ya oğlu… Onun da hanımı babayı istemiyordu. Yaşadığı ortama ayak uyduramıyormuş. Ele güne rezil olmak istemiyormuş. Git gide derin bir yalnızlığa terk edilmişti yaşlı adam.

Usulca yatağına uzandı. Hanımının elleriyle diktiği yorganına sarıldı. O da eskimiş, yıpranmıştı. Ama hâlâ sıcacıktı. Sevgili karısı gibi merhametliydi. Sıkıca sarıldı yorganına. Bir zamanlar çocukları bu yorganın üstünde zıplamayı ne kadar da severlerdi. Akşam olunca bir şenlik başlardı evde. Şimdi sadece eski evin çatısında uğuldayan rüzgârın sesi duyuluyordu.

Yaşlı adam biraz daha sıkı sarıldı yorganına. Gözlerini yumdu. Sanki ev eski haline dönmüştü. Sıcak sobanın çıtırtısı, karısının güzel sesi, çocukların kahkahası duyuluyordu. Derin bir nefes aldı. Uykunun kollarına bıraktı kendini…

Okunma Sayısı: 1306
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı