"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ah yalan dünya, yalandan yüzüme gülen dünya

Ömer Faruk ÖZAYDIN
06 Ocak 2019, Pazar
Arapça, Türkçe, Kürtçe ve Hintçe’de ortak kullanılan; ekonomiye, siyasete, aşklara şarkılara mevzu edilen “Ah yalan dünya, yalandan yüzüme gülen dünya” gibi serzenişler edilse de, yinede vazgeçilmeyen dünya.

O sebepledir ki insan, “bilerek dünya hayatını ahirete tercih ederler” âyetine masadak olmuş.

Evet, nedir dünya? Denî, aşağıda, zamanla mukayyed, tabiî bir ömrü olan, boyalı ve parlak yüzüyle aldatan, belli bir semaya kadar, toprak altı ve üstü, denizlerin içini de alan, yer küre ismi ile karıştırılan, hayattar Dünya...

Bütün sıkıntı ve meşakkatlerine rağmen, nefsin yardımıyla cazibedâr, kuvve-i şeheviyenin melâbegâhı; midenin, gözün tenezzüh mekânı, Allah hesabına olmayan aşkların, muhabbetlerin, boyalı evlerin içindeki haddi aşan lüks eşyalarını sergileyen ölümsüz dekorları, storeleri, dublexleri, firavun sarayları, piramitleri barındıran dünya...

Bir seyahat esnasında konaklamak için hanlara bedel, geceliği bilmem kaç bin dolarları bulan havuzlu, barlı lüx otelleri, rezidansları, gazinoları, meyhaneleri taşıyan dünya...

Garibanın ayağını yerden kesmek için bindiği 20/30 bine bedel, milyon dolarlarla alınan çelik zırhlı, içinde her türlü konforu olan, makam arabalarını gezdiren dünya...

Üstümüzü örtünmek için hayvan postlarıyla yola çıktığımız giyim-kuşam ihtiyacı; moda evlerine, defilelere, çantalara, kürklü mantolara milyonlar harcayarak gardrop odalarına varan sayısız, doyumsuzluğa götüren dünya..

Maaş, servet, ikbal, mansıb ve şöhret için değerlerini satan, her türlü hile ve desiseleri fani olan, geçici heveslere rüşvet veren dünya...

Allah’a isyan, ebeveyne karşı gelmek, katl’ler, zina, kumar, içki, faiz ve tecavüz gibi şen’i günahları işleyen insanın hedefindeki dünya...

Sen çalış ben yiyeyim, ben tok olayım başkası açlıktan ölse bana ne, yedin yine doymadın mı dedikleri dünya...

DÜNYA AHİRETİN TARLASI 

Kabil’in Habil’i öldürmesiyle başlayan dünya sevdası ve hırsı insanlığın bir kısmını vahşileştirmiş, diğer kısmını da köleleştirmiştir. 

Dinlerin değişmesinde, peygamberlerin katlinde, kavimlerin azgınlığında, kanlı savaşların çıkmasında bu dünya aşkı en başa yazılır.

Milyonlarca genci zehirleyen uyuşturucu tacirliği, silâh kaçakçılığı, GDO’lu ürünlerin piyasaya sürülmesi, bazı ilâçlara bağımlı hale getirilmesi, tohumların genleriyle oynanması, hormonlu gıda üretilmesi, petrol ve yeraltı kaynakları memleketi olan İslâm âlemine çökülmesi Dünya sultanlığından başka bir şey değildir.

3 buçuk İsrail’in İslâm âlemi ortasında dünyanın en zengini olması onların bu dünya hırsı değil mi?

Dinsizlerin ve muharref dinlerin müntesipleri böyle, ya İslâm âlemi?

2 milyar Müslümanın zelil ve dilenci hale gelmesine sebep olan ve Yahudilere benzemek isteyen sözde liderlerimiz; 4×4 Ralliler, bilmem kaç hatunlu krallar, prensler, altın taslar, maşrapalar, trabzanlar, deveyi hamuduyla götüren görgüsüz şeyh bozuntuları, öte yandan karnı midesine yapışmış, kemikleri sayılan Yemen’deki çocukların gözü önünde.. 

Fena ve fani bir adamın dediği gibi:

“Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, 

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!” 

Halbuki dünya bize ahiretin tarlası olarak verilmemiş miydi? Biz onun içinde mahsulatımızı ekip ahirette biçmeyecek miydik?

Sayısız peygamber gelip bizi irşad ile sınırsız cahilliğimizi, sınırsız zalimliğimizi, sınırsız sabırsızlığımızı dizginleyecek fermanlar getirmediler mi?

Peygamberler gitti diye onun talebeleri her asrı tenvir edip bize hakikatları, asrın idrâkine münasib bir dil ile hatırlatmadılar mı?

Peygamberleri unuttuk, Kâinatın Efendisi’nin (asm) sünnetine buhl ettik, Cenâb-ı Hak yine de bizi ihmâl etmeyerek her asırda memurlarını gönderip merhamet etmedi mi?

Asırlar bitti kıyamet yaklaştı, tam raydan çıkarken Mehdi-yi Â’zam’ın hatırına dünyanın ömrünü uzatmadı mı? Hz. İsa’yı insanlığı kurtarsın diye göndermedi mi?

Dünya treni son durağa yaklaşıyor, vagonlar gürültü patırdıdan, bir bir devrilirken, gözler Nur vagonunda.

Yalan dünyanın tek gerçeği...

Okunma Sayısı: 4607
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı